Günlük hayatımızın merkezinde yer alan sosyal medya hayatımızda her geçen gün daha önemli bir yer kaplar hale geliyor. Artık bireysel ve kurumsal olarak sosyal medyada yer almak bir tercihten çok bir zorunluluk olmaya başladı. Hal böyle olunca, çalışanlarımızı da bu konuda bilgilendirmek ve onlara bir vizyon vermek daha da önemli hale geldi.
Bu çerçevede geçtiğimiz günlerde Yeşim Tekstil’de kadınlara yönelik yürüttüğümüz “Kelebeğin Dünyası” projesi kapsamında sosyal medya fenomenlerinden biri olan Selcan Aydın’ı konuk ettik ve sosyal medyada fark edilme tüyolarını aldık kendisinden. İşte onun kendi ifadeleri ile sosyal medyada doğru yer almak için yapılması gerekenler;
“Her şeyden önce sosyal medyada takipçi sayısını arttırmak için kimi, kimleri hedeflediğiniz çok büyük önem taşıyor. Öncelikle kime hitap etmek istediğinizi, hedef kitlenizi belirleyin. Hedef kitlenizin hangi yaş grubu, hangi cins, hangi işi yapan kişilerden ve benzeri özelliklerden oluşacağını netleştirdiğinizde, içeriğinizi nasıl oluşturacağınızı da belirlemiş oluyorsunuz. Her zaman hedef kitlenizin genel özellikleri doğrultusunda paylaşım yapmalısınız.
İkinci önemli konu ise insanın kendini tanıması. Siz hangi konuda kendinizi daha başarılı buluyorsanız, hangi alanda kendinizi yetenekli hissediyorsanız bunun üzerine gitmelisiniz. Bunun için de önce kendinizi keşfetmeniz gerekiyor. Fotoğraf mı? Yazı mı? Başka bir şey mi? Hangi alanda ne kadar iyi olduğunuzu belirleyip bu yoldan devam etmelisiniz.
En başarılı olduğunuz, kendinizi en iyi ifade edebileceğinizi düşündüğünüz alanda paylaşımlar yapın. Konunuz mizah, seyahat, sosyal sorumluluk ve benzeri konular olabilir. Önemli olan spesifik bir konu seçerek, o yönde düzenli paylaşımlar yapmanız. Böylece sizin yapabildiklerinizle, yeteneklerinizle sizin gibilere, sizinle aynı şeyleri sevenlere ulaşacak, sizin verdiklerinizi almak için sosyal medyada bulunan doğal takipçiler kazanacaksınız.
Paylaşımlarda doğru etiketler kullanın ve duygularınızı, hissettiklerinizi yazın, diliniz mutlaka samimi olsun. Özellikle bunların hepsi bir bütün halinde bir araya geldiğinde sizin paylaşımlarınızı takip etmek isteyecek birileri elbette olacaktır.
Gündemi takip etmek, özellikle Twitter’da gündem ile ilgili üst sıralarda yer alan hashtag’ları takip etmek de son derece önemli. Belli bir konu üzerinde yoğunlaşırsanız ve hep o konuda bir şeyler yaparsanız, aynı konularla ilgilenen bir sürü takipçi kazanırsınız.
Sosyal medya herkese, maliyet açısından düşük bütçelerle geniş kitlelere ulaşma imkânı veriyor. Geleneksel medyada yayınlanacak bir reklam için prodüksiyon ve yayın maliyetleri oldukça yüksekken, sosyal medyada bir cep telefonuyla çekim yapıp birkaç dakika içerisinde binlerce kişiye ulaştırabiliyorsunuz. Ve geleneksel medya mecralarının aksine, reklamınızı ulaştırdığınız kişilerle bire bir iletişimde olabiliyorsunuz. Bu açıdan sosyal medyanın çok daha düşük maliyetli, hızlı ve interaktif bir reklam mecrası olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu durumun dijital medyanın, geleneksel medyayı öldürdüğü şeklinde de algılanmaması gerekiyor. Çünkü geleneksel hiçbir zaman yok olmayacak, ölmeyecek. Hatta tam aksine bu iki mecra birbirinden besleniyor ve ileride de beslenmeye devam edecek. Sosyal medya ağları yarın öbür gün şekil değiştirebilir. Bugünün Facebook’u, Twitter’i, Instagram’ı yarın bambaşka isimlerle karşımıza çıkabilir ama geleneksel hep bildiğimiz gibi yaşamaya devam edecek.”
Bütün bu paylaşımların ışığında gelecek; sosyal medyada doğru yapılanan, dijital dönüşümün avantajlarını kendine en iyi, doğru şekilde yansıtan ve kendini bu konuda sürekli olarak yenileyen, birikimini yeni mecraların dinamizmi ile birleştirebilen bireylerin olacak diyebiliriz değil mi?
