Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
STRATEJİ

Yapmanın gücü

7 Mart 2014 , Cuma 11:54
Yapmanın gücü
hakan@senbir.gs

Steven Spielberg’in yönettiği “Er Ryan’ı kurtarmak” adlı filmin başlarında bir çıkarma sahnesi vardır. Müttefik kuvvetlerin, çıkarma gemileriyle Normandiya’nın Omaha sahiline yüklenmesini anlatan bu sahne, sinema tarihinin en uzun savaş sahnelerinden biridir. Birbirinden acı anlarla doludur bu çıkarma sahnesi. Az sonra öleceğini bilen askerler... Gemi kapaklarının açılmasıyla askerlerin alınlarından tek tek vurulmaları... Mermilerin suyun içini delerek bedenlere girişi... Çaresizce kıyıya çıkmaya çalışanlar... Patlayan mayınlar, kopan bacaklar, lav alevleriyle yananlar.. Martılardan kaçarak denize ulaşmaya çalışan kaplumbağa yavruları gibi kaçışan insancıklar... Deliren subaylar, şuursuzca ortada dolaşan askerler... Kulakları sağır eden patlamalar... Sahili tarayan Alman birliklerine adım adım yaklaşış... Her adımda yok olan canlar... Kıpkırmızı bir kumsal. Siperlerinin tek tek düşüşüyle ölüm sırasının Almanlar’a geçişi... Savaşın gerçek yüzü... Kısaca, tam yirmi dört dakikalık nefes kesen bir insanlık dramı.

Eğer, yukarıdaki sahneyi siz çekiyor olsaydınız; ve bu çekimi bir kurul onaylıyor olsaydı, nasıl anlatırdınız?

“Öyle bir çıkarma sahnesi çekeceğim ki, seyredenler koltuklarına çakılacak” cümlesi belki de “Er Ryan’ı kurtarmak” filminin çıkarma sahnesi için en tanımlayıcı açıklamalardan biri olurdu ama filmin çekimine onay verecek kurulu ne kadar ikna ederdi, bilinmez.

Ya da yirmi dört dakikalık bu insanlık dramının her planını detaylı anlatan bir “story board” çizdirip, filmin müziği arka planda çalarken anlatsaydınız, faydası olur muydu? Bu yolla bile, bu sahnenin o kurulun kalbine işleyeceğini sanmam.

Spielberg’in bu sahneyi bir kurula anlattığını düşünmüyorum. Anlattıysa bile, “Öyle bir çıkarma sahnesi çekeceğim ki, seyredenler koltuklarına çakılacak” tadında yaklaştığını düşünürüm. Zira, çoğu zaman iyi bir fikri başarıyla gerçekleştirmenin yegane yolu yapmaktır. Yapmanın gücü, çoğu zaman anlatmanın çok üstündedir. Çoğu büyük iş, anlatmanın değil, yapmanın gücüyle hayata geçmiştir.

Efsane reklam filmleri de öyledir. Alelade bir margarin reklamını “story board” ile anlatabilirsiniz ama Apple’ın “1984” filmini“story board” ile anlatmak neredeyse imkansızdır. Böyle bir filmi düşünür ve çekersiniz; yani sadece yaparsınız.

Kalbe işleyen bir evlilik teklifinin provası olmaz. Böyle bir teklifi gerçekleştirmeden önce onay almak için birilerine anlatırsanız, bu duygu kimseye geçmez; hatta onay bile alamazsınız.

Etkili bir sunum, yapıldığı anda etkilidir. Ben bugüne dek müşteriden önce patrona yapılan sunumların hiçbirinde bir heyecan duymadım.

Yapmanın gücü duyguyla artar. Kafanızda canlandırdığınız ve kalbinizi pır pır eden her fikir başarıyla yapılmak için sıra bekler. Bunun aksine, eğer en sevdiğiniz şiiri sizden önceki çocuk kapmışsa, işiniz zordur. Bin kere ezber okuması yapsanız da, seyirci önündeki son okuma tamamen risk altındadır.

Kafanızda netleşmiş ve kalbinizden geçmiş her iş, sadece bir şeyi beklemektedir: YAPMAK.

Çoğu zaman yapmanın gücü her şeyin üzerindendir. 

 

Hakan Senbir Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

Hakan Senbir Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın

Yazarın Diğer Yazıları