Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
ENERJİK İLETİŞİM

İbiza önyargısı; ada sadece eğlence değil ki!

2 Eylül 2016 , Cuma 10:06
İbiza önyargısı; ada sadece eğlence değil ki!
ecevahapogluweb@gmail.com

Bir şehre veya bir filme gidenlerin yorumlarını artık ‘kişisel’ olarak değerlendiriyorum. Çünkü bir insanın gördüğü şey, baktığı şeydir. Gittiği bir şehirde ona dokunan noktaları öne çıkaracaktır veya izlediği bir filmin onda uyandırdığı hisleri paylaşacaktır.

İspanya’nın ‘eğlence’ ve ‘gece kulübü’ adası olarak ün salmış İbiza da benim için artık bu kategoriye giriyor. Bence, İbiza sadece diskolar ve beach partilerden ibaret bir yer değil.

Bir yerde bulunurken ruh durumun önemli evet ama farklı isteklere göre de birçok opsiyonun var olduğunu yadsıyamayız. Evet, İbiza’da gerçekten ünlü DJ’lerin çaldığı devasa kulüpler var; onlarca beach club var. Ama bu plajların hepsinde bangır bangır müzik veya parti yok. Huzur arayana sakin plajlar da var. Güzel yemekler de… Zaten deniz adanın her yerinde muhteşem!

İbiza’da 80 plaj var; kuzeyi, güneyi, batısı, doğusu ayrı zevklere hitap ediyor. Hatta feribotla 30 dakika mesafede, Bahamalar’ı aratmayan Formantera adası var. Benim gittiğim bazı plajlarda çoluk çocuklu aileler gayet güzel tatil yapıyordu. Bazısında da havuzun içinde alkol ve müzikli partiler…

İbiza’ya bu yaz Borajet’in direkt uçuşlarının başlamasıyla (Perşembe-Pazar) önde gelen tur şirketleri ulaşım, konaklama ve transferden oluşan genel paketler ve isteyene şehir, tekne turu gibi extra seçenekler sundu. Ben adaya bir kız arkadaşımla Pronto Tour vasıtasıyla gittim.

Son anda tura katılmaya karar verdiğimiz için, 4 yıldızlı oteller dolmuştu ve sadece tertemiz olma özelliği olan hemen sahil kenarında 3 yıldızlı bir otelde kaldık.

İbiza büyük bir ada; Mikonos veya benzeri adalar gibi mesafeler göreceli kısa değil. Havalimanı ve şehir merkezi adanın doğusundaki Eivissa bölgesindeyken doğası ve denizi güzel beachler batıda diyebiliriz. Otelimiz de bana Bodrum’un Gümbet’ini hatırlatan Sant Antoni bölgesindeydi. Turlar genelde bu bölgede oteller seçiyormuş.

Adanın en güzel plajlarından Cala Bassa, otele taksi veya hemen önüne kadar götüren otobüsle 15 dakika mesafede. İspanya’da, deniz yasası gereği, sahiller halka açık; ancak sahilden belli bir mesafe sonra ücretli plaj yapabiliyorsunuz. Cala Bassa’nın bulunduğu koyun denizi enfes, su berrak, kumsalda rengarenk şemsiyeler ve havlularıyla isteyen kumlara yatıyor; seyyar satıcılardan 2.5 euroya su alabiliyor; 20 metre yukarıda ise ücretle şezlong kiralayabiliyorsunuz. Havyardan istiridyeye, İspanyolların meşhur yemeği Paella’nın yendiği şık restoranından butiklere kadar her şeyi de arkada bulabiliyorsunuz. Müzik alttan az az geliyor ve hiç rahatsız etmiyor.

Ancak, taxiyle 35-40 euro gidişe, 35-40 euro dönüşe ödeyerek, şezlong veya kabanasına göre sağlam Euro ödediğiniz lüks beach clublara da gidebilirsiniz. Blue Marlin, Nassau ve Nikki Beach girişi 100 euro civarında olan beachler. Biz Bodrum’da da var diye Nikki’ye gitme gafletinde bulunduk. Dünyadaki konsepti gereği, denize girilmeyen, sadece havuz kenarında bar ve eğlence mantığı olan lüks bir beach club burası. Zaten bunu bilerek gidiyorsun; ancak müdürlerinin kabalığı ve ‘kazık’ hesabı benim için buraya kocaman bir eksi yazdı. Öğle yemeğinde ıstakoz, yengeç..vs tercih etmiştik ama hiç alkol içmeden iki kişi 400 euro hesap ödeyip çıkmak tabii biraz dokundu.

Yine de moralimizi bozmadan tatilimize devam ettik. Çünkü akşamları, surlarla çevrili İbiza Kalesi’nin olduğu şehir merkezine bayıldık. Harika butikler, cafeler, eski şehir, uluslararası bir kalabalık tam tatil havasına soktu bizi.

Hippie’lerin de adası olarak bilinen İbiza’da Hippi ve Kovboy tarzı giyim ve aksesuar alışverişi yaptık. Renk renk mandalaların basıldığı havlulardan satın aldık.

Unutulmayacak hoş bir anı da, gidildiğinde mutlaka yapılması gereken, Cafe Del Mar’da gün batımını izlemek… Oturacak yer bulamazsanız ayakta da izleyip bol bol fotoğraf çekip cep telefonunuzdan yayın yapabiliyorsunuz.

Ve gelelim gece hayatına; daha doğrusu DJ’i bol diskolarına. Burada ‘gece kulübü/night club’ demeyi sevmiyorlar; müzik ve dansı anımsatan ‘disco’ yu kullanıyorlar. Dünyanın en iyi ve ünlü DJ’leri buradaki mekanlarda konser havasında çalıyor; her gece belli başlı 10 diskoda ünlü bir DJ sahne alıyor! Biletleri önceden alabildiğiniz gibi kapıda da satın alabiliyorsunuz; biletler 50-80 euro arası. Tıkış tıkış ayakta DJ kabinine odaklandığın için çok fazla içki satışı olamıyor. O yüzden de sanırım konser tarzında biletler satılıyor.

Ben en merak ettiğim iki diskoya gittim; Pacha ve Ushuaia; bir gece Martin Garrix vardı; diğerinde David Guetta. Martin Garrix açık alanda 22-24 arası çıkarken; David Guetta kapalı mekanda gece 3’de çıktı! Tabii benim uyku saatlerime ters zamanlarda eğlenildiği için saatlerce ayakta durmak beni yordu.

Buna rağmen iki sabah erken kalkıp sahil kordonunda koştum; sağlıklı kahvaltı yaptım. Sıfır alkolle yani hiç alkol almadan da İbiza’da tatil yapılabiliyormuş.

Üç gün yeter sanıyordum ama İbiza’yı şimdiki aklımla bir kez daha gezmek istiyorum. Adanın diğer bölgelerine, mağaralarına, tekne turlarına gitmek istiyorum. Ada öyle büyük ki (Bodrum Yarımadası’nı hatırlattı bana; balık yemeğe Gümüşlük’e; marinaya Yalıkavak’a gidersin; eğlenceye Türkbükü’ne, alışverişe merkeze…), yolda geçen zamanı hesaplayıp, taksi kullanmayıp, araba kiralayarak bir versiyon daha deneyimlemek isterdim. Artık seneye sezona…

*

Ece Vahapoğlu Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

Ece Vahapoğlu Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

Ece Vahapoğlu LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın

Yazarın Diğer Yazıları