YENİ DEĞERLER, DENGELER VE DENEMELER ÇAĞINDAYIZ. KUŞAKLAR ARASINDAKİ HIZ TANIMLARI O KADAR ÇOK DEĞİŞTİ Kİ ŞİRKETLER BUNA AYAK UYDURMAKTA ZORLANIYOR. SORUNUN ÇÖZÜMÜ TERS MENTORLUK YÖNTEMİNDE OLABİLİR.
Bu dönem sanırım hepimiz kobay olarak kullanılıyoruz. Her şey yeni, her şey başka, her şey tanımlanmaya bile fırsat bulamadan tükeniyor. Eskiyen dünya hızla yenileniyor. Yeni bilgilerle yeniden yapılanıyor. İnsanoğlu bu hızın gerisinde kaldı. Ancak bu durum tipik bir kuşak farklılığı değil, kuşaklar arasındaki hız tanımları o kadar çok değişti ki, eski kuşaklar buna ayak uydurmaya fırsat bile bulamadı çünkü farkına varamadı.
O yüzden yeni kuşakları “y”, “z” gibi tanımlarla anlamaya, algılamaya çalışıyoruz. Bu sürece zaman zaman dirensek de ruhen bir kabullenişin esiriyiz. Sadakat, aidiyet, sorumluluk, ekip ruhu, sinerji, gibi kelimeler artık tanımını bulmayan, değeri olmayan kavramlardan başka bir şey değil. Yeni değerler, dengeler ve denemeler çağındayız. Üstelik eskiden olduğu gibi kuralları tecrübeliler değil, tercihen tecrübesiz olanlar koyuyor. Duyguları, kendi değer yargıları, beklentileri ve iletişim şekilleriyle yeni dünya düzeni genç kitlenin kontrolünde. Son dönemde iş, sanat ve sosyal hayata yön verenlere bakın, yaş ortalamaları 30! Çoğu 20’li yaşlarında keyif, mutluluk ve huzuru hayatlarının odaklarına koyup denenmeyi denemek, hayallerini gerçekleştirmek üzere bir hayat anlamında buluşmuş gibiler. Bu bilinmezlik içinde dünyanın yeni kural koyucularını hayatımıza davet etmemiz, tüm algılarımızı onları anlamaya odaklamamız gerekiyor. Kendimize güvendiğimizden daha fazla onlara güvenmemiz gerekiyor. Hatta onlardan öğrendiklerimizle özgüveni, ahlaki değerleri, dünyevi beklentileri ve toplumsal bilinci yeniden tanımlamamız gerekiyor.
Ters mentorluk kavramı da bu yeni hayat düzeni sayesinde hayatımıza girdi. İlk olarak GE Yönetim Kurulu Başkanı Jack Welch tarafından popüler hale getirildi. Yaklaşık 10 yıl önce hayatımıza girse de ters mentorluk programını uygulayan şirketlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Fast Company’nin kurucularından Alan Webber ters mentorluğu şöyle açıklıyor: “Bir şirketteki örümcek kafalı kişilerin 40’larına, 50’lerine geldiklerinde, gelecekle 20’lerindeki kişiler kadar bağlantılı olmadıklarını fark etmeleridir.” Zira insanlar 20’li yaşlarında hem daha açık fikirli hem de geleceğin teknolojisine daha çabuk adapte olur.
Ters mentorluğun en güzel ve en verimli örneklerinden biri olarak Robert De Niro ve Anne Hathaway’in başrollerini paylaştığı “Stajyer/The Intern” filmi gösterilebilir.
Ters mentorluğun faydaları ise şöyle:
*İki tarafın da bilgi eksiklerini kapatır. Örneğin eski bir çalışan sosyal medyayı genç bir kişiden öğrenirken, genç olan da iş terminolojisi ve endüstri uygulamalarını yaşça daha büyük olan çalışandan öğrenir.
*Gelişmekte olan liderlere güç katar.
*Farklı jenerasyonlardan çalışanları bir araya getirerek kuşak ayrımını değil, kuşak kaynaşmasından doğan sinerjiyi hedefler.
İyi haber şu ki, ters ya da karşılıklı mentorluk, şirket rehberlik programlarına da kolaylıkla adapte edilebiliyor. Bunun için çok fazla bir şey gerekmiyor, sadece farklı jenerasyonda çalışanları eşleştirmek ve düzenli olarak bir araya gelip fikir alışverişinde bulunmak için onları teşvik etmek yeterli. Ayrıca ters mentorluk aynı cinsten veya aynı geçmişe sahip kişilerle sınırlı olmamalı zira bizden farklı olan kişilerden öğreneceğimiz çok şey var.
Yelda İpekli LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Yelda İpekli Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Yelda İpekli Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Yelda İpekli Instagram hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
