Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
"TRENDS"

Dayanıklıların ve Dayanışmanın Dünyası...

29 Mayıs 2017 , Pazartesi 14:45
Dayanıklıların ve Dayanışmanın Dünyası...
yelda@yeldaipekli.com

Demir adamlar ve kadınlar; müthiş bir özveri, dayanıklılık, çaba, dayanışma ve motivasyon bu dünyanın temel dengeleri. 18 Şubat 1978’den günümüze güç odaklı yarışların en prestijlisi Ironman yarışlarından bahsediyorum. Yüzme, bisiklet ve koşu gibi en çok dayanıklılık gerektiren 3 sporun parkurlarından oluşan “triatlon”un fikri tamamıyla güçten çok dayanıklılık odaklı…

Gücü doğru kullanmak sadece fiziksel bir durum değil, zeka ile doğru hamlelerle gücü yönetmek ve DAYANIKLILIĞIN SINIRLARINI ZORLAMAK Ironman”lerin felsefesini de oluşturuyor.

Benim gözümde en keyifli halk hareketi. Çünkü Ironman yarışlarında profesyoneller dışında yarışanlar tamamen gönüllülük esasına dayanarak kendi çabalarıyla bu yarışmalara katılıyorlar. Yani katılımcılar sadece profesyonel sporcular değil, iş adamları ve kadınları, öğrenciler ve hatta emekliler. Evet, gördüğüm kadarıyla 18 yaşından büyük ve 80’den genç farklı yaş gruplarında erkek ve kadınların kendi sınırlarını zorlamak için hırslandıkları ama birbirleriyle olmaktan büyük keyif aldıkları kocaman bir halk hareketi. Katılımcıların kazandıkları tek şey orada ki dostluklar ve anılar. Üzerine para vererek bu yarış için hazırlanıyorlar ve katılıyorlar.

Mayıs ayında yapılan Mayorka etabını izlemek muhteşem bir anıydı benim için. Enfes deniz ürünleri ve ucuz restoranları,  şahane kumsalı ve güneş batışlarının bu kadar romantik olduğu meltem rüzgarının yumuşak dalgalanmaları ile bütünleşen, İspanya’nın gözde tatil beldesini böylesine dinamik bir yarışa ev sahipliği yaparken yaşamak unutulmazdı.

Bir spor müsabakasının çok ötesinde yarışmacılar, aileleri, arkadaşları ve hatta fanlarıyla birlikte Mayorka’yı hareketlendirmişlerdi. Engelli oğlunu motive etmek için yarışa katılan ve oğluyla yarışan babadan tutun, ailece 3’lü grup oluşturanlar, rahip olup ta tatillerini bu yarışmalara katılarak geçirenden tutun, yarış sırasında tanıştığı ve yine bir yarışta evlenme teklif eden çifte kadar duygusal hikayelerle dolu bir ortamdan bahsediyoruz.

İspanya’nın bu gözde tatil beldesi ile ilgili bazı bilgilerden de bu fırsatta bahsetmek isterim.
1. İspanya’nın bir adası ve Chopin ile George Sand büyük aşklarını burada yaşamışlar
2. İspanya'ya ait Balear Adalarının (Palma de Mallorca, Palma de Minorca ve İbiza) en büyük adasıdır.
3. Bellver Kalesi, görkemli katedralleri ve Lonja adındaki İspanya'nın tüm tarihi yapılarının minyatürlerinin bulunduğu marketi, inci fabrikaları, yel değirmenleri ve yer altı mağaralarıyla ünlüdür. Eğlence sektörü ve barlar İngilizlere aittir. Mehmet Ali Ağca'nın Papa II. John Paul Suikasti için ceza evinden kaçtığında saklandığı adadır.
4. Başkenti Palma de Mayorka’dır. Michael Douglas ve Cathrine Zeta Jones’un villalarının, Avrupa’nın en büyük havaalanlarından birinin bulunduğu adadır.
5. Bir gün yolunuz düşerse mutlaka Cafe Cappucino ya gidip Mocacchino içmeli ve Parliament Restaurant’ta Paella yemelisiniz.
6. Sahildeki Sa Gavina’da kumsal üzerinde yemek yemek muhteşemdir. Eski şehir romantizm için idealdir.
7. Burada insanlar kendini İspanyol değil Mayorkalı kabul eder hatta Mayorka adası İspanya'dan bağımsız ayrı bir ülke gibi görülür. Yabancılarla İspanyolca konuşurlar ama dilleri farklıdır aslında. Kendi aralarında Mayorkin dili diyebileceğimiz bu dili konuşurlar.

Gelelim yarışlara…
Yarışlar sabah 08.00’de yüzme etabı ile başlıyor. Toplam etap 70.3 mil yani 113 km. Bunun 1.9 km’si yüzme, 90 km’si bisiklet ve 21.1 km’si de koşudan oluşuyor. Her etap arasında hazırlanan özel alanlarda yarışmacılar kıyafet değiştirip o etap için gerekli hazırlıklarını yapabiliyorlar.

Antalya’da Ekim ayında yapılacak etapta, Mayorka ile aynı uzunlukta. Ancak bir Türk olarak böylesine prestijli bir organizasyona ev sahipliği yapmanın gururunu da oradayken yaşadım. Mayorka’da yarışlar sabah 08.00’de bitti ve son yarışmacının alkışlar eşliğinde finiş çizgisine geldiği 17.30’da sonuçlandı.

İlk 3’e girmek önemli ancak sıralamadan çok dayanarak yarışı bitirmek esas amaç. Sonuçta 16 saatlik süre içinde finiş çizgisine ulaşan herkes ironman olarak kabul ediliyor. Tüm etaplara tek başınıza katılabileceğiniz gibi, 3 ya da 2 kişilik ekipler de oluşturabiliyorsunuz. Ben 3 kişilik bir ailenin aralarında iş bölümü yaparak katıldıklarını izledim.
Yarışmaya 3500 kişi katıldı. Bunun ancak %5’i profesyonel olarak desteklenen yarışmacılar, geriye kalanlar işi spor olmayan insanlar. Katılımcıların %16’sı kadındı ne yazık ki… En fazla İngiltere, İspanya ve Almanya’dan katılımcı vardı. Gloria Hotels/ Antalya tarafından 15 Ekim’de yapılacak olan etap için kurulan standa ilgi çok büyüktü.  Gün boyunca 35.000lt su, 15.000 adet muz tüketildi. Muz özellikle yarış sırasında tercih edilen bir meyve. Yarışta kaybedilen potasyumu dengelemesi için tercih ediliyor.

Ironman’in doğuş hikayesi de enteresan. Hawaii’deyiz; sörf yapmak için en uygun lokasyonlardan O’ahu sahilinde ama tropikal havanın azizliği her gün sörf yapmak mümkün olamıyor. Bisikletçi Eddie Merckx ve asker John Collins’in aralarında girdikleri iddia aslında hikayenin başlangıcını oluşturuyor. İddia konusu yüzücülerin mi yoksa bisikletçilerin mi akciğer kapasitesi daha fazladır. Bunu anlamak için başladıkları serüven bugün Ironman olarak dev bir organizasyona dönüşmüş. İsim babası Collins yarışı bitiren ironman olsun deyince bu isim devam ettirilmiş. Collins ve Merckx‘in girdiği bu yarışta kazanan ikisi de olmamış tamamen tesadüfen yarışa katılan Gordan Haller ilk yarışı kazanıp bu unvanı alan kişi olmuş.

1978 yılında 15 kişilik bir katılımcı ile Hawaii’de başlayan günümüzde Bahreyn’den, Arap Emirliklerine, Norveç’den Estonya’ya kadar binlerce kişinin katıldığı bir efsaneye dönüşmüş durumda. Çok sevdiğim bir mottosu var;
“İstediğin zaman bırakabilirsin, kimse bilmeyecek. Sadece sen hayatının geri kalan döneminde bıraktığını hiç unutmayacaksın”

Türkiye etabının ev sahibi, Antalya Gloria oteller zinciri. Bu işe gönül koyan kişi ise Elif Özaltın. Genç dinamik bir girişimci. Gerçekten artık deniz kum güneş ötesine geçilen bir tatil anlayışı trendinin içindeyiz bu anlamda Ironman Türkiye girişimini çok destekliyorum. Mayorka’da henüz mevsimi olmadığı halde yarışın yarattığı turizm gelirini tahmin etmek bile beni heyecanlandırdı. 3500 yarışçı ve aileleri 3 gün boyunca adanın ekonomisine ciddi katkıda bulundular.

Yelda İpekli LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Yelda İpekli Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Yelda İpekli Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Yelda İpekli Instagram hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın

Yazarın Diğer Yazıları