Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
HR & PR

Hapsedilen iyi fikirler

11 Şubat 2014 , Salı 09:27
Hapsedilen iyi fikirler
idil.turkmenoglu@halklailiskiler.com

Birkaç kez çeşitli nedenlerle, bu köşede, “iç iletişim” konusunun organizasyonel yeri ve sahipliği hakkında yazmıştım. Son dönemlerde değişik şirketler ve farklı iletişimciler vasıtasıyla karşıma çıkan bazı “vak’a”lar- örnek olaylar - bir kez daha gösterdi:

İç İletişim, CEO’dan hatta eğer şirketle ilgililerse hissedarlar ve Yönetim Kurulu’ndan başlayarak tüm yöneticilerin, dolayısı ile tüm departmanların görevidir. 

Tabii ki kural, metot ve araçları geliştirip takvimi sahiplenmekle görevlendirilecek  kişi veya kişiler olmalıdır. Ama onlar da tek başına Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkilerciler değildir. Bu işin sorumlusunun sadece İnsan Kaynakları’na bağlanmış bir çalışan da olamayacağı gibi.

Departmanlara hapsedilmiş felsefelerin yaşama şansı var mı?

Değerli bir amaç ya da felsefeyle yola çıkılsa da departmanlaraveya bir iki kişiye hapsedilmiş işlerin yaşama şansı yoktur.Bu sadece iç iletişim ile ilgili bir konu değil. İnsan Kaynakları, Sürdürülebilirlik, Bilgi Sistemleri ve hatta Mali İşler için bile geçerli. Evet , Mali işler için bile.

Bütçeyi yönetme sorumluluğu, nakit akışını düşünmek sadece Mali İşler’in görevi midir? “Bütçemde nasılsa var” diye, istediğiniz gibi satın almalar yapıp, ödemelere söz verebilir misiniz?

Veya İnsan Kaynakları departmanının işi gibi görülen, çalışanların “turnover”ı (işten ayrılması) aslında her yöneticinin birebir yönetimi ve etkisi altındadır.

Kurumsal Sorumluluk, ajans desteği ile Kurumsal İletişim’in yürüttüğü reklama dayanan vicdan temizleme aracı olabilir mi? Asla. Çalışanların her biri “kurumsal vatandaş” olmadan, kurumsal sorumluyuz denebilir mi?

Aynen bu tip sorumlulukların bir şampiyonunun gösterilmesi ama ardından tüm şirkete yayılması gibi, “iç iletişim”, “işveren markası”, “kurumsal sorumluluk”, “çalışan bağlılığı”, “verimlilik” gibi konuların tümü küçücük birimlere hapsedilemez. Hapsedilirse yaşayamaz.

Çalışan Memnuniyeti puanlarını niye arttıramadın?

Diye sormuş, bir şirkette üst yönetim.

Kime?

Tüm yöneticilere değil maalesef. “Çalışanla İlişkiler ve İşveren markası” departmanına.

Sonra da, “yok, yapamadılar” diyerek departmanı kapatmışlar. Tam onlardan beklendiği gibi.

Tüm çalışanlara da güzel bir mesaj vermiş olmuşlar. İşveren Markaları’na da bir yıldız daha takılmıştır.

 

İdil Türkmenoğlu Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın

Yazarın Diğer Yazıları