Harıl harıl gelecek yıl bütçeleri hazırlanıyor. Satış tahminleri yapılıyor, ‘giderler nereden kısılır’a bakılıyor, kurlar, endeksler, asgari ücret artış oranları yakından takip edilip formüllere katılıyor. Birkaç gel-gitle, birkaç senaryoya uygun birkaç bütçe çalışılacak, konsolide edilecek. Bu çalışmalar, Aralık sonuna kadar, aylar sürecek.
Bütçe çalışması vizyonu gösterir. Bütçe çalışması, şirketin önceliklerini, olaylara, işlere, departmanlara nasıl baktığını anlatır. Aynı bir ülkenin bütçesinin, onun karakterini gösterdiği hatta kaderini belirlediği gibi.
Bazı şirketler, ”çalışanlarımız en kıymetli varlıklarımızdır” derler ya, onun doğru olup olmadığını bütçeyi inceleyerek anlayabilirsiniz. Teknolojiye, reklamda dijital kanallara ayrılan bütçenin de söyledikleri vardır,lojistik de çeşitli ipuçları verir. Pesonel bütçesinin kompozisyonundan o kurumun insan kaynaklarını nasıl yönettiğini, yönetim politikasını da anlarsınız. (Aynen ödediğiniz verginin nerelere gittiğinin, ülke politikası ve değerleri hakkında bilgi vermesi gibi. Örneğin Şikago’nun bir mahallesindeki bir daire için ödenen emlak vergisinin %12’si park-bahçe ve müzelere, %60’ı bölge okullarına,%2’si kütüphaneye, %10’u ormanı koruma, halk sağlığı, güvenlik gibi işlere gidiyor. Geri kalan %15 kadarlık bir bölüm de il yönetimine aktarılıyor. Bu dağılımı da kuruşu kuruşuna beyanname üzerinde gösteriyorlar.)
Şirket bütçeleri yapılırken, “iç iletişim” bütçesini kimler gözden kaçırmayacak acaba? Dış iletişim (yani müşterilere ve diğer dış paydaşlara yapılan pazarlama, halkla ilişkiler, etkinlik organizasyonları vb) gibi, iç paydaşlara yönelik de hazırlanması gereken kitapçıklar, broşürleri, yapılacak kutlamalar, toplantılar, etkinlikler olacaktır. Çalışanlardan oluşan motivasyon/hobi komitelerinin giderleri olabilir. Intranet iyileştirilecektir, şirket içi twitter uygulaması planlanabilir. Yarışmaları ve ödül törenlerini de unutmamak gerekir.
Çözülmesi gereken bir konu da bu kalemlerin hangi departmana koyulması gerektiği… Pazarlama mı, insan kaynakları mı, halkla ilişkiler mi? Bilgi İşlem’e düşenler ne olacak? İç iletişim faaliyetlerinin şirket stratejisini desteklemesi gerekir. O sene konu “takım olmak - kenetlenmek” ise, çalışanlar da kemiklerine kadar bunu hissetmelidir, onlara hissettirilmelidir. Bir stratejiye uygun olarak aktiviteler planlanıyorsa da, bütünlüğü sağlamak, işlerin birbirinin üstüne yığılarak büyümesini gözetmek şart.
En güzeli “iç iletişim” için bir masraf merkezi/muhasebesel bir departman açmak ve entegre biçimde izlemek. “Intraneti IT departmanı yapsın, şirket içi kitapları pazarlama bastırır, vizyon toplantısı da halkla ilişkilerindir“ diye ayırıyor, herkese ayrı ayrı bütçeletiyorsanız bile, hiçbir departmanı kendi haline bırakmamalı, şirket olarak tek elden bütçenin ve tabi iş planlarının toplamını görmeli, takip etmelisiniz.
Yoksa, birkaç hoş etkinlik yapmış, ama sürdürülebilir değişimi desteklememiş olursunuz. Bir de kendinizi “takım olmak – kenetlenmek” temalı yılda, motivasyonel (!) paintball oyunuyla çalışma arkadaşlarınızı vurmaya calışırken bulabilir, hobi kulüplerinin sadece bireysel sporlara yöneldiğini farkedebilirsiniz. Yılın sonunda kendinizi bolca para harcamış, değişik şeyler yapmış ama bir arpa boyu yol gitmemiş olarak bulabilirsiniz.
