Bazen bir anda gelen bir fikir, sadece sizin hayatınızı değil, dünyayı değiştirmeye başlayabilir. 2011 yılında iki dahi girişimci Ambarish Mitra ve Omar Tayeb’in bir akşam 10 Pound’luk banknota bakıp “Kraliçenin resmi hareket etse ne kadar eğlenceli olurdu.” sorusuyla başlayan hikayeleri bugün 50 milyondan fazla kullanıcısıyla teknolojiye yön veriyor.
1990’lı yıllarda sadece üniversitelerde konuşulan ve o dönemde adlandırılan artırılmış gerçeklik kavramı, günlük yaşamımıza gireli ancak birkaç sene oldu. Bu noktaya gelene kadar bilgisayar işlemcilerinin gelişmesi, internetin yaygınlaşıp daha ucuza sunulması ve akıllı cihazların geliştirilip mobilize edilmesi gerekiyordu. Teknolojinin yıldan yıla kümülatif gelişimi karşısında şu an telefonlarımızda daha önce deneyimlediğimiz tecrübeleri yaşıyoruz.
Pazarlama, insanlığın binlerce yıldır üzerinde özenle çalıştığı konuların başında geliyor. Teknolojiye bağlı olarak çok çeşitli mecralar geliştirdik, broşür, billboard, dergi, radyo, televizyon ve şimdi de internet… Pazarlamanın asıl amacı olan ürünü satmayı başardık, ama ürünün kendisini bir mecra olarak kullanmayı tam anlamıyla başardığımızı söylemeyiz. Ürünün içinden kampanya açıklamaları, çekiliş kupon ve şifreleri sunduk, ama ürün üzerinden çok daha farklı deneyimleri kullanıcılara yaşatmayı tam anlamıyla başaramadık.
Ürünün Kendisini Mecraya Dönüştüren Teknoloji
Blippar ve artırılmış gerçeklik teknolojisi, pazarlamanın işte bu kayıp halkasını oldukça efektif bir şekilde değerlendiriyor, ürünün kısıtlı ambalajından kullanıcılara yepyeni mesajlar sunuyor. Üstelik bunu alışık olduğumuz tek yönlü bir şekilde değil, kullanıcıyı bu deneyimin içine çekerek interaktif ve yepyeni bir dünyaya davet ediyor.
Blippar ile ilk tanışmam kurulduğu yıla denk geliyor. O zamanlar üzerinde çalıştığım bir projede kendileriyle iletişime geçmiştim, ancak birlikte çalışamamıştık. Ancak Blippar’ı takip etmeyi bırakmadım.
Bu olaydan kısa bir süre sonra Blippar adına Mikela Eskenazi’den posta kutuma bir e-mail geliyor, buluşmak istediğini söylüyor. Tüm programımı iptal edip Ambarish Mitra ve Mikela Eskenazi görüşmeye gidiyoruz. Blippar’dan bahsediyor ve neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. Enerjimiz o kadar uyumlu ki, aynı frekansta buluşuyor, aynı fütürist vizyonu paylaşıyoruz. El sıkışıp birlikte çalışmaya karar veriyoruz.
Türkiye gibi dijital, mobil ve sosyal pazarlama dünyasında gelişmeye devam eden bir ülkede, Blippar gibi son teknolojiyi kullanan bir uygulamanın pazarlamasını yapmanın avantajları olduğu kadar, dezavantajları da bulunuyor. Türk kullanıcısı teknolojiye son derece hızlı adapte olabilme ve bunu oldukça iyi kullanabilme özelliğine sahip… Özellikle internet ve mobil bankacılık alanlarında Avrupa’nın pek çok ülkesinden çok daha iyi bir konumdayız. Bununla birlikte dezavantajlarımız da bulunuyor, markaların pazarlama departmanları yeni teknolojileri reklamcılar ya da geliştiriciler kadar hakim olmadıklarından yeni gelişmeler ülkemize daha geç gelebiliyor…
2013 yılında Blippar Türkiye Temsilcisi olarak ilk kampanyamızı Ülker Laviva ile hayata geçirdik ve son derece başarılı sonuçlar aldık. PepsiCo, Ülker, P&G, Yapı Kredi Bankası, İş Bankası, Akbank, Turkcell, Enerji Bakanlığı, BSH, Fenerbahçe, DeFacto, Modagram, Nissan ve Eczacıbaşı ile heyecan verici projeler ürettik ve harika geri dönüşler aldık… En büyük arzum Blippar’ın Türkiye’ye yatırım yapması ve bu platformu tüm eğitim sisteminde gençlerle buluşturmak ve Istanbul şehrini de tüm fiziksel güzelliklerini bozmadan Blipparkonulabilir hale getirmekti.
Blippar İstanbul Ofisi Açılıyor
Gösterdiğimiz başarı ve büyüme grafiği Blippar’ın Londra’daki genel merkezin dikkatini çekti ve İstanbul’a Blippar Türkiye’nin ofisinin açılmasıyla yeni bir dönem başladı…
26 Kasım’da İstanbul Raffles Hotel’de gerçekleştirdiğimiz lansmanımızda Bölge CEO’su olarak Blippar’ın sahip olduğu potansiyelin önemine dikkat çektim. Dünya çapında 50 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan Blippar’ın diğer reklam modellerine göre daha etkin ve efektif olması, daha büyük geri dönüşlere sahip olmasının markaların tam da bu rekabetçi pazarlama dünyasında ihtiyaç duydukları en önemli kanal olduğunu belirttim.
Lansman için İstanbul’a gelen Blippar CEO’su ve Kurucu Ortağı Ambarish Mitra “Öngörülerimize göre 5 yıl içinde bilgiye ulaşmanın iki yolu olacak. Bir tanesi arama motorunda sözcük bazlı arama yapmak. Sözcük bazlı arama yapıldığında algılarımızla kısıtlı kalıyoruz. Yani iki kişi arama motorunda bir objeyi ararken kullandığı kelimeler nedeniyle çoğu zaman aynı sonuca ulaşamıyor. İkinci yol ise mobil cihazlar ile yapılan görsel bazlı arama. Cihazınızın kamerasını hakkında bilgi edinmek istediğiniz objeye veya görsele tuttuğunuzda direkt olarak bilgiye ulaşabileceksiniz. Bizim de ulaşmak istediğimiz nokta bu. Akıllı telefonların Türkiye’ye girişindeki hızlı artışa ve markaların AR (Augmented Reality), uygulamalarına olan sıcak yaklaşımına bakıldığında, Türkiye Blippar açısından odak bir pazar. İstanbul ofisimizi açtığımızdan dolayı sevinçli ve ülkenin çok sayıda sektörü ve markasını kapsamlı mobil içeriklerle zenginleştireceğimiz için çok heyecanlıyız. Hedefimiz Türkiye pazarında bir yıl içinde en az 100 lider markaya, 20 medya kuruluşuna ve 2 milyon baz kullanıcıya ulaşmak” vurgusunu yaptı.
Türkiye Hub Olacak
Blippar’ın Türkiye’de ofis açmasıyla pazarlama dünyamız çok daha yenilikçi olacak. Akıllı cihazların yarattığı bireysel pazarlama ile pazarlama hiç olmadığı kadar bireysel ve kullanıcı merkezli olacak. Asıl önemlisi, Blippar Türkiye Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’nın hub ofis olarak uluslar arası projeler geliştirmeye başlayacak.
Blippar Türkiye olarak yepyeni ve başarılı bir başlangıca imza attık. Blippar Türkiye’yi çok daha iyi bir noktaya getirmek için sıkı çalışma tempomuzdan ve başarı kriterlerimizden ödün vermeden çalışmaya devam ediyoruz…
Zehra Öney Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Zehra Öney Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Zehra Öney LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
