Yazımın ilk bölümünde PR adına önümüzde duran resmin pek de parlak olmadığını ifade etmiş ve üç alanın özellikle sorunlu olduğunun altını çizmiştim. Neydi bunlar? Öncelikle mesleğin tanımı; standartları konusunda yaşanan belirsizlik; ikincisi kamu nezdinde yeterince güçlü bir duruş eksikliği ve son olarak da kurumsallaşma; ya da daha doğrusu kurumsallaşamama.
Devamla buna rağmen geçtiğimiz Ocak ayında gerçekleştirilen sektörümüz adına her şeye rağmen bir nebze iyimser olmamızı sağlayacak umut verici 3 önemli etkinlikten bahsetmiştim.
Şimdi bu etkinliklerin önemine ve değerine geçmeden önce bir özür borcum var onu ödemeliyim: Sevgili Arın Saydam’ın dediği gibi bazen bir (!) işareti bir ünlem işaretinden daha fazlasıdır. Nitekim cümle içinde, Ali Saydam’ı kastederek “ardından kendisinin yönetiminde olmadığı (!) şirketi birinci çıkınca” diye yazınca, o ünlem işareti ile bilerek ya da bilmeyerek Bersay İletişim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Arın Saydam’a haksızlık etmiş oluyorum. Söz ve yazının şehveti böyle bir şey… Kendisinden burada açıkça özür dilerim.
1-Zehra Güngör’ün IPRA Başkanlığı ve Karşılık Bulamayan Empati
IPRA, 1955 yılında kurulmuş dünyanın hâlihazırda uluslararası en eski PR meslek örgütü. 80 ülkede 700’ü aşkın üyesi bulunuyor. Bu dernekte ilk Türk Başkan meslek duayenimiz Sayın Betûl Mardin (1995), ikinci olarak sevgili Ceyda Aydede (2003), Zehra Güngör Türkiye’den başkanlık koltuğuna oturan üçüncü isim.
Devir teslim töreni sevgili Zehra’nın ailesi, arkadaşları yanı sıra iletişim ve iş dünyasından isimlerin, İPRA üyelerinin ve ayrıca IPRA'nın eski 7 başkanı katılımıyla Sultanahmet Four Seasons Otel’de gerçekleştirildi. Bu toplantıya ben de katıldım. Bu arada belirtmeliyim TÜHİD Başkanı Fügen Hanım da oradaydı.
Bu tip toplantılara katılmaktan pek de hoşlanmayan benim orada olmamın en önemli nedeni Zehra ile dayanışma içinde olmaktı. Bunun arka planında, Zehra’nın başkanlığının ilk açıklandığında başkanlığını yaptığım ve onun da şirketinin üyesi olduğu meslek örgütümüz İDA’nın fiilen bu başarının arkasında güçlü bir biçimde durmamış olması vardı. Ve nitekim Zehra’nın şirketi Stage İletişim Danışmanlığı çoktandır İDA üyesi de değil…
Şık bir geceydi; Betûl Hanım dâhil yaşları 80’lerde bu mesleğin kuruluş yıllarına tanıklık etmiş meslektaşlarımızı izlemek ilginçti ama daha da önemli olan Zehra’nın bu gecede yaptığı konuşmaydı.
Şöyle bir mesaj verdi Zehra: “2014 IPRA için empati yılı olacak. İletişimde duygusal faktörler ön plana çıkıyor. Başkanlığım süresince hoşgörü ve saygının ön planda olacağı birleştirici bir yaklaşım sergilemeye özen göstereceğim.”
Doğrusu bu mesaj karşısında hayli eksiklendim. Keşke diye içimden geçirdim Türkiye PR sektörü olarak Zehra’nın İPRA Başkanlığı'nın arkasında daha güçlü dursaydık; hatta bu devir teslim töreninin organizasyonunda sektörün meslek örgütleri İDA TÜHİD ve KİD olarak bilfiil görev alsaydık.
Ama işte olabildiği kadar yaptık; bu da memleketten PR manzaralarının bir başka cephesi…
2- İDA’nın Gala Gecesi ve Sektörün Olmayan Ritüelleri
Haksızlık etmeyeyim Altın Pusula var. Bu yıl 13.üncüsü düzenleniyor ve 12 ana kategori 10 alt kategoride 84 proje yarışacak. Bu bence hem önemli bir başarı hem de sektörümüzün canlılığının açık bir göstergesi. Ama bunun ötesinde mesleğimizle gurur duymamızı ve birlikteliğimizi törensel bir kurgu içinde sağlayacak başka etkinliklerimiz yok.
İDA’nın kuruluşunun 10. Yılını vesile ederek düzenlediğimiz Gala Gecesi’ni İDA yönetimi olarak Etkinlik Komite’mizle aslen bu amaca hizmet etmesi amacı ile kurguladık. Şahsen ben yeterli katılım konusunda ciddi bir endişe taşıyordum. Ama sonuçta bu geceye şirket patronları ve çalışanları olarak toplam 130’a yakın meslektaşımız katıldı. Betûl Hanım ve Prof. Dr. Asna’nın temsilcilerine kendileri adına onur ödüllerini verdik. Ardından HolmesReport’un kurucusu Paul Holmes’in ufuk turu mahiyetinde konuşmasını dinledik ve gecenin geri kalan zamanında Zeliha Sunal’ın şarkılarıyla güzel ve eğlenceli bir zaman geçirdik.
Bu gala gecesini öyle umuyorum bundan sonra her yıl Ocak ayında artan bir katılımla düzenlemeye devam edeceğiz. Kim bilir belki de bir 10 yıl sonra İDA Gala Gecesi’ne katılmak başlı başına bir ayrıcalık olacak…
3- PR İstanbul Buluşmaları ve Gençlerin Söz Hakkı
Bilmeyenler için PR İstanbul Buluşmaları Denove PR kurucuları Önder Kiremitçi ve Serhat Özkütükçü’nün bundan 5 yıl önce başlattığı yenilikçi, aslen hayli enformel bir iletişim platformu. Her ayın son cuması sektörle ilintili öğrenci, patron, çalışan, akademisyen çok farklı ufuklardan kişiler sabah 8.30’da bir araya geliyorlar. Önceleri bu buluşmaların adresi Kanyon’daki Starbucks’tı; gezi sonrası Gezi Pastanesi(!) oldu.
Ocak ayı toplantılarını ise, Salt Galata’da daha bir formel tarzda gerçekleştirdiler. Bu toplantıya ben ve Fügen Hanım da katılıp birer konuşma da yaptık. Katılımcılar yine mesleğin farklı cephelerinden kişilerdi. Ama bence en önemlisi ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor olmasıydı.
Bizler konuşurken katılımcılar küçük post-it’ler üzerine Pr sektörü hakkındaki yenilikçi fikirlerini yazdılar; bunlar bir dilek duvarında toplandı ve ardından tek tek okundular. Ardından hayli zengin ve besbelli ki zaman kısıtı olmasa bir hayli de sürecek bir karşılıklı görüş alışverişi yaşandı.
Bu etkinliğin ardından aradan geçen bunca süreye rağmen zihnimde kalan tortu ise şu: Nedensiz bir iyimserlik; mesleki dayanışmanın kesin gerekliği ve artık daha fazla gençleri dinlemenin zamanın geldiği.
Kanımca memleketten PR manzaralarının en kayda değer çıktısı da bu.
Özellikle bu etkinliğin ardından kesinlikle emin oldum ki, ben dâhil benim yaş grubumda bulunan meslektaşların gençleri daha fazla dinlemeye ihtiyacımız var; hatta bence meslek örgütlerimizde de onların önünü açma zamanı geldi artık.Sektörün bizlerin durmuş oturmuş, hatta bazen fazla yerleşik kişiliklerindense belki de daha fazla dayanışma, daha yenilikçi yaklaşımlar için onların fütursuzluğuna ihtiyacı var…
Cem İlhan Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
