emine.pura@halklailiskiler.com
Sırf içinde Afrika kelimesi geçtiği için, bugün halen birçok kişi, Güney Afrika deyince ürperiyor. Onların ürperirken kaybettiklerini düşünüyorum da asıl bana ürperme geliyor. Neden mi?
3 veri sunmak istiyorum ;
1. Güney Afrika’da trafik düzeni diye ilginç bir uygulama var. Araçlar, yaya geçidi çizgisine gelmeden duruyor, yayalara yol veriyor. Yollarda trafik çizgileri var, lastik patlatan, yoldan çıkaran çukur, göçük yok. Emniyet şeridi diye bir şey var, haftasonu için şehir dışına çıkan araçlar, trafikte bekliyorlar ve bu şeridi nedense hiç kullanmıyorlar. Korna galiba yok çünkü kimse çalmıyor. Minibüsler var trafik kurallarına uyuyorlar. Geri kalmışlık işte!
2. Nisan 2011’den beri yürürlükte olan Güney Afrika’nın yeni Tüketici Koruma Yasası’nda yer alan maddelerden biri; Doğrudan Pazarlama metodlarıyla, evindeki bir tüketiciye ulaşmayı planlayan aktiviteler; Pazar günleri ve ulusal bayramlar, Cumartesi 09.00 öncesi ve 13.00 sonrası, her gün 20.00-08.00 arası tüketicinin aksi yönünde yazılı bir talebi olmadığı durumda, kesinlikle yapılamaz. Ülkemizdeki durumu anlatmama gerek yok, zira biz 7/24 iletişime açık ve bu iletişimden de çıkamayan gelişmiş bir tüketici kitlesiyiz!
3. Çocuklar çıplak ayak okul yolunda! Yoksulluk diye düşünmeyin çünkü bu bir kültür. Güney Afrika’da 12 yaşına kadar çocuğunuzu çıplak ayak okula yollayabilirsiniz. Hatta, şehrin en popüler yeri Camps Bay’in en kalabalık saatlerinde, marka ayakkabılar yerine çıplak ayakla yürüyen Afrikan gençler görebilirsiniz. Hem sağlıklı olduğuna inandıkları hem de birçok sosyal sorumluluk projesiyle birleştirdikleri (www.barefootnomore.com bu sosyal sorumluluk çalışmalarında biri) bu uygulamada hastalık kapan yok, ek bilgi. Bu da hoş değil tabii, Bebek’te, akşamüstü çıplak ayak piyasa yapılır mı? Yapılmaz!
“Güney Afrika tehlikeli bir ülke” diyorsanız size “Memleket Neresi?” diye sormak isterim. Ülkemizdeki can ve mal güvenliğine dair dinamitlerin pardon dinamiklerin içinde yaşanan şehirliler olarak, dünya standartlara göre daha geniş bir tehlike algımız olduğunu kabul edebiliriz. Cape Town, hem gündüz hem gece, en az İstanbul kadar rahat gezilen bir şehir ama evet Johannesburg gibi bazı şehirlerde dikkat etmeniz gerekenler var. Bali’de, 2002’de terör saldırısında 202 kişi hayatını kaybetti, 240 kişi yaralandı. 2 sene sonra Hint Okyanus’u vuran tsunamide hayatını kaybedenlerin 168.000’ini Endonezya’ya bağlı adalardaydı. Tüm bunlar, dünyanın cennet köşelerinden biri olan Bali’ye bayıla bayıla gitmemize engel teşkil etmedi.
Dünyanın farklı yerlerine seyahat eden biriyseniz, her ülkede, önüne geçebileceğiniz tehlikeler için gerekli önemleri alarak, önüne geçemeyeceğiz “mücbir” sebepler için de cesaretinizi yanınıza alarak yola çıkmıyor musunuz?
Bu bilgiler tamam da turist olarak orada ne göreceğiz diyorsanız, en güzelinden www.nolimits.com.tr ‘yi ziyaret edin derim.
Şehirler vardır, ayak bastığınızda kocaman bir gülümseme oturur yüzünüze, havasını içinize çekip mutlu olursunuz, sıcak bir müzik duymaya başlarsınız, dans etmek gelir içinizden, işte o şehir sizin şehrinizdir. Cape Town, benim şehrim!
