Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Halkla İlişkilerin Yönetimdeki Rolü ve Örgütsel ve Toplumsal Etkinliğe Katkısı

18 Haziran 2011 , Cumartesi 12:00
Halkla İlişkilerin Yönetimdeki Rolü ve Örgütsel ve Toplumsal Etkinliğe Katkısı

Halkla ilişkilerin Değeri

Çalışma arkadaşlarım ve ben mükemmel halkla ilişkiler çalışmamıza IABC Araştırma Vakfı tarafından yayınlanan Request for Proposals’da yer alan araştırma sorularını adres alarak başladık; örgütsel hedeflere ulaşmada iletişim nasıl, neden ve ne ölçüde etki etmektedir? Araştırmaya başladığımızda ekipte yer alan araştırmacılar IABC Vakfı tarafından sorulan bir soru – etkili soru – yeterli olmadığını göz önünde bulundurduk. Şunu göz önünde bulundurduk ki, birçok kuruluş iletişim programlarını stratejik olarak yönetmiyor ve bu programlar kuruluşlarını daha etkili hale getirmiyor. Böylece, mükemmel soru dediğimiz şeyi ekledik: halkla ilişkiler nasıl uygulanmalı ve iletişim unsurları örgütsel etkililik için nasıl katkıda bulunmalı?

Halkla ilişkilerin değeri hakkında teori geliştirdiğimizde, aynı zamanda halkla ilişkilerin değerinin sadece organizasyonların ötesine de baktık. Halkla ilişkiler büyük topluma ek olarak spesifik kurumlarda da değerli olduğuna inanıyoruz. Bu değeri tarif etmek için, işte sosyal sorumluluk, etikler ve uyuşmazlık çözümlerinin teorilerine baktık.

Mükemmel halka ilişkilerin değerini çalışırken, ilk önce daha önceki mükemmel yönetim araştırmalarına baktık ve kuruluşlar için etkili olmanın anlamının ne olduğunu araştırdık. Örgütsel teoriden öğrendiğimiz şey, kuruluş eğer kendi koyduğu hedeflere ulaşırsa, etkili olur.

Örgütsel kuramcılar aynı zamanda şuna dikkat çekti ki, kurumlar, insanlar gibi, dünyada tek başına yaşayamaz. Kuruluşlar bir çevrede yaşarlar ve bu çevre birçok gruptan – birçok stratejik halktan oluşur. Eğer insanlar aileleriyle, komşularıyla, arkadaşlarıyla, düşmanlarıyla veya meslektaşlarıyla ilişki kurmazlarsa, kendilerini de hesaba katarak kimseye ihtiyaçları olmazdı. Ama insanlar tek başlarına yaşayamazlar, ve davranışlarını onları etkileyen ve onlardan etkilenen insanlara göre koordine ederler.

Kurumların aynı zamanda çalışanlarının “aile” ilişkileri ve cemiyetlerle, hükümetle, tüketicilerle, yatırımcıyla ve medyayla ilişkileri var. Örgütsel kuramcılar bu gruplara stratejik seçmenler diye adlandırıyor. Halkla ilişkiler kuramcıları onlara paydaşlar veya kamu olarak adlandırıyor. Stratejik seçmenler veya kamular kuruluşların çevresini meydana getirirler. Bu kamular kuruluşun hedeflerine karşı da olabilirler destek de olabilirler. Ayrıca onlar, kendileri için önemli olan ama kuruluşlar için gerekli olmayan hedeflerin peşine düşerler, çalışanlar için işler, güvenli ürünleri, daha az kirlilik ve güvenli toplumlar gibi. Kamuların kuruluşlarda yaları var, ve onlar kuruluşların hedefleri ve misyonlarını etkilemede girişimde bulunuyorlar.

Kuruluşlar etkinler, bundan dolayı, hedeflerini seçtiklerinde ve meydana getirdiklerinde bu hedefler hem kendi ilgi alanları olmalı hem de çevrelerinde stratejik kamularla. Halkla ilişkiler departmanları kuruluşlardan etkilenerek veya kuruluşların aktivitelerini etkileyerek onların kamularla ilişkilerini oluşturur böylece daha etkin olmalarını sağlarlar.

Her ne kadar stratejik toplumuyla iyi ilişkileri olan kuruluşlar kendi görevleri içine bu toplulukların hedeflerini de dahil etse de, en sonunda kendi hedeflerini daha etkili oluşturur. Sonuç olarak iyi halkla ilişkiler kurumlara müşterileri memnun etmek için ürünlerini ve hizmetlerini satmalarına izin vererek para kazanmalarına, bağış yapanlardan sermaye sağlanmasında, üretim ve satış operasyonlarının genişletilmesinde yardımcı olur. Halkla ilişkiler ayrıca toplumdaki muhalefetler, hukuk davaları, düzenlemeler, boykotlar veya işten ayrılanların yerine gelen çalışanların eğitimi için para tasarrufu sağlar.

Halkla ilişkiler departmanı kuruma toplumla iyi ilişkiler kurmasında yardımcı olduğu zaman, kurum kadar kendisinin de toplumda değeri vardır. Kurumlar halkın ilgisini kendi ilgi alanına çektiği zaman sosyal sorumluluk uygulamaları yapıyor. Kurum halkın ilgisini görmezden geldiğinde veya karşı çıktığında, halk tipik olarak kuruma karşı durmak ve kurumla düelloya girmek için eylemci grupları organize ederler. Sonuç anlaşmazlıktır. Halkla ilişkiler cemiyete yarıdm eder, sonra, halkla birlikte çalışarak anlaşmazlıkları çözerek cemiyetin bölünmesini engeller.

Birçok Asya ülkesinde, toplum Batı ülkelerinde olduğu kadar eylemci veya çatışmacı değil, ama onlar muhtemelen ülkenin kültürüne ve siyasi yapısına uygun daha farklı biçimde farklı yollardan hareket ederler. Amerika dışındaki halkla ilişkiler araştırmamızın önemli amaçlarından biri, farklı ülkelerdeki eylemlerin yöntemini tespit etmekti. Eylem yöntemi farklı olabilir, biz bütün kültürlerde kurumların etrafındaki toplum yöntemi ve kurumlarla memnuniyetsizliklerinin belirtmenin yolu, halk çıkarlarında ve kurumları desteklemekte hizmeti yok olduğuna inanıyoruz.

Çalışma arkadaşlarım ve benim yürüttüğümüz IABC Excellence çalışmamızda, çalıştığımız kurumlarda toplum ile daha iyi ilişkilerin kurulması için mükemmel halkla ilişkilerin 9 genel prensibini belirledik. Her bir prensip Amerika’da halkla ilişkiler uygulamalarındaki önemli trendleri temsil ediyor. Bunların arasından 4 özellik özellikle önemli, bu konuşmanın geri kalanında her birini kısaca açıklayacağım.

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın