Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
MAVİ KÖŞE

GELİN OLUMLU YANIMIZI HİÇ ÇÜRÜTMEYELİM

10 Mart 2015 , Salı 13:51
GELİN OLUMLU YANIMIZI HİÇ ÇÜRÜTMEYELİM
zehragungor59@gmail.com

İnsanın içinde bulunan her şey çok bilinmeyenli bir denklem gibi. Ve, insanın olduğu her yerde insana ait olan her türlü duyguyu görmek mümkün. En iyisinden, en berbatına kadar her türlü fiili yakalamak hiç de o kadar şaşırtıcı değil.

İ.Ö 195 yıllarında yaşayan Romalı komedya yazarı Publius Terentius Afer'in "Kendine Eziyet Eden Adam" adlı eserindeki  o ünlü sözü, "homo sum; humani nihil a me alienum puto"-Ben bir insanım; ve insana dair hiç birşey bana yabancı değildir-, insani davranışı çok iyi açıklıyor.

Daha sonra humanizmin de önemli kilit deyişlerinden olduğunu göreceğimiz, insani değerleri tanımlayan bu söz aynı zamanda da bir çok insani hataların bağışlanmasına örnek teşkil etmiş.

Hata yapmak insana özgü. Anlık hataların zaman zaman geri dönüşü yok. İstenmeden gerçekleşiyor bu hatalar çoğu zaman. Ama hataların boyutuna, ölçüsüne göre krizler oluşuyor, krizler doğuyor ve bu krizlerin ister istemez iletişimciler tarafından çözülmesi bekleniyor.

İletişim uzmanları birer kriz uzmanı gibi kendilerini yetiştirirken ikna, müzakere, propaganda araçlarıyla krizlerin üstesinden gelmeye çabalıyorlar. Kimi zaman da "konu yönetimi şeklinde ürettikleri teorilerle, krizi karşılamayı düşünüyorlar. İkna yöntemiyle itibar satın alınmaya çalışılıyor. Burada iletişimcinin işi kolay olmadığı gibi krizden kurtulmak isteyenin de işi pek kolay sayılmıyor.

Dayak atmak ya da atmamak

Geçtiğimiz haftalarda Galatasaray Basketbol Takımı koçu Ergin Ataman'ın 19 yaşındaki oyuncusu Göktürk Ural'ı tokatlaması kabul edilir birşey değildi ve Galatasaray'da kriz birden bire, doğal olarak büyüdü.

Klüp başkanı ve ikinci başkan tokat atan hocaya arka çıkarken, tokat atılan genç oyuncunun ailesi olayı Türkiye Basketbol Federasyonu'na şikayet etti.

Ergin Ataman özür dilemeden 20 gün beklendi, ta ki Türkiye Basketbol Federasyonu kendisine ceza verip, hatalarını kabul etmesini isteyinceye kadar.

Ardından, daha duyarlı ve dikkatli çalışacağına ve bu yönde örnek olacağına söz verdi.

Kendinden zayıfı ez

Başlangıçta mutlu sonu olan bir film seyredilmiş gibi olsa da, Ataman'ın bu sözleri beklemeden yirmi gün önce "özür" dilemesi de mümkündü. Özür dilemek sanıldığı gibi kişinin kendisini küçük düşürdüğünü zannetmesi değil, tam tersi, yaptığı bir hata karşısında geri adım atarak kendisini yüceltmesi ve kontrolünden çıkan benliğini, yeniden toparlayacak kadar insani duygular taşıdığını göstermesi demek.

Son zamanlarda kadına uygulanan şiddet ile bir basketbol koçunun oyuncusuna uyguladığı şiddet arasında bir fark yok. Bilinç altında "kendinden zayıfı ez" dürtüsü yatarken, yaptığı hatayı kabullenmek gibi bir büyüklük de yaşanan krizi en az zararla kapatmak için bir başlangıç olabilir, neden olmasın?

Bağışlamak ve hatayı kabullenmek aslında sağlıklı bir iletişimin de başlangıç noktası, anahtarı. Hata yapmak insana özgü ve insani değerleri olan herkesin içinde var olan siyahı-beyazı, iyisi-kötüsü zaman zaman birbirine üstün gelebiliyor. Önemli olan doğruyu algılayıp geri adım atabilmek. İletişimin gereksindiği sağduyu da burada yeşeriyor. Krizlerden bir şekilde çıkılıyor da, itibarı ve imajı onarmak o kadar kolay olmuyor.

Olumlu duygularımızı hiç çürütmemek dileğiyle...

 

Dr. Zehra Güngör Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın

Yazarın Diğer Yazıları