Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • İLETİŞİM SOHBETLERİ >
  • Prof. Dr. Alaeddin Asna; "Halkla ilişkiler, karşıdaki hedefe en etkili kanalları seçerek, mesajımızı ileten bir çalışmadır"

Prof. Dr. Alaeddin Asna; "Halkla ilişkiler, karşıdaki hedefe en etkili kanalları seçerek, mesajımızı ileten bir çalışmadır"

18 Haziran 2011 , Cumartesi 12:00
Prof. Dr. Alaeddin Asna; "Halkla ilişkiler, karşıdaki hedefe en etkili kanalları seçerek, mesajımızı ileten bir çalışmadır"

Genel uyguladığınız alanlardan en çok sizi tatmin eden hangisiydi?

AA: Kolay çalıştığım yöneticilerdi. Bu ne demektir? Söylenen sözü anlayan, halkla ilişkilerin ne olduğunu kabul edip yetkiyi size veren yöneticilerdi. Bunların içinde mesela ben Koç’ta çalışırken çeşitli Koç Grubu şirketleriydi, Beko, Arçelik gibi. Daha sonraki yıllarda mesela İngiliz Hava Yollarıydı, yabancı oldukları için ne olduğunu biliyorlar. İngiliz Turizm Örgütüydü, o çok ilginçtir mesela, İngiliz Turizm Örgütü, Türkiye’de İngiltere’nin tanınmasını bana yaptırdılar, bizim Turizm, Kültür Bakanlığımız falan hiçbir zaman benden yardım istemediler.

Kimseden istemiyorlar sanırım.

AA: Galiba öyle, onlar iyi bildikleri için.

Bunca zaman içinde sizde en kötü anısı olan hangisiydi?

AA: Çok zorlanıyorum hatırlamakta, sanki yokmuş. Yani şundan, kötü anı biraz da size bağlı. Çok kötü bir anınız varsa beyniniz onu siliyor, dolayısıyla hatırlamıyorsunuz, iyi şeyleri hatırlıyorsunuz. Ben kendimi öyle şartlamışımdır. Bazı insanlar da oraya kilitlenir yani o kötü anıya, o kötü anıyı yaratan insanlara kilitlenir, nefret eder ölünceye kadar onlardan. Halbuki bizim işimiz iletişim olduğu için, bu nefret ettiğimiz insanlarla yarın bir arada olabiliriz, birlikte çalışabiliriz. Onun için böyle kesin hükümlerim yok, bu kötü anıdır filan gibi. Beynim demek ki dosyalamıyor, siliyor.

En iyi hatırladığınız nedir? Gururla, heyecanla, zevkle hatırladığınız?

AA: Gururla zevkle hatırladığımız, gene Türkiye’yi ülke olarak tanıtan çalışmalar. Mesela Halıcık Kongresi vardı, devletin, Kültür Bakanlığı’nın, o zaman Mesut Yılmaz’dı o işin başındaki devlet bakanı, onunla çok iyi çalışmalar yaptık.

Mesela bazı büyük uluslar arası otellerdi. Otellerin başındaki yöneticiler yabancı oldukları için halkla ilişkiler kavramını bilerek ya da gittikleri okullarda öğrenerek geliyorlar, yönetici oluyorlar, onlarla iyi çalışmalar yaptık. Ama ben şimdiye kadar arada bir hesaplıyoruz birileri sorduğu zaman, 250 kuruluşta filan çalışmışım. 250 kuruluşun hepsi de iyi kuruluşlardı, kötü oldukları zaman hoşçakal demişimdir zaten hep.

Öğretim üyeliği mi profesör doktor unvanınızla, yoksa profesyonel iletişim danışmanlığı mı? Hangisi daha çok sizi tatmin etti?

AA: Seçme hakkım olsa ikisi de derim, ama illaki birini derseniz tabiî ki öğretim üyeliği. Çünkü iletişim danışmanlığı yaptığınız zaman, karşınızdaki müşteriye çalışıyorsunuz ama aslında kendinize çalışıyorsunuz. Ama öğretim üyesi olduğunuz zaman 20 yaşındaki bir sürü insana çalışıyorsunuz ve iyi insanlar yetiştiriyorsunuz. Yani onlar sizin gülle taşından eser yaratmanız gibi bir şey oluyor, en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz. Onun içindir ki o, insana doyulmaz bir tatmin veriyor ve bitmez bir tatmin veriyor.

Yeniden bu sektörde mi olurdunuz, başka bir dal mı seçerdiniz?

AA: Hayır tabiî ki iletişim sektörü içerisinde olmak isterdim, çünkü iletişim sektörü çok zor bir sektör, yabancıların “challenge” dediği, zorluklarla savaşma arzusu gösteren bir sektör. Öbür sektörler böyle değil, yani ticaret, ekonomi, hukuk, tıpta işinizi bir defa yapıyorsunuz ve bitiyor, iletişim çalışması hiç bitmeyen bir çalışma. O müşterinin danışmanlığını yaptıktan 10 yıl sonra bile o kuruluşun işlerine baktığınız zaman, iftihar ettiğiniz zamanlar oluyor, insanda sürekli bir tatmin duygusu yaratıyor. Onun için isterdim tekrar yapmak.

O dönem mühendisler çoktu değil mi, siz bilinmeyen farklı bir alanı seçmiş oldunuz.

AA: Tabi, ben Amerika’ya giderken Avrupa İlişkileri okumaya gittim, herkes “Nee? Halkla İlişkiler? Nasıl yani?” dediler. “Halkla ilişkiler diye bir meslek mi var? Bari ekonomi filan oku yani burs bulmuşun hazır” dediler.

Hocam, çok teşekkür ediyoruz, iyi ki varsınız, iyi ki bizleri de yetiştirdiniz, binlerce iletişimciyi de yetiştirdiniz. Allah size sağlıklı uzun bir ömür versin. Biz her zaman görüşlerinizi bekliyoruz.

AA: Estağfurullah. Sağ ol eksik olmayın. Her zaman birlikte olmayı dilerim.

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Medya
GALERİ
VİDEO İZLE
Yorum Yazın