Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Pelin Özkan; “Hedeflediğiniz kitleye iletişim yapmanız için, çok özel bir fikir bulmanız gerekiyor”

20 Aralık 2011 , Salı 16:29
Pelin Özkan; “Hedeflediğiniz kitleye iletişim yapmanız için, çok özel bir fikir bulmanız gerekiyor”

Pelin Özkan; “Pazarlama iletişimi sektörünün, Batıyla paralel giden nadir sektörlerden biri olduğuna inanıyorum”

Türkiye’de de öyle, ben Türkiye’de açıkçası pazarlama iletişimi sektörünün Batıyla paralel giden nadir sektörlerden biri olduğuna inanıyorum. Bunun nedenleri de çok basit, çünkü birçok uluslararaıs şirketler var burada ve üstelik sadece Türkiye ayağını değil, bütün bölgeyi yönetiyorlar, İstanbul ofisleri ve doğal olarak da o şirketlerin ajansları da direk buraya gelmiş oluyor. Zaten baktığınız zaman reklam ajanslarının çoğu büyük networklerin ajansları ve oradan bilgi geliyor. O açıdan da hızla gelişen bir sektör ve yaratıcılık düzeyi oldukça yüksek bir sektör, fikir olarak baktığınızda.

Pelin Özkan; “İletişim teknolojileri gelişiyor, konvansiyonel ajans yapıları gelişiyor, tek bir şey değişmiyor; fikir ve yetenek”

Ama dünyada gidip konferansları izlediğiniz zaman, çeşitli kongrelere konferanslara katıldığımız zaman da şöyle bir tabloyla karşılaşmıyor değiliz, iletişim teknolojileri gelişiyor, konvansiyonel ajans yapıları gelişiyor, konvansiyonel medya gelişiyor, ama tek bir şey değişmiyor, bütün bunları yapmak için fikir gerekiyor, yetenek gerekiyor. Büyük reklam verenler hep şunu dile getiriyor, “O yetenek gittikçe azalıyor”. Eskiye göre yetenek ve büyük fikirler bulan insanların sayısının azaldığını ifade ediyorlar.

Acaba yetenek mi azalıyor, yoksa bizler o kadar çok her şeyi takip ediyoruz ki, bulunan şeylerden tatmin mi olmuyoruz?

PÖ: Tabi onun nedenleri de çok açık. Eskiden çok az ürün vardı, dolayısıyla üretilen bütün fikirleri satabiliyordunuz, ama şimdi birbiriyle yarışan o kadar fazla ürün, o kadar fazla marka var ki ve hepsi de aynı özellikleri taşıyor, dolayısıyla fark bulabilmek çok çok azaldı. Bir süpermarkete gittiğiniz zaman bakıyorsunuz yüz çeşit ekmek var. Her şey çok bollaştı. O açıdan da tanıtım, imaj oluşturmak çok zorlaştı.

Pelin Özkan; “Sizin kendi bulunduğunuz bölgede kendi hedeflediğiniz kitleye iletişim yapmanız için, onda algı oluşturabilmeniz için, çok özel fikir bulmanız gerekiyor”

Eskiden burada olan bir reklamı yurtdışına gittiğinizde bir bakıyorsunuz zaten onların Türkçesini seyrediyormuşuz biz. Yani hiçbir şey yaratılmıyor hissine kapılıyordum. Ama şimdi tabi öyle olması çok daha zorlaştı. Çünkü video paylaşım sitelerinde anında görüyorsunuz hepsini.

PÖ: Bir de o kısmı var, dünyada ne olup bitiyorsa anında görebiliyorsunuz. Dolayısıyla sizin kendi bulunduğunuz bölgede kendi hedeflediğiniz kitleye iletişim yapmanız için, onda algı oluşturabilmeniz için çok özel fikir bulmanız gerekiyor. O kısmında biraz zorlanmaya başladı yaratıcılar. Tabi bunun içine teknoloji girdi, medyanın yapısı değişti, bütün bunlar çok etkiliyor.

Pelin Özkan; “Basitlik, yalınlık satıyor, ama o sadeliğe ulaşmak da çok zor bir şey”

Ama benim görebildiğim kadarıyla, dünyadaki trendlere de baktığımızda hep aynı şey oluyor, Leo Burnett’e, David Ogilvy’den bu yana basit şeyler, yalın şeyler satıyor. Bu sene Mediacat Marketing Forum’un temasını “Simply City” yaptık, çünkü basitlik yalınlık satıyor gerçekten, ama o sadeliğe ulaşmak da çok zor bir şey. Bu kadar karmaşık bir yapı içerisinde sade bir şey bulabilmek çok zor. Aslında sade bir şey tasarlasanız bile bunu karşınızdakine kabul ettirebilmek ve karşıdakini ikna edebilmek çok zor. Çünkü o kadar alışmış ki karmaşıklığa, başarılı reklamlara bakın hepsi çok yalındır.

Ama acaba o biraz da kültürle ilgili mi? Sade bir şeyi algılayabilmek için karşıdaki kitlenin biraz donanımlı olması lazım.

PÖ: Yok, Türkiye’de de en çok dillere destan olmuş, dillerden düşmeyen reklamlara baktığınız zaman en eğitimli kesimde de konuşuluyor, en alt düzeydeki, en az eğitimli kesimlerde de konuşuluyor. Önemli olan o ikisini bir arada yakalayabilmek. Benim bir ressam arkadaşım vardı hep şöyle derdi; “Tüm ressamlar küçük çocuklar gibi resim yapmaya çalışırlar”, algılanması kolay ve başarılı ressamların sırrı oymuş. Bilmiyorum ne kadar doğru ama geçenlerde yine John Hegarty’den okumuştum şey diyor, “Eğer başarılı olmak istiyorsanız, başarmak istiyorsanız, hemen kendinize 3 yaşında bir danışman bulun, o zaman kesin garantilersiniz başarıyı” diyor.

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Medya
GALERİ
VİDEO İZLE
Yorum Yazın