Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Markalar kimin?

18 Haziran 2011 , Cumartesi 12:00
Markalar kimin?

İç İletişim, CEO’dan itibaren herkesin görevi

Halkla İlişkiler, insan kaynaklarının bir parçası olacak mı? Sizin düşünceniz nedir bilemem, ama iki disiplinin de devam eden gelişimiyle, halkla ilişkiler ve İK arasında bir kesişim olduğu netleşti.

Bir CEO’nun temel sorumlulukları içinde iç iletişim de bulunuyor ve bu da örgütün gereksinimlerine göre biçim kazanıyor. İç iletişim CEO’dan başlayarak aslında herkesin görevi. Herkesin görevi olsa da, stratejiye bağlı olarak planlı, koordineli bir şekilde yürütülmeli hatta konunun uzmanlarından destek almak da ihmal edilmemeli.

Diğer yandan kurum içinde itibarı sağlamak, yönetime güveni oluşturmak, işyerine bağlılığı sağlamak, İK ve kurumsal iletişim tarafından oluşturuluyor. Böylece, kurumun doğal sözcüleri yaratılıyor.

Bir başka açıdan çalışan gözüyle bakarsak, çalışan kişide işveren davranışları çerçevesinde bilgi verme, yöneticiye güven duyma, işin isteniliş biçimi, tutarlı disiplin ve yönetime katılma yer alır. Kısaca, çalışan çalıştıkları örgütle ilgili bilgi sahibi olmak ister. Bu kendisine değer verildiğinin de bir göstergesidir. Yöneticiye inanç, zor olan bir sürü işin kolaylaşmasına yardımcı olur. Çalışan hangi koşullarda destekleneceğini ya da kendisinden neler beklenildiğini net olarak anlayabilmelidir. Çalışanın daha iş planlama sürecinin başında görüşlerinin alınması olumlu bir hava yaratır ve çalışanın da sorumluluğunu net olarak bilmesine yardımcı olur.

Kurum İçi İletişimde önemli unsurlar;

  • Çalışanlara saygı,
  • Dürüst geri bildirim, iyi ve kötü haberlerin saklanmadan,  açıkça ifadesi
  • Tanıma, görme, ödüllendirme
  • Katılım ve karar vermede etken olabilme,
  • Cesaretlendirme, motive etme

Kurum İçi İletişim önemsenmeli ve üst düzey tarafından sahiplenilmelidir. Bunun sorumluluğu, insan kaynakları/halkla ilişkiler birimleri tarafından paylaşılsa da iç iletişime yönelik çabalarda güven yaratabilmek uzun soluklu bir çalışma. Bu da açıklık ve dürüstlüğe dayanıyor. Halkla ilişkiler yöneticisinin ya da bunu üstlenen kişinin/kişilerin öncelikli görevi, kuruluş içinde iki yönlü interaktif ortamı yaratmaktır.

Yönetici gözüyle bakıldığında, kurum bizim, markayı ben yarattım/yaratırım gibi cümleler iç ses olarak gelebilir. Aslında unutulmamalıdır ki, yönetici de bir çalışandır. Tıpkı diğer çalışanlar gibi. Kuruluşun başarısında da herkesin emeği ve katkısı var, tek başına başarıyla yönetilen kuruluşlar bugünün global düzeninde kalmadı. Yöneticiler marka yaratırken, çalışanlarıyla el ele yaratıyor, hem de güç birliği, sevgi birliği, saygı içinde ama kuruluş hedef ve stratejileri doğrultusunda.

Haydi çalışanlar, markanıza biraz daha sahiplenin ve yöneticinizin omzundaki yükü hafifletin, dayanma gücünü artırın.

Yönetici dediğimiz kişi, sadece marka ile uğraşmıyor ki, bu krizler ve rekabet içinde mucizeler yaratıyor. İşyeri olacak ki, çalışan da olsun. Önce ışıklar yanacak, sistem işleyecek, makineler çalışacak ki, istihdam yaratılsın ve çalışanlar olsun, birlikte var olalım.

Markaların devamlılığı ve itibarında hepimizin sorumluluğu var.

 

Kaynak

Fügen Toksü

The BrandAge

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın