Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Dijital dünya hakkında bilinmeyenler burada

11 Eylül 2013 , Çarşamba 14:55
Dijital dünya hakkında bilinmeyenler burada

Atıf Ünaldı; "Sosyal medyada samimiyetle, samimi konuşmakla, arkadaşınız ile konuşuyormuş gibi konuşmak arasında aslında bir fark var"

Oradaki şeffaflığın ölçüsü nedir? Çok şeffafız deyip konuşma üslubunun normal konuşmadan farklı olması şeffaflığın ifadesi mi? Çünkü bununla da karşılaşıyoruz, ben olduğum gibiyim gibi davrananlar var. Aslında şeffaflık o mu?

SA: Aslında tarz boyutunda bir değerlendirme bence. Çünkü tarzınız sizin kişisel marka kimliğinizin uzantısında durmuyorsa zaten orada başka bir problem var. Şeffaf olmak aslında bunun tam dışında, sizin tarzınıza ve kişiliğinize uyan şekilde, olduğunuz gibi gözüküyor olmanız. Kendi marka kimliğiniz eğer tarzınıza yarattığınız konuşmalara uymuyorsa burada zaten kendiniz ile çelişiyorsunuz, felsefi bir sorun başlıyor diye düşünüyorum. Sadece sosyal medyada değil her yerde böyle.

AÜ: Bir de şöyle bir şey var; siyaset ortamında, meydandasınız, bir konuşma yapıyorsunuz, orada toplanan insanlar var, olan insanların büyük bir çoğunluğu sizin fanlarınız. Orada sizin için önemli olan sayının çok olması, kalabalık yaratmak. Birinin orada provoke bir soru sorma ihtimali çok düşük o kadar kalabalığın içinde. Ancak sosyal medya aynen böyle bir ortam. Aslında bir savaş alanı, o alanın içinde hem proaktif hem reaktif insanlar var. Proaktif insanlar karşı taraftan da olabiliyorlar. Herkesin sonuç itibariyle bir görüş alanı var. O görüş ve değerler silsilesinin içinde sizin boşluklarınızı değerlendirebilecek, oralardan sorular sorup, proaktif provoke edebilecek insanların olduğu bir ortamdan bahsediyoruz. Size böyle bir soru geldiği zaman bunu etik bir şekilde, doğru bir şekilde, size ters düşmeyecek şekilde ama reaktif olan kesimi de ayağa kaldıramayacak şekilde kullanabiliyor olmak aslında bence siyasetin en başta gereklerinden bir tanesi de bu. Bunu yapabiliyorsanız zaten doğru şeyi yapıyorsunuz. Hem kendinizi savunacaksınız hem kendinizi savunurken başkalarının size bir düşmanlık duymasına engel olabilecek söylem içine girmeniz lazım. Bu da tabi karşılıklı saygıya da dayanan bir söylem.

Deminki sorunuza gelince ben açıkçası kurumsal bir söylemden ziyade çok da samimi söylemleri de ters buluyorum, orada da öyle bir sorun var. Çünkü karşınızdaki insanlar sadece arkadaşlarınız ve dostlarınız değil. Burada kamera olmasaydı muhtemelen bizim konuşma şeklimiz başka olurdu, böyle konuşuyoruz çünkü bizim izleyicilerimiz var, o izleyicilerimize saygı duymamız gerekiyor. İşte bu üslubu o ortamda yakalayabiliyor olmak gerekiyor. Bu anlayış içinde o mecrayı değerlendirmek gerekiyor. Mecrayı doğru değerlendirdiğiniz, doğru yapılandırdığınız zaman zaten o izleyiciler için de bir şey ifade eder hale geliyorsunuz. Çok samimi olmak tehlikeli bir iş, çok fazla krize sebep olabilecek sorunlar da çıkarıyor. Ama bu bir standart üzerinden, format üzerinden konuşmak anlamına da gelmesin. Orada şunu yakalamak lazım; samimiyetle, samimi konuşmakla, arkadaşınız ile konuşuyormuş gibi konuşmak arasında aslında bir fark var. Onu yakalamak gerekiyor.

Bu biraz otokontrolle ve kişisel beceri ile olabilecek bir şey.

SA: Dijital ortamda konuşmanın nereye gideceğini tahmin edebilmek, dijital ortam dışında bunu çok iyi biliyor olabiliriz, ama dijital ortamda değişebiliyor.

AÜ: Tam da onu diyecektim; milletvekili adayları aslında şehirlerini dolaşırken tam da benzer bir şey yapıyorlar, çevrelerinde hem onları seven hem de onları sevmeyen bir grubun baktığını biliyorlar ama gidip esnafla konuşurken, esnafla birebir konuşuyormuş gibi değil etrafında insanların varlığını farkında olarak ve onların bir kısmının kendisine aslında pozitif bakmadığını bilerek o ortamın içinde kelimelerini seçiyorlar. Bu üslubu aynı şekilde sosyal medya üzerinde de yakalamak lazım.

Ben sosyal medya fiziksel ortamdan çok farklıdır diyemiyorum çünkü zaten aynı beyinlerden aynı insanlardan konuşuyoruz. Belki biraz provokeyi daha rahat yapabildikleri bir ortamdan bahsediyoruz. Onun dışında açıkçası hepimiz insanız, hepimiz orda da insanız, hepimiz ne konuşuyorsak orada da onu konuşuyoruz, hepimizin ne değerleri varsa orada da aynı değerleri konuşuyor oluyoruz.

Atıf Ünaldı; "Video çok ciddi bir şekilde trend olmaya devam ediyor"

Dijital ortamdaki en trendy alan nedir?

SA: Bakayım hemen değişmiş olabilir. Hiçbir zaman durağan değil. Gerçekten hangi alanda diye sormak lazım. Şu anda bence nesnelerin interneti hala çok hızlı giden bir alan. Ekranlardan çıkıp artık her şeye biraz daha internetin girmesi ve nesillerin birbiriyle iletişimi biraz enteresan bir konu, hızla da büyüyor.

AÜ: Trend konuşacaksak tabi Serhat'ın söylediği çok doğru, sonuç itibarıyla Twitter üzerindeki trendlerden bahsediyorsak trendler sürekli değişiyor, Facebook'taki trendler değişiyor. Facebook ile Twitter'ın kendi aralarındaki hangisi daha trend konusu bile gün ve gün değişen bir şey. Ben de katılıyorum mention to mention en çok konuşulan konulardan biri, sağlık en çok konuşulan alanlardan biri. Çünkü interneti biz bu alanlarda yeni yeni kullanmaya başlıyoruz. Ben uzun vadede bu tarafta çok daha hareket olacağına inanıyorum.

İş biraz da şuraya doğru kayıyor; İstanbul gibi bir yerde yaşıyorsanız ya da büyük şehirlerde yaşayan insanlar hayatlarının büyük bir çoğunluğunu aslında arabanın içerisinde geçiriyorlar. Dolayısıyla arabanın içinde yaptığınız şeyler internet için önemli hale gelmeye başlamıştı. Bir de arabayı daha az kullanarak internet üzerinde insanlar birbirleriyle daha fazla iletişime geçip bir çok şeyi çözebilirler mi? Bence geleceğin konularından birisi.

Yine tabi ben söz konusu olunca ister istemez söylemem lazım, IPTV söylemek lazım. Çünkü video çok ciddi bir şekilde trend olmaya devam ediyor ve videonun çok kullanıldığı bir döneme doğru gidiyoruz. Yazı bir şeyleri anlatmak için bir yöntem olabilir ve belirli bir data miktarını içeriyor olabilir ses biraz ondan daha fazla ama görüntü işin içine girince, hem görüntü var hem ses var hem yazı var, bunların hepsinin olduğu bir alandan bahsediyoruz. Çok fazla datanın olduğu bir alandan bahsediyoruz. İşte orada dataları kullanmak da çok önemli.

Serhat Akkılıç; "İçerik tükenmişliği gibi bir şey söz konusu"

Bütün bunlar için de bir insan var. Biziz orta nokta. Bizim zamanımız da çok farklı alanlara gidiyor. Bir tarafla ilgilenmiyoruz ama Twitter'ı takip edip bir iki bir şey yazıyoruz. Zamanlama kavramı var.

SA: Hız kavramımız değişiyor.

Hız kavramı, alanlar değişiyor.

AÜ: Daha doksanların sonundaydı, ben bu konu ile ilgili bir yazıda manifesto olarak bir şey yazmıştım. Orada kullandığım şeylerden bir tanesi, internet hiçbir zaman bilgisayarlar, ağlar, modemler filan değil zaten onların hepsi de çok değişiyor. Asıl önemli olan insanların zekaları, beyinleri birbirine bağlanıyor ve o beyinler devamlı üretim halinde oluyorlar. Biz mesela bir yerde uyurken, internet üzerinde bir şeyler üretilmeye devam ediliyor. İnternet sürekli büyümeye devam ediyor, o büyümeyi biz görüyoruz mesela sabah kalkıyoruz IPTV çıkmış. Öyle bir dünyaya doğru gidiyoruz.

Veya farklı bir içerikle karşılaşıyorsunuz iki saat sonra değil mi? Bilgiye yetişememe de söz konusu artık. Erişememe ortadan kalktı ama yetişememe var.

SA: İçerik tükenmişliği gibi bir şey söz konusu. Her şeyin tüketildiği ama siz daha fazlasını okuyorsunuz, her zaman yeni bir şey var hayatınızda, takip etmek ile ilgili zaten baştan kaybetmiş durumdasınız. Dolayısıyla o contentin altında ezilen zamanın sürekli peşinde koşan bir şehir, dijital insanı var. Bu da ayrı bir sendrom.

AÜ: Bir de ilginç bir şey de oluşmaya başladı, sende katılır mısın bilmiyorum; birisi bir video yapıyor mesela, o video korkunç derecede yayılıyor, biz diyoruz ki viral bir kampanya, viral bir video. Sonra viralin altını doldurmaya başlıyoruz, diyoruz ki viral şöyle bir şeydir filan. Şimdi mesela acaba insanlar nasıl yaratırlar, yani equation olarak viral bir videoyu nasıl yaratmak lazım? Bunun akademik alt yapısı da oluşmaya başlıyor. Biz deneysel bir şeyler yapıyoruz, o deneysel şeylerden bir şeyler çıkıyor, çıkan şeyin altı akademik olarak doluyor, dolunca o anlamlı hale gelmeye başlıyor, onu paketleyip bir yere koyuyoruz sonra oradan çıkan verilerle başka şeyler üretmeye başlıyoruz. Ben yeni yeni bir şeylerin ürediğini görüyorum, kavram olarak yeni bir şeylerin ürediğini görüyorum, kubbenin altında her şey aynı kalıyor ama yeni bir şeylerin ürediğini görüyorum. O tarafta da hala heyecanla interneti, kaç yıl oldu yirmi yıl oldu nerdeyse, yirmi yıldır seyretmeye devam ediyoruz.

SA: O da işin keyifli tarafları. Biraz yorucu ama.

Teşekkür ediyoruz.

 

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Medya
VİDEO İZLE
Yorum Yazın