Sibel Asna; "Bizim mesleğimize girmeyi düşünen gençler, üniversite yıllarından itibaren çalışmaya başlamalılar"
Çünkü talep eden bilgili, değil mi?
Sibel Asna: Artık öyle. Müşteri yani talep eden bilgili. Bizim müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu sürekli eğitiliyorlar. Kişi başı eğitim saatleri çok yüksek. Yani biz onları tatmin etmeliyiz, onlarla aynı düzeyde ve hatta bir adım önde olmanın yollarını bulmalıyız ki, yarının beklentilerini karşılayabilelim.
Bizim mesleğimize girmeyi düşünen gençler üniversite yıllarından itibaren çalışmaya başlamalılar. Üniversitenin birinci sınıfından itibaren çalışmaya başlamalılar. Farklı alanlarda, farklı sektörlerde yazlarını boşa geçirmemeliler. İşte çok yorulduk dinlenelim, yok, böyle şey. Vakitleri yok öyle bir şeye. Biraz dinlensinler tamam anlıyorum ama sonra muhakkak yazın çalışmaları lazım. Kesin çalışmalı ve değişik sektörleri görmeli, o sektörlere ihtiyaçlarını anlamaya çalışmalı ve kendilerine en uygun sektörü bulmaya uğraşmalılar.
Kişisel iletişim stratejiniz var mı?
Sibel Asna: Hayır, öyle bir şeyim yok. Samimiyet, gerçek olma, olduğun gibi olma ve de süsten püsten arınmış olma. Benim için önemli olan odur.
Bu da bir strateji değil midir?
Sibel Asna: Hayır, stratejik bir yaklaşımım yok. Ben çok doğal bir insanım ve doğada yaşayan bir insanım. Dolayısıyla doğal olmayan her şey beni iter ve olamam yani sürdüremem.
Nasıl dinlenmeyi tercih ediyorsunuz?
Sibel Asna: Tabi ki tarlalarda, tabi ki köyde, tabi ki bostanda, lavantaların içinde, doğanın içinde, hayvanlarıyla birlikte toprağı elleyerek, çalışarak, orada üreterek. Sadece doğa beni dinlendiriyor, bu kesin, bir de sanat ortamları. Yani zaten onlar olmazsa ben şehirde kalmam. Onların uğruna şehirde kalıyorum, yoksa hepten bir köylü olacağım. Ama kültür sanatsız da yapamıyorum. Dolayısıyla bir müzede duyduğum mutluluk, bir sergide, bir konserde duyduğum mutluluk doğadakiyle eşdeğer.
