Pınar Kartal Timer; "Otelcilik sevmeden yapılabilecek bir meslek değil"
Pınar Hanım Merhaba. Sizi önce bir tanıyalım mı? Çok eski bir otel geçmişiniz var, yöneticilik geçmişiniz var. Biraz gençlere de örnek olmasını istiyoruz, çünkü bu sektör çok önemli bir sektör ve Türkiye'nin gelişen yapısına göre de çok önemli bir sektör. Hem gençlerin bu mesleği seçmedeki kriterleri, nasıl bir insan bu sektörün içinde daha verimli çalışabilire biraz da değinerek anlatabilir misiniz?
PT: Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel Yöneticiliği'nden mezun olduktan sonra sektöre başladım. Önceleri mezun olduktan sonra yönetici olarak sektöre atılacağız diye düşünüyoruz ama okuldan mezun olduktan sonra aslında her şeyi sektörde öğreneceğinizi de fark ediyorsunuz.
15 sene kadar Hilton Otelleri'nde çalıştım. Daha sonra Movenpick arkasından Çırağan Sarayı ve dört sene önce de Pera Palace'ın açılışını yapmak üzere Pera Palace Oteli'nde Genel Müdür olarak başladım. 26 seneyi bitiriyorum bu sene. Dolu dolu bir 26 sene. Çünkü otelcilik 7x24 yaşayan bir sektör. Gecelerimiz uzun, sabahlarımız erken. Bu nedenle mesleği çok severek yapacak olan gençlere ben mesleği tavsiye ediyorum. Otelcilik sevmeden yapılabilecek bir meslek değil. İnsanları anlayabilmeleri, ihtiyaçlarını önceden tahmin edebilmeleri, çok detaycı olmaları, takiplerinin çok iyi olması lazım. Aslında bir bütün belki de, takım oyununun en iyi oynanması gereken sektörlerden biri. Çünkü hepimiz birbirimize bağlıyız bir hizmet sunarken. Çok kolay değil ama son derece zevkli bir meslek.
En önemli kriteri nedir bir otelin? Olmazsa olmaz diyeceğiniz nedir?
PT: Bir otelde, üç ana grup olarak adlandırıyorum. Öncelikle insan kaynağı. Çünkü insana insanla hizmet verdiğimiz bir sektördeyiz. İyi insan kaynağı, yetiştirilmiş insan gücü hakikaten çok önemli. Binalar tabi ki önemli ama ona ruhunu veren, oraya enerji katan insanlar ve iyi hizmet.
Tabi ki teknolojiyi takip etmek çok önemli. Çünkü artık otelcilikte olmazsa olmaz şeyler var. Artık günümüzde lüks olarak addedilmeyen unsurlar var. Bunlar çok çok önemli.
Tabi ki stratejilerinizi de iletişiminizi de çok iyi sağlamanız lazım, bu da üçüncüsü.
Yani çok önemli bir alan
PT: Kesinlikle.
Pınar Kartal Timer; "Neredeyse tüm zamanım iletişim ile geçiyor"
Siz günlük yaşantınızın ne kadarlık bir bölümünü iletişime ayırıyorsunuz?
PT: Uyumayı saymazsanız nerdeyse tüm zamanım iletişim ile geçiyor. Çünkü sabah çocuklarımla iletişime başlıyorum, arkasından operasyon toplantılarımla, çalışma arkadaşlarımla devam ediyorum. Gün içerisinde misafirlerimle beraberim, yine onlarla toplantılarımız oluyor.
Tabi ki basınla ilişkilerimize de çok önem veriyoruz. Aslında bir günümüz kendimizi anlatmakla, misafirlerimizi tanımakla ve ihtiyaçlarını belirlemekle ve onlara yine geri dönmekle devam ediyor.
Pınar Kartal Timer; "Türkiye turizm için bir cennet"
Bizim ülkemiz ve özellikle İstanbul farklı bir konuma doğru ulaşıyor. Hem ekonomik anlamda hem de içinde bulunduğu coğrafya anlamında, ticari anlamda, turizm anlamında çok farklı bir yapıya ulaşıyor. Bu her geçen gün artarak ilerleyen bir süreç. Bu süreçte aslında hem turizm sektörü büyüyor içerden veya dışarıdan, hem de çok fazla oteller açılıyor. Bu değerlendirmeyi nasıl yapabilirsiniz?
PT: İstanbul, popülerliği her geçen gün artan bir şehir oldu. Biraz evvel sizin de bahsetmiş olduğunuz gibi bir geçiş bölgesi üzerinde olması hem artık ekonominin çok iyi olduğu Orta Doğu ile geçişi teşkil ettiği için hem de eski Rus ülkeleri ile geçişi temsil ettiği için özellikle Avrupa'dan ve Amerika'dan büyük şirketlerin nerdeyse merkezlerini taşıdığı bir alan oldu. Ülkemizin güzellikleri, sunduğu önemli alışveriş olsun, gece hayatı olsun, tarihi güzellikler, doğal güzellikleri olsun, hakikaten İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye turizm için bir cennet.
Pınar Kartal Timer; "İstanbul ve Türkiye'nin tanıtımına da çok önem vermeliyiz"
PT: Biliyorsunuz turizme bacasız endüstri diyoruz ve istihdam olarak da hakikaten çok büyük bir alan sağladığı gibi turizmden 42 tane sektör besleniyor, yani sadece turizm değil yiyecek içecek olsun, hizmet sektörü olsun besleniyor. Bütün otel firmalarının gözünü diktiği bir yer oldu İstanbul böyle olunca.
Sizin de bildiğiniz gibi dünyada çok önemli yer eden birçok yabancı zincir otel İstanbul'da yer arayışında. İstanbul için hala potansiyel var ama bence kongre turizmini canlandırmamız lazım. Yeterince kongre ve fuar, büyük ölçekli, uluslararası kongre ve fuarın hala İstanbul'da olmadığını düşünüyorum. Ülkelere ve şehirlere baktığınız zaman çok yukarılara çıktık ama madem bu kadar çok otel açılıyor, madem bu sektör bizim için bu kadar çok önemli, İstanbul ve Türkiye'nin tanıtımına da bence daha çok önem vermeliyiz.
Aslında yeni istihdam ve katma değer yaratılmasında bu sektör çok önemli ve devlete de önemli katkısı olacak.
