İletişimin sırrı nerede sizce?
GO: Pozitif olmakta. Ben bunu deniyorum en azından. Dinlemekte ve dinlediklerinizi karşınızdakinin size söylediği gibi anlamakta, başka yorumlar çıkarmamakta. Dolayısıyla bütün bunlara dikkat ettiğiniz zaman sadece halkla ilişkilerde değil hayatınızın her alanında iyi ilişkiler kurar ve iyi iletişimci olursunuz.
Günseli Ocakoğlu; “Dijital gazetecilikte mutlaka bizim sektörümüz tarafından benimsenmesi ve uygulanması gerekli olan alanlardan bir tanesi”
Gazetecilik gelecekte ne olacak, geçmişi biliyoruz. Daktiloyla geldik derken bilgisayar çıktı. Şimdi bambaşka şeylerle uğraşıyoruz. Nereye gidiyoruz?
GO: 2017’de basılı yayıncılık bitecek diye bir şey söylediler. Ama bence basılı yayın devam edecek. Kendim bir dergi yaptığım için değil, çok iyi bildiğiniz gibi ben de online mecrayı çok ciddi kullanan yayınlardan bir tanesiyim. Bunun vazgeçilmez olduğunu biliyorum ama hala dokunarak okumanın, bir gazeteye bakmanın, bir dergiyi karıştırmanın keyfini de biliyorum. Bana göre bitmeyecek. Formatı değişebilir mi, evet. Ağaçları kesmeyelim, çevreyi koruyalım mantığıyla baktığımız zaman dönüştürülebilir, ürünlerin üzerine basılıp kâğıttan öte şeyler, plastikten söz ediyoruz, artık tekrar silinerek yeni baştan kullanılabilir formatlara getirilebileceğini düşünüyorum. Bunun içinde hazırlıklar yapılıyor. Tarih olarak da 2017 dendi.
Günseli Ocakoğlu; “Artık hepimiz birer medyayız”
Dijital gazetecilik geliyor. Bence hepimizin orayı çok dikkatli izlemesi ve görmüş olması lazım, reddedemeyiz, reddettiğimiz takdirde geçmişten alırız. Oysaki gazetecilik dediğiniz şey öne doğru gitmektir ve herkese öncülük etmektir. Dijital gazetecilikte mutlaka bizim sektörümüz tarafından benimsenmesi ve uygulanması gerekli olan alanlardan bir tanesi. Bir başka açısı da var; haberlerin eskimesi noktasından yani teknolojisinden söz ettik, yapılacak olanlardan söz ettik ama bir de içerik anlamında o kadar hızlı ki her şey, belki en iyi medya şu anda sosyal mecra. Gazetelerin de haberci açısından, insanları bilgilendirme açısından dijital mecrayı mutlaka kullanması gerektiğini düşünüyorum.
Çok açık ki, her şey çok hızlı devam ediyor, hiç durmuyor, her an bir olay oluyor. Artık devletler bile son olaylarda gördüğümüz gibi internet mecrasını ve oradaki medyayı göz ardı ederek yönelimlerini gerçekleştiremeyecekler. Ve bundan sonraki stratejilerinin içerisinde mutlaka dijital mecradaki haberciliği de koyacaklar. Artık hepimiz birer medyayız. Akıllı telefonlarımızla orada ne varı takip ediyoruz. Dolayısıyla da geride kalmamak, “ben de biliyorum” demek ve bilginin gücünü kullanmak için mutlaka dijital mecranın bir parçası olmak ve hatta dijital medyanın kendisi olmak diye bir şeyden artık söz edebiliriz.
Günseli Ocakoğu; “Halkla ilişkiler sektörüyle, buradaki profesyonellerle ve ajanslarla, gazeteciler özellikle ekonomiciler mutlaka yan yana yürümek durumundalar”
Biz halkla ilişkilerciler her zaman medya ile işbirliği halindeyiz. Ama bu süreçte bazı sıkıntılarımız oluyor. Ortak deklarasyonlar hazırlıyoruz, imzalıyoruz. Siz nasıl görüyorsunuz bu konuyu?
GO: Bu zor bir konu açıkça söylemek gerekirse. Şuna inanıyorum, daha doğrusu ben buna inananlardan birisiyim diyerek başlayayım; halkla ilişkiler sektörüyle, buradaki profesyonellerle ve ajanslarla, gazeteciler özellikle ekonomiciler mutlaka yan yana yürümek durumundalar. Dolayısıyla birini iş yapan diğerini iş gören gibi görmek yerine birlikte neler yapılabiliyor diye bakıyor olmak lazım. Ancak bu kadar iyi niyetli bir gazeteci olarak bunu söylüyorum ama zaman zaman bunun tersi bazı olaylarla karşılaşmakta söz konusu.
Halkla ilişkilerciler taleplerini doğru bir biçimde yaptıkları takdirde gazeteciler onlardan vazgeçemezler. Biz nereden bileceğiz haberi, biz nereden öğreneceğiz şirketlerin içerisinde olanları ya da şirketlerin vermek istediği mesajları tam haliyle, tam vermek istediği biçimde biz nereden alacağız? Dolayısıyla önce bizi bilgilendirmeleri daha sonra bu mesajın bizim aracılığımızla doğru biçimiyle topluma aktarılması, bu ikili ilişkinin doğru yönetilmesiyle olacaktır. Bu işin iyi tarafı.
Tabi tatsız tarafları da var, bunu söylemek belki bana düşecek, çünkü ben hem gazeteciyim hem de pazarlama ve pazarlama iletişimi sektörünün sesiyim. Bazen haddini aşan talepler olabildiği gibi her iki taraf için ısrarlar hatta hiçte hoş olmayan karşılıklı diyaloglara kadar giden bazı olaylar da oluyor. Umarım bunlar süre içerisinde daha da azalır.
Şunu biliyorum ki, rekabet arttıkça bu söylemler de ya da bu tutum ve davranışlar da bitmeyecek, tam tersine artacak. Bu anlamda da TÜHİD’e ve sektörün diğer derneklerine tahmin ediyorum ki çok fazla iş düşecek.
Evet. Kuralları koyuyoruz ama o kurallarda uyulabildiği ölçüde geçerli.
