Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • İLETİŞİM SOHBETLERİ >
  • Gonca Karakaş; “Halkla ilişkiler hizmeti, kurumu veya şahsı çok iyi anlayıp, hedef kitleleri ile arasında güven bağı oluşturmaktır.”

Gonca Karakaş; “Halkla ilişkiler hizmeti, kurumu veya şahsı çok iyi anlayıp, hedef kitleleri ile arasında güven bağı oluşturmaktır.”

10 Ekim 2011 , Pazartesi 12:49
Gonca Karakaş; “Halkla ilişkiler hizmeti, kurumu veya şahsı çok iyi anlayıp, hedef kitleleri ile arasında güven bağı oluşturmaktır.”

“Gençler sektörlerini, mesleklerini benimsemeli ve onu bir adım ileri götürmek için meslek örgütlerine de sahip çıkmalılar”

Meslek örgütleri gençler için neyi ifade eder?

GK: Ben kendi gençliğime baktığım zaman, sivil toplum örgütüne, bir meslek örgütüne üye olmanın ne kadar önemli olduğunu bilmiyordum. STK’lar benim dönemimde gelişmemişti.  Şu anda hala da dünya ile kıyaslandırdığımız zaman Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin hak ettiği güçte ve çoğunlukta olmadığını görüyoruz. Burada gençlere çok iş düşüyor, sektörlerini, mesleklerini benimsemeleri ve onu bir adım ileri götürmek için meslek örgütlerine de sahip çıkmaları gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde yapılan gönüllü çalışmaları mümkün olduğunca takip etmeliler. Araştırmacı olmalılar, nereye üye olacaklar, ne yapacaklar, oradan ne gibi katkı bulabilirler, oradan ne gibi bir fayda alabilirler araştırmaları gerekiyor. Biraz gençleri de bizim bu konuda yönlendirmemiz gerekiyor.

Halkla İlişkiler sizce nedir?

GK: Halkla İlişkiler benim gözümde hep, yaptığımız iş, hizmet verdiğimiz servis midir, şirket midir, şahıs mıdır her kimse, onu çok iyi anlayıp, hedef kitleleri ile onun arasında bir güven bağı oluşturmaktır. Bunun için de medya iletişimi, sosyal mecra gibi birçok iletişim metodolojisini kullanıyoruz. Başka bir uzmanlık gibi gözükse de halkla ilişkileri çeşitli yollarla, doğru iletişim ile kurum, şahıs hizmet verdiğiniz her kim ise, onunla hedef kitleler arasında güven ilişkisini kurmak olarak özetliyorum.

“Her firma, küçük hedeflerle, kısa hedeflerle değil de halkla ilişkiler çalışmalarına uzun vadeli yatırım olarak bakmaları lazım.”

Yöneticiler bazen iletişim konusunda çekinceli davranabiliyor, yani tam olarak güvenemiyorlar. Çünkü bizim yaptığımız işin hemen göstergesi yok, bir süreç var ve beklemeleri gerekiyor. Sizce yöneticiler neden halkla ilişkileri ikinci plana atabiliyorlar veya bütçelerde neden kesintiye uğratabiliyorlar?

GK: İkinci plana atmaya katılmıyorum, ama basite alıyorlar, kendi kendilerine de bir uzmanlık olmadan belki kendi içlerinde veya kendi saptamalarıyla yönetebileceğini düşünüyorlar. Fakat dediğim gibi uzmanlıkların artmasıyla, bu kendine güvenme, “ben bunu zaten yapıyorum” hissinden yavaş yavaş zaten hepsi kurtuluyorlar. En azından sosyal medya “ben bunu kendi kendime yönetirim”in ne kadar mümkün olmadığını bütün dünyaya gösterdi. Kendi kendimize orada biz hiçbir şey yapamıyoruz. Birinin sizler adına düzgün bir formatta bir şeyler yapması gerekiyor.  Yoksa kendi kendinize de Wikipedia’ya girip “ben buyum, bu işleri yaptım, benim şirketim de budur” diye kendinizi anlatamıyorsunuz.  

Peki yöneticiler ne yapmalı?

GK: Yöneticiler de alacakları hizmetleri araştırsınlar, öncelikle danışmanlık, uygulama deyince ne olduğunu, ölçümleme deyince ne hizmetler alacaklarını bir araştırmaları lazım. Aynı tonda konuşabileceği, aynı frekansta olabileceği ajansları seçmeleri lazım ve birlikte uzun vadeli, uzun soluklu, stratejik bir şekilde bu işe yaklaşmaları lazım. Her firma, kendi içinden de olsa, firma dışından da olsa ne tip bir danışmanla çalışıyorlarsa küçük hedeflerle, kısa hedeflerle değil de çalışmaya uzun vadeli yatırım olarak bakmaları lazım.

Bir yönetici için iletişim neyi ifade eder?

GK: İletişim her şeyi ifade eder. Çok doğru şeyler bile yapsanız doğru anlatılmadığı zaman, yaptıklarınızın yanlış anlaşılması, yanlış noktalara çekilmesi, yanlış sonuçlara yol açması mümkün oluyor. Çok büyük STK’ların, bu konuda uzman STK’ların, son dönemde iletişim kazalarıyla neler yaşayabildiklerini gördük. Her gün bir iletişim kazası görüyoruz. Çünkü artık eskisi gibi de değil, çok yönlü, her yerden bilgi akışı var. Her yerde, ya sosyal medyada, ya bir basın toplantısında bir iletişim kazası yaşıyoruz veya kendileri için şahsi yaptıkları bir şeyle kurumsal şey birbirine karışıyor. Önemli olan burada doğru yöntemlerle, samimi bir şekilde iletişebilmek.

Yani aslında kamuoyunun önündeki ve kanaat önderi niteliğindeki kişilerin ve kuruluşların kamuoyuyla buluşma noktasında arada mutlaka bir iletişimcinin olması gerekiyor ki doğru stratejiyle ilerleyebilsin değil mi, kısaca böyle diyebilir miyiz?

GK: Ben tavsiye ediyorum.

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Medya
GALERİ
VİDEO İZLE
Yorum Yazın