Serdar Savaşır; "Yapay zeka sisteminde iki önemli unsur vardır; ön bilgi ve kendi kendine öğrenme"
Yapay akıla baktığımız zaman orada da yapay akıllar arasında bir farklılıklar var mı? Nereden kaynaklanıyor?
SS: Olabilir, farklılıklar insandan kaynaklanıyor.
Yani ona akıl veren insandan mı kaynaklanıyor?
SS: Ona akıl veren insandan kaynaklanıyor. Mesela yapay zeka sistemlerinde iki önemli unsur vardır, birincisi ön bilgi dediğimiz şeyi sisteme yüklemek, bu başlı başına bir iştir, konuyla ilgili herhangi bir expert ten siz bilgi alıyorsunuz ve bir IT'cisiniz ve o bilgiyi bir yapay zeka sistemine yüklüyorsunuz. Oradaki knowledge acquisiton yani bilgi edinme oradaki processer çok önemlidir. Yani eğer burada o bilgi edinmeyi yapan insan bilgiyi yüklerken yani yine ben şunu söyleyeceğim production rule deriz biz onlara, onları makineye veya yapay zeka sistemine yüklerken yapabileceği hatalar o yaratmakta olduğu sistemin de ileride hatalar yapmasına yol açar, bu ön bilgi.
İkinci unsur, yapay zeka sisteminin kendi kendine öğrenme kısmı vardır. Zaten onu yapay zeka veya yapay zeka demeyelim onu akıllı kılan unsur da budur. Onu meydana getirirken, onu da sonucunda bir IT'ci veya benim gibi birisi meydana getirir. İşin o kısmını yapan insan da, o akıllı makineyi diyelim meydana getirirken yapabileceği hatalar, ilerde o yapay akla sahip olan sistemin de maalesef hatalar yapmasına yol açabilir.
Şöyle düşünebilir miyiz acaba, yapay akıllı bir makine o andaki insanlığın o konudaki bilgisi ile eşit midir?
SS: Başlangıçta evet
Ama insanlık da gelişiyor, o gelişimi makineye yüklediği zaman paralellik oluyor.
SS: Paralellik oluyor.
Aksi takdirde akıllı diyemeyiz.
SS: Dengeler bozulur, evet akıllı da diyemeyiz. Fakat şu var; siz akıllı bir insanı tabiri caizse eğitmek veya ona hiç bilmediği bir konuda bilgi aşılayıp o konuda bir expert olmasını sağlayabilirsiniz. Bu bir süreçtir. Aynı süreci makine üzerinde yaratmak çok daha kısadır, çok daha hızlı oluyor.
Bu zaten bilinen bir şey, çoğumuz, bilinen insan nüfusunun büyük bir kısmı ancak beyninin 1/3'ünü kullanabiliyor ve beynin o kadarlık gücünü sergileyebiliyor. Geri kalan 2/3 kısım kullanılmıyor.
Yapay zeka sisteminde, herhangi bir bilgisayardan bahsettiğimiz zaman, bunlar 100/100'ünü kullanıyor. Oraya koyduğunuz çipin 100/100'ünü kullanıyor. Zaten başlangıçta fark var. İnsan zavallı 1/3'ünü kullanırken, o kendine verilen beyin gücünün hepsini kullanabiliyor. Burada süreçler de çok önemli; processing power. Bizim kafamız içerisindeki neronların trafik akımını ölçümlediğiniz zaman bir bilgisayar içindeki yapıyı, processingi sağlayan akımı ölçümlediğimiz zaman çok farklar var. İnsanın beyni içerisindeki elektronların akım hızıyla, bir makine bir bilgisayar içerisindeki elektronların trafik hızı arasında çok fark var.
Serdar Savaşır; "Yapay akıl sistemini yaratmak için baya bir insan gücüne ihtiyacınız var"
Bir yapay akıl için kaç kişi çalışmalı? Burada ciddi bir insan grubu var, ekip var, ARGE var. Çok ciddi araştırmalar, geliştirmeler, uzaya giden yapılar... Sonuçta "Şimdi geçebilirsiniz, durun, tren geliyor" gibi yönlendiren bir makine var, bir akıl var.
SS: Yapay akıl sistemini yaratmak için baya bir insan gücüne ihtiyacınız var. Önce hangi konuda yaratıyorsanız o sistemi, o konuyu gayet iyi bilen, o konunun uzmanlarına ihtiyacınız var. Daha sonra herhangi bir konu uzmanı, bu psikolojik bir olay, siz bir konuda uzmansınız fakat o konuyu dışarıya anlatırken, bilgi verirken o kadar başarılı olmayabilirsiniz. Bu çoğu profesörün konusudur. Dolayısıyla bu istenilen bu önbilgiyi, o uzmanlardan alıp, kazasız belasız, makine veya sistem diline dönüştürecek insanlar lazım. Bu da çok önemli bir konu. Hatasız, doğru, çelişkisiz olması lazım. Ondan sonra makine veya sistem diline indirgenmiş harmanı alıp bir de makineye yüklemek, sistemi programlamak gerekiyor.
Bütün bu oluşuma baktığımız zaman baya bir insan gücünden bahsediyoruz.
Etik kavramı nasıl işleyecek bu sistemde? Bir sistem ve makine çerçevesinde işliyor ama orada hem üretim aşamasında bir kuralların korunması hem aktarımı hem de yapay akıl da acaba etikle ilgili bir takım kurallar var mı yoksa tek etik kavramının işlemediği alan mı?
SS: Etik kavramının işlemediği tek alan demek haksızlık olur.
Bizim buradan verdiğimiz sistemi dillendirdiği için, etik olması gereken taraf biziz diye düşünüyorum.
SS: Doğru tabi ki fakat, bu yapay akıla sahip olan sistemi yaratırken geçen süreç önemli. Bu süreç ve sürece dahil olan insan beyinleri sorduğunuz sorunun cevabını veriyor. Onların yaptığı çalışmaların etikliği veya etiklilik derecesi, ileride doğacak sistemin etiklilik derecesini bir yerde belirliyor.
Hem öyle hem de acaba onlar o kadar etik davranmalılar ki burada dünyaya açılıyorlar, sadece kendi üretim alanlarında değil bu sistemlerle yapay akılla dünyaya açılıyorlar. Bu anlamda da etik bir çember halinde yer alması gereken bir alan.
SS: Kesinlikle. Yapay zeka konusunda baktığınız zaman çok geniş bir konu. Bunun içerisine sosyoloji, psikoloji, felsefe, computer science, matematik gibi birçok alan giriyor. Dolayısıyla etik, etiklik kavramı yüzünden mesela sosyoloji veya psikolojinin girmesi gerekiyor, doğabilecek potansiyel problemler önleniyor.