İnternette popülerleşen insanlar…
Yeni değer birimlerimiz, yargılarımız var ve o değerlemeler içerisinde geçmişin popüler insanları artık o kadar popüler değil. Onun dışında, daha önceden hiç farkında olmadığımız yeni nesil ortaya çıktı, yeni bir grup ortaya çıktı, “İnternette popülerleşen insanlar”. Bu insanlar da bir yandan şöhretin getirdiği cazibeyi taşımaya çalışırken bir yandan da “kılıçla gelen kılıçla gider” misali çok kolay kaybedebilecekleri tahtın üstünde oturmaya çalışıyorlar, onun bocalamasını yaşıyorlar. Bir yandan da tabi sıradan kullanıcılar sosyal ağlar sayesinde bir arada olmanın gücünü yeni keşfettiler.
Arada medya gibi birleştirici olmadan, yoğunlaştırıcı olmadan tamamen kendilerine ait araçlarla bir araya gelip bir şeyler yapabildiklerini gördüler. Ben gelecekte bunun çok enteresan yansımaları olacağını düşünüyorum.
Genellikle Türkiye’deki siyasiler sosyal ağlarda bir şey yaparken, sanki kürsüye çıkmış ya da belediye konağının tepesinde çıkmış da aşağıdakilere bir şeyler anlatıyormuş gibi bir şey oluyor.
Peki siyasetçilere ne diyorsunuz? Onların da Twitter hesapları oldukça aktif. Facebook sayfaları da öyle.
SK: Siyaset bence demin bahsettiğimiz bu itibar yönetimi konusunda üstünde en az kafa yorulmuş meslek grubu ya da hizmet dalı. Çok itibar kaybetmiş bir alanda, insanlar doğrudan temasla bir şeyler yapılandırmaya çalışıyor, ama oradaki iyi niyetinden şüphe duymadığın çabalarda şöyle küçük bir sorun var; ortamın dilini konuşma, ortamın şartlarına uyum sağlamaya biraz atıfta bulunacağım. Genellikle Türkiye’deki siyasiler sosyal ağlarda bir şey yaparken sanki ben de, kürsüye çıkmış ya da belediye konağının tepesinde çıkmış da aşağıdakilere bir şeyler anlatıyormuş gibi bir şey geliyor.
"Hiç kimseyi takip etmeyen liderlerin de olduğunu da düşünürsek, yine dinleyen taraftayız"
Hani sokakta tesadüfen karşılaşmış, kahvede arka masamızda belirmiş de öyle hoş sohbet ediyor gibi değiliz. Biz yine dinleyen taraftayız, hiç kimseyi takip etmeyen liderlerin de olduğunu da düşünürsek. Bence öğrenecekler. Tek korktuğum şey, bu mecranın kendi dili ve doğrudan iletişimi yüzünden hiç alışkın olmadıkları tepkileri duymaya başlayarak biraz heveslerinin kaçması.
"Ben gencin, genç gibi düşünebildiği, kendi yaşıtları ve yaşıtlarının vasatını görebildiği ölçüde başarılı olacağını inanıyorum"
Gençlere ne öneriyorsunuz?
SK: Gençlere bir şey önerirken kendimi çok yaşlı hissediyorum dolayısıyla çok fazla bir şey önermeyeceğim. Ama yeni üniversite mezunlarına, hayatlarında 23 Nisan Başbakanları gibi davranmamalarını tavsiye ediyorum. Sürekli büyüyüp küçülen insanlar görüyorum, büyümüş de küçülmüş tarzı konuşan, bir anda eksenini CEO olmaya dayamış olan vs.
"Başarı, çok daha başka, manevi tatminlerde saklı"
Büyük düşünmek güzel de bazen onu hani cahil cüreti ya da densizlik ölçüsünde ya da gereksiz bir rekabetin içine sokmamak lazım. Ben gencin, genç gibi düşünebildiği, kendi yaşıtları ve yaşıtlarının vasatını görebildiği ölçüde başarılı olacağına inanıyorum ve başarı kriterleri genellikle gençlerin maruz kaldıkları şeyler değil. Yani kendi hayatları için koydukları hedeflerin çoğu aslında başarının kriteri değil.
Başarı, çok daha başka, manevi tatminlerde saklı. Konulan o manevi hedeflerin çoğu kendilerinden geliyor zaten. Onları unutmamalarında fayda var.
Çok teşekkürler.
