Medya İletişimi, Halkla İlişkiler kavramının sac ayaklarından birini oluşturur. Kimi zaman sosyal paydaş, kimi zaman hedef kitle olarak konumlandırdığımız medya camiası, halkla ilişkilerin bütününden ayrı düşünülemez. Tıpkı, kurumsal iletişim, kriz iletişimi, finansal iletişim vb. kavramlar gibi. Peki, Medyayla iletişime geçerken nasıl bir yol izlemeliyiz?
Bilmiyorum hatırlıyor musunuz? Yaklaşık bir sene önce Türkiye Halkla İlişkiler Derneği(TÜHİD) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyet(TGC)nin ortak yürüttüğü ve EGD, İMD, BMD İDA, MGD, ESAM, RTGD ve TSYD gibi sektör derneklerinin de imza koyduğu bir deklarasyon yayınlanmıştı. Hatta TÜHİD, web sitesinde, deklarasyonu elektronik olarak iletişim camiasına imzaya açmıştı.
Deklarasyonun amacı; Medya ve Halkla İlişkiler mesleği mensuplarının kamuoyunun doğru, eksiksiz, sorumlu ve şeffaf bir biçimde bilgilendirilmesi için “çağrısı” yapmaktı. Üzülerek belirtmeliyim ki camiamız bu çalışmaya yeteri kadar destek olmadı.
Deklarasyonda geçen maddelerden bazıları şöyleydi;
Mesleki yardımlaşmayı yaşam biçimi haline getirir,
Basın ve yayın organlarına ve halkla ilişkiler profesyonellerine eşit uzaklıkta durur,
Haber değerine gölge düşürecek, haberlerin değerlendirilmesinde yanlış algılar yaratabilecek ilişkiler kurmaz,
Konuların “haber” değeri taşıyıp taşımadığını bağımsız olarak değerlendirir ve denetler,
Mesleki zedelenme yaratacak ehliyetsiz ve korsan hareketlere karşı durur, bu türden hareketleri tüm meslek camiasına mal etmez,
Haberlerin kaynaklarını net bir biçimde ortaya koyar, haberlere konu olanların görüşlerinin alınmasını gözetir,
Ambargolu ve kısıtlı haberlere saygı gösterir,
Haberin sağlıklı, eksiksiz ve zamanında oluşumu için gerekli kanalları ve bilgi akışını sağlarlar.
Bu maddeler, halkla ilişkiler ve gazetecilik mesleği uygulayıcılarının ahengini oluşturuyor. Belirli kurallar çerçevesinde taraflar olarak konuya yaklaşımda bulunsak ortada bir sorun kalmayacak. Ne mail kutusunun doluluğundan ve gereksiz bilgilerden oluşan basın bültenlerinden şikayet eden gazeteci, ne de haberinin yayınlanmadığından şikayet eden halkla ilişkiler profesyoneli kalacak.
Nitekim, iletişim prensiplerini benimseyen en basitinden basın bülteni yazım kurallarına uyan, neyin haber olup olmayacağı hususunda bilgi sahibi olan halkla ilişkiler uygulayıcılarının hedeflerine ulaştığını görüyoruz.
Son olarak halkla ilişkilerin mihenk taşı olacak böyle bir siteyle bizleri buluşturan ve benimde içinde yer almaktan mutluluk duyduğum halklailişkiler.com ekibine teşekkürlerimi sunuyorum. Halkla İlişkiler kavramına değer veren, sağlam temeller üzerine kurulu www.halklailiskiler.com sitesini Siz değerli okuyucularında beğeneceğinden ve kaynak olarak kullanacağından eminim. Herkesi siteye üye olmaya davet ediyorum…
