Marketing Türkiye Dergisi'ne röportaj veren Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Vahap Munyar, birçok farklı konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Bana muhabir gibi çalışan ekonomi müdürü diyorlar ama zaten muhabirlik bu işin temelinde var" diyen Vahap Munyar, bir gazetecinin içindeki muhabirlik ateşi sönmeye başladığı zaman, gazetecilik yapmasının hiç kolay olmadığını belirtti.
Munyar, Marketing Türkiye röportajında en çok GSM sektöründen şikayetçi olduğunu ifade ederek, GSM şirketleri için "Reklam baskısıyla haber kirliliği yaratmaları çok ayıp. Aralarındaki yoğun reklam yarışını anlıyorum ama bu yarış haber kirliliğine dönüştüğü zaman o haberlerin de hiçbir ciddiyeti kalmıyor, verilecek bir mesaj da kalmıyor" dedi. PR sektörüne de değinen Munyar, sektörde sütunxsantim hesabıyla çalışılmasına karşı çıkıyor ve "Bir PR şirketi bana eğer reklam parası gözüyle bakıyorsa beni aşağılıyor demektir... Benim her kelimeme reklam eşdeğeri olarak bakıldığı zaman okur da benim her kelimemi sattığımı düşünecektir" diyor.
Munyar röportajında Hürriyet Gazetesi'ne geçişinden, Ekonomi Müdürlüğüne terfisine kadar olan süreci anlatırken "Vahap Munyar" ekonomi gazeteciliği modelini açıkladı.
Reklam ve halkla ilişkiler sektörüne de değinen Munyar, sütun santim hesabının sektörü aşağıladığını belirtti. Munyar konu hakkında şunları söyledi; "TÜHİD'in düzenlediği Altın Pusula yarışmalarının hemen hemen hepsinde jüri üyeliği yaptım. İlk yıllarda orada dosyaları okuyunca kendimden utanırdım. Dosyalar önünüze geliyor, okuyorsunuz. Bazı ölçümlemeler yapmaya çalışıyorlar. Çıkan haberin sütun santimini hesaplıyor onun reklam eşdeğerini buluyor. Bunları gördükçe çileden çıktım ve o dosyaların hepsini kategori dışı bıraktım. Bunları çıkıp kürsüde söylemeleri gerektiğini de dile getirdim. Bir PR şirketi bana eğer reklam parası gözüyle bakıyorsa beni aşağılıyor demektir. Benim yazdığım yazının reklam değeriyle ölçümlenemeyecek bir değeri var. Dünyada da bu hesaplama türü var ama bence her kesim için böyle bir hesaplama yanlıştır."
Marketing Türkiye'nin "PR sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Son 10 - 15 yıla baktığımızda PR sektörünün işi öğrendiğini söyleyebilir misiniz?" sorusuna Vahap Munyar şöyle yanıt verdi; "Bu konuda daha gerilere gidip yapılan hataları konuşursak, şu anda geldiğimiz noktayı daha iyi anlarız. Betül Mardin, Alaeddin Asna gibi sektörün kurucusu denebilecek insanlardan sonra gelenlerin kimisi kendi şirketlerini kurdu kimisi şirketlerin kurumsal ayağında yer aldı. Elektronik fuarı açıldığında havaya cep telefonları atıldığı dönemleri hatırlıyorum. Bu sektör bunları yaşadı. "Gazetecileri nasıl kendi yönümüze çekeriz" diye düşündükleri günler de oldu, "Basın toplantılarında şu hediyemiz de var" diye altına not düşüldüğü günler de... O zamanlar bu davranışları göze çok batmıyordu ama biz tepki göstermeye başladıkça bu davranışlar azaldı ve neredeyse yok oldu." Şu an böyle bir şey olduğunda hemen haber yaptıklarını belirten Munyar, "PR şirketlerinin sayısı arttıkça ve dolayısıyla şirketler arasındaki rekabet yoğunlaştıkça PR ajansları işveren firmaya teslim olmaya başladı. Normalde bu iş iki taraflı çalışır. Ama günümüzde işveren tarafın daha çok ajansa kendi istediklerini dikte ettirdiğini görüyoruz. O zaman da bazı hoş olmayan durumlar ortaya çıkabiliyor. Yayınlamak istemediğiniz haberler konusunda baskı yapmaya çalışabiliyorlar." dedi.
