Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • Türk aile şirketleri, girişimcilik zekaları ile dünyada fark yaratıyor

Türk aile şirketleri, girişimcilik zekaları ile dünyada fark yaratıyor

29 Kasım 2012 , Perşembe 13:12
Türk aile şirketleri, girişimcilik zekaları  ile dünyada fark yaratıyor

 

PwC’nin gerçekleştirdiği 2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’na göre son bir yılda Türk aile şirketlerinin % 81'inin satışları arttı. Türk şirketleri “girişimci” ve “yenilikçi” nitelikleriyle öne çıkıyor.
 
PwC, “2012 Küresel Aile Şirketleri - 21 Yüzyılın Vazgeçilmez İş Modeli” başlıklı araştırmasında, artan satışlarıyla ve agresif beş yıllık büyüme planlarıyla aile şirketlerini küresel ekonominin "isimsiz kahramanları" olarak tanımlıyor.
 
PwC tarafından gerçekleştirilen 2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’nın sonuçlarına göre, son bir yılda Türk aile şirketlerinin % 81'inin satışları artarken bu oran küresel düzeyde % 65 olarak gerçekleşti. Türkiye’deki katılımcıların yalnızca % 9'u son bir yılda satışlarında düşüş yaşadığını söylerken, bu oran küresel düzeyde % 19 oldu. 
 
PwC'nin dünya çapında 30'dan fazla ülkeden 1952 aile şirketi yöneticisi ile gerçekleştirdiği, Türkiye’den de 500 kişilik bir örneklem içinden istatistiki bir yöntemle seçilen 99 aile şirketinin yer aldığı 2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’nın sonuçları bir basın toplantısıyla açıklandı. PwC Küresel Aile Şirketi Hizmetleri Lideri Eric Andrew, PwC Türkiye Başkanı Cansen Başaran Symes ve PwC Türkiye Aile Şirketi Hizmetleri Direktörü Mehmet Karakurt’un katılımı ile gerçekleşen basın toplantısında araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Küresel Aile Şirketleri Hizmetleri Lideri Eric Andrew şunları söyledi. “Aile şirketleri Türkiye ekonomisi için hayati öneme sahip ve iş hayatının ayrılmaz bir parçası. Bu nedenle Türkiye’de aile şirketlerinin büyüdüğünü ve geliştiğini görmek harika. Türkiye’de satış gelirlerinin düzeyi çok umut verici. Türk aile şirketlerinin % 81’i geçtiğimiz yıl satışlarda artış yaşandığını söyledi, bu oran dünya genelinde %65. Mevcut ekonomik ortamda bütün iş alanlarında bazı zorluklar söz konusu ancak Türk şirketlerinin 2010 yılına göre (%56) 2012 yılında belirgin bir şekilde daha az endişeli olduklarını (%37) görüyoruz. Türkiye’deki aile şirketleri azimli, başarılı,  kendine güvenli ve ekonomik kriz etkilerinin azalması ile güçlerinin büyüklüğünün de farkına varmaya başladılar.”
 
Türkiye sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Aile Şirketi Hizmetleri Direktörü Mehmet Karakurt ise aile şirketlerinin bu ölçüde yerel ekonomiye canlılık kattığı ve iş hayatına etkisinin yüksek olduğu ülke sayısının sayılı olduğunu belirterek, “Araştırmamız gösteriyor ki Türk aile şirketleri geçtiğimiz zor dönemi başarıyla geçirmişler ve gelecek için de kendilerine güveniyor. Atlattıkları ekonomik krizin ardından kendi güçlerinin farkına daha çok varmaya başladılar. Artık Türk aile şirketleri dünyanın önde gelen şirketleriyle rekabet edebiliyor hatta yeri geliyor onları kendi bünyelerine katmaktan çekinmiyorlar. Şu sıralar çok duyduğumuz gibi: ‘Türkler her yerde…’ ” dedi.
 
Türkiye’de Öne çıkan Sonuçlar
PwC’nin bu yılki araştırmasında Türk şirketleri açısından öne çıkan temel bulgulardan bazıları şunlar:
  • Aile şirketleri büyümeye devam ediyor – Türk aile şirketlerinin % 81'i geçen yıl içerisinde satışlarında büyüme yaşarken, bu oran küresel düzeyde % 65 olarak gerçekleşti.
  • Türkiye'deki aile şirketleri büyüme konusunda istekliler ve kendilerine güveniyorlar- Türk aile şirketlerinin % 12'si önümüzdeki beş yıl içerisinde hızlı ve agresif bir biçimde büyümeyi planlıyor. Öte yandan Türkiye'deki aile şirketlerinin %78'i istikrarlı büyüme beklerken bu oran küresel düzeyde % 69.
  • Piyasa şartları halen en temel zorluk – Türki yöneticiler en temel zorlukları değerlendirdiklerinde ilk üç dış unsur olarak piyasa şartları (% 37), hükümet politikaları (% 34) ve dış pazarlardaki zorluklar (% 28) sıralanıyor. Endişe uyandıran noktalardan biri olan dış pazarlardaki zorluklar 2010 yılının sonucu olan % 38 oranına göre ciddi bir düşüş gösteriyor. Bu da Türk aile şirketlerinin uluslararası piyasalara açılma konusundaki kendilerine güveninin önemli bir kanıtı olarak yorumlanmalı.
  • Yetenekli elemanı bulabilmek -  Küresel düzeyde, beceri sahibi kişilerin işe alımı gün geçtikçe önem kazanan bir konu. Türkiye'de bu konu 2010 yılındaki % 44 oranından % 23'e gerilemiş olsa da Türk aile şirketleri için en büyük dahili endişe kaynağı olmayı hala sürdürüyor.
  • Hükümetlerin aile şirketlerine verdiği önem - Küresel katılımcıların %38’i hükümetin kendilerine gereken değeri vermediğini düşünürken Türk aile şirketleri bu konuya çok daha olumlu yaklaşıyor ve hükümetin kendilerine verdiği önem konusunda %41 gibi bir oranla mutabıklar.
Geleceğe bakış: 2017 yılında öne çıkması beklenen konular
Türkiye'deki aile şirketleri, geleceğe ilişkin duydukları güvene rağmen önümüzdeki 5 yıl için ele alınması gereken önemli konu ve zorlukların da olduğunun farkındalar.
  • Elemanları elde tutabilmek - Türk aile şirketlerinin % 81'i yetenekli personelin elde tutulması konusunda endişelere sahipken bu oran küresel düzeyde % 46.
  • Uluslararasılaşma: Türk aile şirketlerinin satışlarının %33’ü yurtdışı pazarlara yapılırken, bunun önümüzdeki 5 yılda %40’a yükselmesi beklenmektedir.
  • Dünya ekonomisine ilişkin sorunlar sürüyor - Türk katılımcıların % 69'u orta vadede dünya ekonomisi konusunda endişe taşıyor (küresel oran %66).  Fiyat rekabeti Türkiye'de % 64 ile daha önemli bir konu olarak ön plana çıkmakta (küresel oran %59). Türk aile şirketlerinin %57’si özellikle Türk Ticaret Kanunu gibi yeni kanunlara uyumun dikkat edilmesi gereken bir konu olduğuna inanıyor.
  • Türk şirketleri yenilikçilik konusuna çok önem veriyor - Şirketlerin yönetimine ilişkin ortaya çıkan kilit konu ise yenilikçilik (% 77). Bu konu Türkiye'de küresel düzeyde olduğundan (% 62) daha öncelikli bir konu. Yeni teknolojiye duyulan ihtiyaç konusunda önceliklere sahip olan Türk şirketlerinin sayısı (% 61) küresel düzeye (% 37) kıyasla daha yüksek görülüyor. Bu da Türk aile şirketlerinin büyümek ve rekabetçi olabilmek için yenilikçiliğe ve teknolojiye verdiği önemin bir kanıtı.
  • Halefiyet sürecinin yönetimi, hayati öneme sahip - Türk katılımcıların % 41'i işlerin sonraki kuşağa devredilmesinin sorunlara yol açacağı konusunda endişelere sahipken, bu oran küresel düzeyde % 32. Türk aile şirketlerinin % 30'u aile içi anlaşmazlık olasılığını doğal bir sonuç olarak görürken bu oran küresel sonuç olan % 9’a kıyasla çok daha yüksek. Türkiye, araştırmaya katılan diğer ülkeler arasında bu konuda en yüksek hassasiyete sahip ülke durumunda.
PwC’nin 2012 Aile Şirketleri Araştırmasında, Kurumsallaşma, Kariyer Planlaması ve Kuşaklar Boyu Sürdürülebilirlik gibi aile şirketlerine özgü konular ile Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Türk aile şirketlerinin gelişimi üzerindeki muhtemel etkileri de ele alınıyor.
 
“2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması Sonuçları:
 
Aile şirketlerinin kendilerine özgü nitelikleri
Hem küresel düzeyde hem de Türkiye’de aile şirketlerinin işe bakışı ve temel özellikleri bakımından önemli benzerlikler bulunuyor. 
 
Uzun vadeli düşünme ve geniş bakış açısı - Türk aile şirketlerinin % 51'i aile şirketlerinin karar alma sürecinde daha uzun vadeli bir yaklaşım benimsediğini onaylarken, bu oran küresel düzeyde de % 53. 
 
Daha hızlı ve esnek karar alma - Aile şirketleri hızlı karar alma ve zor zamanlarda kuralları esnetebilme becerilerini, rekabette ayırt edici bir avantaj olarak görüyor.
 
İşe ve topluma daha büyük bağlılık - Türk katılımcıların neredeyse tamamı (% 94'ü) aile şirketlerinin kötü zamanlarda bile çalışanlarını tutabilmek ve onları mağdur etmemek için ellerinden geleni yaptığına inanıyor. Bu oran küresel düzeyde % 81 oranında. 
 
Güvene dayalı ve daha kişisel bir yaklaşım - Türkiye'deki katılımcıların % 73'ü kültürün ve değerlerin aile şirketleri için büyük önem taşıdığını düşünüyor, şaşırtıcı olarak bu oran küresel düzeyde % 78 ile Türkiye’den daha yüksek bir oran olarak ortaya çıktı.
 
Girişimcilik zekâsı - Küresel araştırmada katılımcıların % 63'ü aile şirketlerini piyasanın diğer oyuncularına kıyasla daha girişimci olarak değerlendirirken, bu oran Türkiye'de % 69 düzeyinde. Ülkemizdeki katılımcıların % 54'ü aile şirketlerinin kendilerini her yeni kuşak ile yenileme fırsatı olduğunu düşünüyor ve yine % 54'lük bir kısım aile şirketlerinin daha fazla risk üstlenmeye hazırlıklı olduğu görüşünde. Bu oran araştırmanın genelinde % 39. Bir başka değişle Türk aile şirketleri ciddi bir girişimcilik ruhuna sahip.
 
İşin yeni kuşaklara devri - Araştırmaya katılan Türk aile şirketlerinin % 70'i birinci veya ikinci kuşakların yönettiği genç şirketler olduğundan, karşı karşıya oldukları en büyük sorun şirketlerini üçüncü ve sonraki kuşak aile üyelerine başarılı bir geçiş süreci neticesinde devredebilmek, uzun vadeli sürdürülebilirlik, büyüme ve kârlılığın sağlanması olarak ortaya çıkıyor.
 
Küresel boyutta öne çıkan sonuçlar
 
2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’nda PwC, artan satışlarıyla ve agresif beş yıllık büyüme planlarıyla aile şirketlerini küresel ekonominin "isimsiz kahramanları" olarak değerlendiriyor. Araştırma’da öne çıkan sonuçlar şöyle:
 
• Aile şirketlerinin %65'i geçtiğimiz yılda satışlarını arttırdı. Satışlardaki bu artış özellikle Doğu Avrupa, Latin Amerika ve Orta Doğu bölgelerinde güçlü bir şekilde hissedildi.
 
• Bu şirketlerin %81'i önümüzdeki beş yıl içinde istikrarlı veya hızlı/agresif büyüme bekliyor. Büyümeyi hedefleyen bu şirketlerin %93'ü şirketlerinin büyüme potansiyeline güveniyor - hatta bu oran Orta Doğu ve Türkiye'de daha da yükseliyor.
 
• Yetenek eksikliği şirketler için büyük bir zorluk oluşturuyor. Şirketlerin yaklaşık % 60'ı doğru yeteneği/beceriyi bulmanın önümüzdeki beş yılda önemli bir zorluk oluşturacağını söylüyor. Şirketlerin neredeyse yarısı önümüzdeki dönemde nitelikli çalışanları ellerinde tutmak için çabalayacaklarını düşünüyor.
 
• Halefiyet planlaması hala bir tehdit unsuru olarak görünüyor. Halefiyet için iyileştirilmiş vergi koşulları ve basitleştirilmiş süreç düzenlemelerinin bu konuda önemli olduğu görüşü yaygın.
 
Araştırmaya İlişkin Notlar
 
1. PwC Aile Şirketleri Araştırması 2012, 30 ülkede faaliyet gösteren 5 milyon dolardan fazla satış cirosuna sahip aile şirketlerini kapsamaktadır: Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hong Kong, Hindistan, İrlanda, İtalya, Malta, Meksika, Orta Doğu (çeşitli ülkeler), Romanya, Rusya, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, İsveç, İsviçre, Tayvan, Türkiye, İngiltere ve ABD. 1.952 aile şirketinden üst düzey yöneticilerle 7 Haziran ve 18 Eylül 2012 tarihleri arasında görüşmeler yapıldı. Küresel boyutta araştırma, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalarda faaliyet gösteren şirketleri ve imalat, perakende, otomotiv ve inşaat da dahil olmak üzere bir çok sektörü ele aldı.
 
2. Araştırmaya Türkiye’den katılan 99 katılımcıların büyük çoğunluğunu çalıştıkları şirketlerde ya şirket sahibi ya da üst düzey yönetici olarak görev alan kişilerdi. Görüşme yapılan bu şirketlerin % 44'ü imalat sektöründeki şirketlerden oluşurken geri kalanı ise otomotiv, tarım, perakende ve inşaat sektörlerinden seçildi. Bu şirketlerden % 87'si 20 yıldan fazla bir süredir faaliyet gösterirken, katılımcıların % 40'ı 100 milyon ABD dolarını aşkın ciroya sahip şirketlerin temsilcileriydi.
 
 


Yorum Yazın