Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • TGC-KAS Yüksekova Yerel Medya Zirvesi’nde basın özgürlüğü tartışıldı

TGC-KAS Yüksekova Yerel Medya Zirvesi’nde basın özgürlüğü tartışıldı

2 Eylül 2013 , Pazartesi 09:12
TGC-KAS Yüksekova Yerel Medya Zirvesi’nde basın özgürlüğü tartışıldı
66’ncı Yerel Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim Semineri, üçüncü oturumunda TGC Önceki Başkanı- Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, “Gazetelerde içerik sorunları” hakkında bilgi verdi. Oturumda TGC Başkan Vekili - Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar, “Ekonomi Gazeteciliği”, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi,-TGC üyesi Erol Önderoğlu, “Basın Özgürlüğü ve Uluslararası Boyutu” konularında katılımcılarla bilgilerini paylaştı. Oturumu Hakkari Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Hekim Çiftçi yönetti.     
 
ORHAN ERİNÇ: İÇERİK EN ÖNEMLİ SORUN 
TGC Önceki Başkanı- Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, ilk öldürülen gazeteci Hasan Fehmi Bey’den başlayarak ülkemizde öldürülen 64 gazeteci olduğuna dikkat çekti. Erinç, “Bu sayı adliyeye intikal etmiş, tutanak tutulmuş ve gazetecilerin neden öldürüldüğü bilinen gazetecilerle ilgili. Bu sayı gerçek öldürülenleri yansıtmayabilir” dedi. 
Gazetecilerin öldürülmesinde, tutuklanmasının, haklarında dava açılmasının altında içerik sorunlarının da yattığını aktaran Erinç, şunları söyledi;  
“İçerik sorunları yüzünden birçok meslektaşımız yargılanıyor. 63 meslektaşımız şu anda tutuklu. Yayın organlarının tarafsız olması birkaç nedenle mümkün değil. Bunlardan bir tanesi, her yayın organı yayına başlarken, niye yayınlandığının, hangi konularda taraf olacağını belirtir. O nedenle önemli olan tarafsızlık değil bağımsızlıktır dedi. Yayın organları hakkında bilgi veren Erinç bu konuyla da ilgili şunları söyledi:  İletişim fakültelerinden hocalar yayın organlarını sınıflandırırlar. Bu sınıflandırmayı 30’a kadar çıkan öğretim üyesi tanıdıklarımız var. Bunu dörde kadar düşürebiliriz. Bunlardan birincisi fikir gazeteciliği, bulvar magazin gazeteciliği, belirli örgütlerin cemaatlerin, siyasetçilerin sözcülüğünü yapan militan gazete, dördüncüsü de bu üçünü bir arada barındırmaya çalışan çok satışlı ve kitle medyası dediğimiz yayın organları.”  
 
YERELDE DE EKONOMİ HABERCİLİĞİ ÖNEMLİ 
TGC Başkan Vekili Vahap Munyar, konuşmasında ekonomi gazeteciliğin çerçevesini çizdi. Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri tarihi bir süreç içinde anlatan Munyar, bu noktada ekonomi gazeteciliğin önemli bir rol üstlendiğini ve habercilerin nelere dikkat etmesi gerektiğini dile getirdi. Munyar’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Gazetecilerin ekonomi haberlerinde bir konuyu anlatırken, başlıklardan haberin içeriğine kadar yangına körükle gidilmemesi gerekiyor. Yangına körükle giden taraf biz olmayalım, sadece olanı verelim. Türkiye bir gemi ise biz da onun içinde gidiyoruz. Bir önemli konu da şirket haberleri. Şirket haberlerine her zaman olumsuz yaklaşılmamalı. Yerel gazetecilikte de şirketlerin haberlerini vermek bölgenin gelişmesine katkıda bulunabilir. Yatırımcıya cesaret verebilir. Başarılı çalışmaları, alkışlamak da gerebilir.”  Munyar, ekonomik bilginin haber yayınlanmadan önce gazetecilerin çıkarı için kullanılmaması gerektiğini dile getirdi. 
 
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GERİLİYOR
Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi üyesi Erol Önderoğlu, “Türkiye’de iktidarlar gazetecilik mesleğini güvenlik ve asayiş algılarına daima bir tehdit olarak algıladılar” dedi. Önderoğlu konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), her yıl yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 2012’de 179 ülke içerisinde Türkiye’ye 154. sırada yer verdi. Türkiye, bu endekse bakacak olursak, son beş yıldır gerileme gösteriyor. Bunun temel nedeni ‘Türkiye’nin, medya ve iletişim özgürlüğü ile halkın haber alma hakkına yönelik çok çeşitli ihlallerin sistematik şekilde ihlal edilen bir ülke olması’ olarak gösteriliyor. Doğu ve Güneydoğu’da düşük yoğunluklu savaşın ve devamında çözümsüzlüğün çare olarak görülmesi, basın özgürlüğü gibi temel özgürlüklerin Terörle Mücadele Kanunu ve olağanüstü düzenlemelerle baltalanmasına yol açtı. Gazeteciliğin, ister baskıyla isterse teslimiyetle olsun, sermaye ve siyasi iktidarlar karşısında yenilgi yaşadığının en berrak şekilde gözlemlediğimiz günleri yaşıyoruz. 80 ve 90’larda yaygın medyanın Kürt Sorunu’nu haberleştirmek söz konusuyken iktidar ve askeri erkin oldukça sıkı bir güvenlik ablukasında tutulduğuna tanık oluyorduk. 31 Mayıs’ta İstanbul’da gelişen Gezi eylemleri ise, bu kez sermaye ve iktidarın medyayı kilitleme girişiminin canlı örneğini oluşturdu. Yıllardır Türkiye’deki ifade özgürlüğü sorunlarını haber olarak işleyen yabancı gazeteciler, Taksim’de ve sokaklarında Türkiyeli habercilerle birlikte saldırıya uğradılar ve gözaltına alındılar.”
 
SON OTURUMDA DİL YANLIŞLARI İRDELENDİ 
Seminerin son oturumunun başkanlığını Bölge Gazetesi -Yazı İşleri Müdürü - Anadolu Basın Yayın Birliği Şube Başkanı Bişar Ulutaş yürüttü.  Bu bölümde; TGC Bizim Gazete Yazarı Kerim Evren, “Dil Yanlışları” başlıklı konuşmasında dil yanlışları konusunda doğru bilinen yanlışları ve dilin kullanımında dikkat edilmesi gereken önemli hususları dile getirdi:
 “Gazeteci, toplumuyla sağlıklı ilişki kurabilmek için iletişim dilini doğru ve güzel kullanmalıdır. Bunun yolu; dilin ‘söz varlığı’nı bilmekten, sonra da dilbilgisi ve yazım (imla) kurallarını iyi öğrenip uygulamaktan geçer. İyi yazmanın ilk koşulu, iyi bir okur / izleyici / dinleyici olmaktır.  Dil, canlı bir varlıktır ve sürekli gelişip değişir. O yüzden çalışırken elimizin altında mutlaka sözlük ve yazım kılavuzu bulundurmalıyız. Özellikle “yazım” karmaşasının yaşandığı günümüzde, haberleri ‘renklendirme’ düşüncesiyle, ‘kulaktan dolma’ öğrendiğimiz sözcükleri kullanırsak hedef kitlemiz katında güç duruma düşebiliriz.”  
 


Yorum Yazın