Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • İLETİŞİM SOHBETLERİ >
  • Serhat Demirel; “İletişim, reklam ve pazarlama her sektörde olduğu gibi Türkiye’nin tanıtımı konusunda da çok önemli”

Serhat Demirel; “İletişim, reklam ve pazarlama her sektörde olduğu gibi Türkiye’nin tanıtımı konusunda da çok önemli”

2 Kasım 2016 , Çarşamba 13:05
Serhat Demirel; “İletişim, reklam ve pazarlama her sektörde olduğu gibi Türkiye’nin tanıtımı konusunda da çok önemli”
Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği – DPID Başkanı Serhat Demirel ile sektörü ve geleceğe bakışını konuştuk. 
 
- Sektörünüzün değerlendirir misiniz? Geleceğe nasıl bakıyorsunuz?
Bu sorunun cevabını iki farklı şekilde yanıtlamak mümkün. Bir tanesi sektör olarak her geçen yıl büyüyen, pazarlama bütçesinden daha fazla pay alan, yaratıcılık konusunda global ölçekte azımsanmayacak iyi işler, projeler görüyoruz. Diğer yandan ise tütün-içki sektörünün yasaklar yüzünden sektörden elini çekmiş olması, telekomünikasyon firmalarının “doğrudan pazarlama” alanına yaptığı yatırımları azaltması, otomotiv sektörünün içinde bulunduğu darboğaz nedeniyle gerçekleştirdiği bütçe kısıtlamaları, ülke çapında yaşanan patlamalar, yaşanan kayıplar, şehitler, 15 Temmuz darbe girişimi derken 2016 yılının ikinci yarısı beklentilerin çok ama çok altında geçti. Bu durumdan en çok etkilenen sektörlerin başında “Doğrudan Pazarlama” ve MICE sektörü geliyor. 
Türkiye uzun yıllardır yaşanan her türlü krizi Avrupa ve ABD’den farklı olarak daha rahat atlatabilmiş olmasına rağmen bu sefer durum farklı gözüküyor. Geçtiğimiz dönemlerde Türk firmaları ve markalarının deneyimli olanları kriz dönemlerinde iletişimi kesmeden klişe olacak ama “krizi fırsata çevirmeyi” becerebildiler.  Ancak bugün yaşanan gerek dış gerekse iç politikaya dayalı kriz ve belirsizlikler, terör ortamı pozisyon almayı güçleştiriyor. Sanırım en iyi cevap “bekleyip hep birlikte göreceğiz”.
 
- 2017 yılından beklentiniz nedir?
Bugünkü siyasal ve ekonomik konjonktürde çok umutlu gözükmüyor. Burada asıl belirleyici olan unsur siyasal iradenin bu krizi aşmak için nasıl bir tavır takınacağı ve buna bağlı olarak markaların pazarlama ve iletişim konusunda nasıl pozisyon alacağı. Kesin olan bir şey varsa acilen bir takım önlemler alınması gerektiği ve iktidar, muhalefet, STK’lar ve iş hayatının el birliğiyle hareket etmesi.
 
- Türkiye’nin tanıtımı konusunda neler düşünüyorsunuz? Bu süreçte iletişim disiplinlerinin üzerine düşen görevler nelerdir?
İletişim, reklam ve pazarlama her sektörde olduğu gibi Türkiye’nin tanıtımı konusunda da çok önemli, ancak tek başına yeterli değil. Keşke olsaydı. Rusya ile yaşanan kriz, Suriye, PKK, büyük şehirlerde yaşanan patlamalar derken tek başına iletişim maalesef Türkiye’nin tanıtımı ve turist gelmesi için yeterli olamıyor. Tanıtımdan önce Türkiye’nin tekrar güvenli bir ülke haline getirilmesi gerekli. Brüksel’in güvenli olduğunu anlatmak için yapılan çalışma bu konuda iyi bir örnek olabilir. Tüm dünyada oldukça ses getiren iyi bir iş oldu. (https://www.youtube.com/watch?v=PL7hvXeOAKw )
Peki aynı proje Türkiye’de uygulanmış olsaydı açtığımız telefonda arayanlara İstanbul’un güvenli olduğunu hangimiz söyleyebilirdik? Bir çok turizm örgütü, STK bu konuda ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar ancak son noktada güvenlik söz konusu olduğunda söylenecek bir söz kalmıyor. Bu soruya şu an içinde bulunduğumuz konjonktür dışında cevap verecek olursak eğer; 2000’li yılların başında başlatılan ve Türkiye’yi “deniz, kum, güneş” üçlemesinin dışında bir turizm çeşitliliğiyle tanıtma fikri doğruydu ve karşılığını buldu. Türkiye turizm çeşitliliği açısından oldukça zengin bir ülke, yeme-içme kültüründen doğaya, ekstrem sporlardan, din turizmine çok geniş bir yelpazeye sahip. Ama bunların üstüne yeni değerler yaratmak gerekiyor özellikle; kültür, sanat, müzik festivalleri, uluslararası organizasyonlar anlamında yapılacak çok şey var ve üzerine gidilmeli.
 
Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın