Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Serdar Ömeroğulları; "Halkla ilişkiler, kişi ve kurumlara yönelik bir yönetim fonksiyonudur"

10 Mayıs 2012 , Perşembe 10:42
Serdar Ömeroğulları; "Halkla ilişkiler, kişi ve kurumlara yönelik bir yönetim fonksiyonudur"
Bursa Halkla İlişkiler Derneği yeni Başkanı Serdar Ömeroğulları ile sektör üzerine online röportaj gerçekleştirdik. 
 
Serdar Ömeroğulları; "Bursa’nın, beş yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’nin ikinci büyük şehri olmaya aday olduğunu görüyorum"
 
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Serdar Ömeroğulları kimdir? Bursa Halkla İlişkiler Derneği Başkanlığı süreciniz nasıl gelişti?
1971 yılında İstanbul’da doğdum. Kadıköy, Moda ve Ortaköy üçgeninde çocukluk ve gençlik yıllarımı unutulmaz anılar ile yaşama fırsatı buldum. 1991 yılına gelindiğinde kaderin bana çizdiği yoldan habersiz olarak Bursa’ya, Uludağ Üniversitesi’ne kayıt yaptırmak için geldim. O gün Bursa’ya yola çıkarken kafamdaki plan kayıt yaptırıp, bir yıl Bursa’da takıldıktan sonra tekrar sınavlara girip çok sevdiğim şehrim İstanbul’a geri dönmekti. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Bursa’yı gerçekten çok sevdim, burada yaşamaya ve yaşlanmaya karar verdim.
 
Turizm ve otelcilik benim seçtiğim bir meslek değildi ve o alanda staj dışında çalışmadım. O yıllar Bursa’da Ankara Üniversitesi’ne bağlı bir dil eğitim merkezi olan TÖMER’de iş imkanı buldum. Okul müdürü bugünlerde verdiği seminerler ile oldukça popüler olan Şerif İzgören idi. Bendeki iletişim potansiyelini ilk keşfeden kişidir.
 
Ardından Bursa’da halkla ilişkiler mesleğine en fazla değer ve destek veren şirketlerinden biri olan İnoksan şirketinde çalışmaya başladım. O yıllar benim hem Bursa Halkla İlişkiler Derneği ile hem de hayat arkadaşım, eşim ile tanıştığım döneme denk geliyor. İnoksan’ın sahibi Vehbi Varlık, halen iletişimimiz ve dostluğumuz devam eder, çalışanlarının gelişimine ve eğitimine çok destek veren bir patrondu. Orada meslek ile ilgili eğitimler aldığım ve mesleğin anlamını öğrendiğim bir dönemi geçirdim.
 
1998 yılı, üyesi bulunduğum Bursa Halkla İlişkiler Derneği’nde başkanlık etme onuruna eriştiğim bir yıl oldu. İki yıl süren başkanlık dönemimde Salim Kadıbeşegil, Meral Saçkan, Ali Atıf Bir, rahmetli Atilla Öğüt, Güven Borça, Mehmet Ak ve adını sayamadığım pek çok değerli meslektaşımız ile tanışma ve onları Bursa’da ağırlama fırsatı buldum.
 
1997 yılında evlendiğim eşim Serap ile 2001 yılında Ege isminde oğlumuzu dünyaya getirmenin mutluluğunu yaşadık. Son beş yıldır kendime ait bir iletişim şirketim var ve kurumsal şirketlere hizmet veriyorum. BHİD’in son genel kurulunda üyelerimizin teveccühü ve yönetim kurulumuzda benim ile çalışmayı kabul eden değerli arkadaşlarım sayesinde başkanlık sıfatına ikinci kez erişmenin mutluluğu ve sorumluluğunu taşıyorum.
 
Bursa’da “halkla ilişkiler” sektörü biliniyor mu? Halkla ilişkilerin Bursa’daki yeri ve önemi nedir?
İstanbul’dan ilk defa Bursa’ya geldiğimde buranın küçük bir taşra kasabası olduğunu düşünüyor bu yüzden de en kısa sürede İstanbul’a geri dönmeyi planlıyordum. Ancak yaşadığım sürede durumun İstanbul’dan göründüğü gibi olmadığını keşfettim. Bursa tam bir sanayi şehriydi. Dinamikti, hızlı gelişiyordu. Genel kültür ve eğitim düzeyi ortalamanın üstündeydi. Ve bugün Türkiye’nin dördüncü büyük şehri olan Bursa’nın, beş yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’nin ikinci büyük şehri olmaya aday olduğunu görüyorum.
 
Son on yılda halkla ilişkiler sektörü hem özel sektörde hem de kamuda kendine daha fazla yer bulmaya ve önemsenmeye başladı. Artık insanlar iletişimin öneminin farkında ve bu süreci profesyonelce yönetmek istiyorlar. Bu noktada da devreye halkla ilişkiler uzmanları giriyor. Derneğimiz BHİD, 20 yıldır bu görevi üstlenmiş durumda. Kurulduğundan beri görev yapan tüm başkanlar ve yönetimler mesleğimizin önemini ve gerekliliğini anlatmaya çalıştılar ve bu halen de bu süreç devam ediyor. Bugün başta Bursa Valiliği olmak üzere, belediyeler, kamu kuruluşları, holdingler ve hatta kobiler bile reklamın dışında da iletişim modelleri olduğunun farkında. Ve bu boşluğu bünyelerinde halkla ilişkiler birimleri kurarak doldurmaya çalışıyorlar. 
 
Serdar Ömeroğulları; "Halkla ilişkiler, kişi ve kurumlara yönelik bir yönetim fonksiyonudur"
 
Bursa'da kurumların halkla ilişkilere bakışı nasıl?
Son yıllarda Bursa’daki kurum ve kuruluşların yönetimlerinde ciddi bir profesyonelleşme trendi gözleniyor. İyi eğitimli ve vizyoner yöneticiler bulundukları kurumları ileriye taşıyacak projeler üretiyorlar. Başta otomotiv, tekstil ve makina olmak turizm ve inşaat sektörlerinde büyük atılımlar gerçekleşiyor. Bursa Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi “marka şehir” olmak adına üstün bir gayret içerisinde.
 
Bildiğiniz gibi “Halkla İlişkiler” kişi ve kurumlara yönelik bir yönetim fonksiyonudur. Kurum kültürünün kurum içi ve kurum dışında doğru algılanması, itibar yönetimi, imaj, iletişim çalışmaları bu tanımın içerisinde yer alıyor. Halkla İlişikler bir alt birim değildir. Doğrudan üst yönetimle yürütülmesi gereken bir alandır.
 
Halkla İlişkiler pek çok kişi tarafında kurumlar için ekonomik yönden güçlü olduğu zamanlarda gerekli gibi görünüyor. Oysaki kriz zamanlarında da yönetimin ayrılmaz parçalarından birisidir.  Gerek Bursa’da gerek Türkiye’de Halkla İlişkilere verilen önem gittikçe artıyor. Henüz istenilen düzeye gelinememiş de olsa mesleğin bilinirlik oranı günümüzde daha fazla, bunun yanında donanımlı, yetişmiş ve alanında eğitim almış kişiler mesleğe artık sahip çıkıyor. Özel sektör olsun, kamu sektörü olsun artık değişen dünyaya kayıtsız kalmayıp Halkla İlişkiler uzmanlarını istihdam edip, bu alanın getirilerinden yararlanıyor.
 
Bursa bildiğiniz üzere ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşlarını barındırıyor. Ayrıca zengin bir tarihi ve kültürel değerleri var. Bu doğrultuda ekonomik gücüyle pek çok halkla ilişkiler uzmanını istihdam edebilecek bir yapıya sahip, Bursa’da daha fazla Halkla İlişkiler uzmanı olmalı. Geçmişten günümüze baktığımızda Bursa’da özel kuruluşlar halkla ilişkiler yöneticilerine önem vermeye başladı. Özellikle bu alanın çalışmalarından olan sosyal sorumluluk projeleri, kurum içi halkla ilişkiler organizasyonları, yayınlar gibi çalışmalarda başarılı örnekler görüyoruz. Mesleği layıkıyla yerine getiren örnek meslektaşlarımız var. Hizmet alınan ajans, matbaa, medya kuruluşları gibi sosyal paydaşlarla düşünüldüğünde Bursa’da yapının giderek büyüdüğünü ve kurumsallaştığını söyleyebiliriz.
 
Serdar Ömeroğulları; "Halkla ilişkiler, mesajı olan ile mesajı alması gereken arasındaki köprünün ta kendisidir."
 
BHİD yeni başkanı olarak hedefleriniz nedir?
2 yıllık bir hizmet dönemi için yeni yönetim kurulumuz ile çalışmalarımıza başladık. Temel amacımız Bursa’da bu alanda çalışan ya da mesleğe yeni atılan kişilerle mesleğin gelişimi adına faaliyetler düzenlemek, mesleğin kentimizde doğru algılanmasını, hak ettiği itibarı görmesini sağlamak. Meslektaşlarımızın sorunlarına ortak çözümler üretebilmek ve destek olmak. Sadece özel kuruluşlarla değil, kamu kuruluşları ve STK’larla birlikte hareket ederek ortak projeler yürütmeyi hedefliyoruz.
 
Sizce halkla ilişkiler nedir?
“Halkla İlişkiler” benim çok eskiden beri bir tercüme hatası olarak gördüğüm bir kavramdır. Hani İngilizce köpekbalığına dogfish demek gibi bir şey. Ben meslekte kendime Salim Kadıbeşegil’i kılavuz olarak almışımdır. Son yıllarda sağlık sebepleri yüzünden geri planda kalsa da mesleğe katkıları çok fazladır. Algılama Yönetimi ve İtibar Yönetimi kavramlarını ilk kez ondan duymuştum ve bana çok daha anlamlı gelmişti. Fikrimce mesleğimizin zaman zaman yanlış anlaşılması ya da yavaş ilerlemesi de bu çeviri yüzünden olmaktadır.
 
Bana göre halkla ilişkiler, mesajı olan ile mesajı alması gereken arasındaki köprünün ta kendisidir. Köprü; bazen bir basın bülteni, bazen bir organizasyon, bazen bir imaj ilanı bazen de bir sponsorluk olarak karşımıza çıksa da pek çok yöntemi var mesajınızı ulaştırmanın. Kaldı ki günümüzde sosyal medya denen ve bir çığ gibi büyüyen sanal dünyadaki iletişim için ayrı bir çaba ve uzmanlık gerektirdiğine de dikkat çekmek isterim.
 
Halkla ilişkiler sektörünün geleceğini nerede görüyorsunuz?
Gün geçtikçe öneminin arttığını somut olarak gözlemleyebiliyoruz. İnsanların bilgi ve kültür düzeyleri arttıkça ihtiyaç da buna paralel olarak artacaktır. Ancak iletişim araçları geliştikçe iletişim modellerinin de buna paralel olarak şekil ve yöntem değiştirmesi kaçınılmaz olacaktır. Özellikle kişiselleştirilmiş mobil iletişimin yakın gelecekte çok önemli olacağını düşünüyorum.
Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Medya
GALERİ
Yorum Yazın