Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Prof. Dr. Melda Cinman Şimşek; “İyi iletişim olduğu zaman itibar da geliyor”

4 Ocak 2012 , Çarşamba 10:29
Prof. Dr. Melda Cinman Şimşek; “İyi iletişim olduğu zaman itibar da geliyor”

Sizin halkla ilişkiler tarifiniz nasıl?

MCŞ: İyi iletişim, iyi iletişim olduğu zaman itibar da geliyor. Yani itibar yönetimi diyenler var, algılama yönetimi diyenler var, insanların algılamalarını yöneterek itibarı elde edebilirsiniz. Ama her zaman da itibarlı olmak, biraz daha olduğu gibi kendini tanıtmakta önemli olabilir. Yani bazı gerçeklerin üstünü örterek kendini daha itibarlı kılmaktan ziyade kendini olduğu gibi tanıtmak, net ve şeffaf olarak tanıtmanın daha etik olduğunu düşünüyorum ben. Bu yüzden halkla ilişkiler de yanlış algılanıyor aslında. Çok farklı bir meslek olarak algılanıyor, hâlbuki bir üst yönetim faaliyet tabi ki. Bu bakımdan gayet önemli.

Melda Cinman Şimşek; “Ben öğrencilerin staj türü çalışmalarla üniversite eğitimi süresince yetişmeleri gerektiği kanaatindeyim.”

Peki genç akademisyenler, halkla ilişkiler akademisyenleri, iletişim akademisyenleri iş dünyasıyla buluşmada genç iletişimci dediğimiz öğrenciler için çok önemli. Genç akademisyenlerin iş dünyasına yaklaşımı nasıl?

MCŞ: Üniversite ve bizler biraz kopuğuz. Sizler sayesinde biz de dirsek temasını sağlıyoruz. Şöyle ki, şimdi tabi vakıf üniversiteleri de var, fakat biz devlet geleneğinden geliyoruz ve devlette siz asistan olarak işe başladıysanız özel sektörde görev almanız yasak zaten. Dolayısıyla siz sektörü tam olarak bilmeden yetişiyorsunuz. Yani mesela ücretlendirme politikası nedir? Bunu ancak sektörden duyarsanız bir bilgi sahibi olabilirsiniz. Gerçi hep sektör üniversiteden öğrenmeli denir. Evet, öyle ama işin kitabesi var bir de realitesi var.  Bunları biz kendimiz yapmıyoruz veya ücretlendirme politikasının taktikleri hakkında çok fazla bir şeyi bilmek, uygulamayı yapmadan mümkün değil.

Ama ben şunu düşünüyorum, tabi akademisyenler ikiye ayrılıyor bu konuda. Bir biz üniversiteyiz sektör bizden öğrenmeli, biz bilim üretiriz diyenler. Ben de diyorum ki bilim tabi ki üretmek üniversite hocasının asli işi, ancak bizim mezunlarımızın hepsi bilim adamı olacak değil, bunların hepsi üniversiteye girip profesör olmayacaklar, sektörde çalışacaklar. Bazı arkadaşlarımız diyorlar ki işte teknik şeyleri öğrenirler yani işe girdikleri zaman filan ama o kadar basit değil. Ben staj türü çalışmalarla üniversite eğitimi süresince yetişmeleri gerektiği kanaatindeyim. Çünkü neden? Mezun olduğu zaman bir gururu olacak onun. Yani ben üniversite mezunuyum, bu alandayım, sıfırdan başlamak zor gelecek. Hâlbuki bunu öğrenciyken yaparsa ve fakültede öğrendikleriyle sektörde öğrendiklerini birleştirirse o zaman o, kendisini çok daha iyi bir şekilde konumlandırabilir. Yani bir takım arkadaşlara katılmıyorum bu bakımdan.

Mutlaka, özellikle bizim alanımızda, sektörle iç içe çalışma olması lazım. Yoksa biz tamamen üniversite içindeyiz yani biraz fildişi kule gibi tanımlayanlar da vardır, bilgileri alıyoruz ama bilgi almak başka icraatı yapmak başka.

Peki hocam siyasal iletişim çok fazla gündemde. Ne diyorsunuz bu noktada?

MCŞ: Evet dünya değişiyor, 70’lerin politikası yok artık. Mesela daha çok ortaya yaklaşmak eğilimi gözlemliyorum. Yani arada münferit olaylar ve sert çıkışlar olabiliyor fakat 70’lerin siyasi platformu değil bu platform bence. Mesela bugünkü Ak Parti’yi de eski Anavatan Partisi gibi gözlemliyorum. Seçim haritalarına baktığınız zaman bu 12 Eylül’den sonraki dönemde tüm Türkiye genelinde Anavatan Partisi var, Özal’la birlikte devam ediyor, Yılmaz’dan sonra çöküş ve hatta bir dönem sadece Rize’de var Anavatan Partisi. Mesela Ak Parti’de aynı şekilde. Haritaya baktığınız zaman işte onların kurum rengi böyle sarıyla turuncu arası bir renk bütün Türkiye neredeyse bu. Ama bunu böyle çok radikal olarak yapması mümkün değil, dolayısıyla merkeze yaklaşıyor.

MHP’ye baktığımız zaman gene aynı şeyi görüyoruz. CHP’ye baktığımız zaman o da jakoben bir yaklaşım içinde değil artık. Biraz daha demokratik, yani klasik anlamda CHP’nin çok demokratik olmaması gerekiyor. Çünkü hani ilkeler var 6 ilke gayet eşittir. Ama baktığımız zaman Kılıçtaroğlu’na, o alana daha yumuşatarak, merkeze kaydığını gözlemliyorum.

Sonuçta halkımızın siyasi eğilimleri de biraz ideolojiden ziyade şeye yakın gibi gözlemliyorum ben, iktisat, iktisadi konular. Yani Türkiye büyüyor gerçekten çok büyük bir büyüme hızı var. Gayrı Safi Milli Hâsıla artıyor, genç nüfus, eğitim, giderek yükseliyor, kentleşme artıyor. Mesela sağlık istatistiklerine baktım, şimdi sağlık iletişimi konuda son derece önem kazandı. Son yıllarda biraz o konuyla da ilgileniyorum.

1960’larla bugünleri kıyasladığımız zaman kıyaslanır gibi değil. Yani gerçi yarım yüzyıla yakın bir zaman fakat inanılmaz da bir değişim var. Yani artık devasa boyutta hastaneler hatta yurtdışına sağlık hizmeti, pazarlamalar var. Şimdi bu durumda tabi ki siyasete bakışta aynı kalamazdı. Dolayısıyla o da değişiyor. Daha pragmatik, biraz daha hani Türkiye iyiye gidiyor Gayrı Safi Milli Hasıla artıyor. Evet, biraz bölüşüm sorunsalı var. Yani bu olması gereken refah tüm kategorilere yayılmadı. Fert başına milli gelir olması gerektiği gibi yüksek değil. Çünkü belirli kesimlerde toplanıyor. Belki maliye politikalarıyla bu refah yaratacak kaynakları ülke geneline yaymak lazım. Birtakım kıpırdanışlar var ama bunlar bence çok yeterli değil, daha da arttırılmalı. Sağlıkta falan yapılan birtakım reformlar olursa bence Türkiye çok güçlü olur. Yani eğer silahlanmaya ayrılacak fonların artık ayrılmasına gerek kalmazsa, eğitime ve sağlığa ayrılırsa bence güçlü bir ülke. Bu yüzden de topun ağzında yani tehlikeli bir durumda. Çünkü güçlüyseniz ve giderek güçlenme eğilimi de gösteriyorsanız, nüfusunuzun yapısıyla başka ülkelerin sizi tehdit olarak algılama potansiyeli de yüksektir. Bunu çok iyi yönetmesi lazım Türkiye’nin.

Peki çok teşekkür ederiz hocam.

MCŞ: Ben de teşekkür ederim.

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Medya
VİDEO İZLE
Yorum Yazın