Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • James Dyson Ödülü'nün Kazananları Açıklandı

James Dyson Ödülü'nün Kazananları Açıklandı

5 Kasım 2025 , Çarşamba 18:11
James Dyson Ödülü'nün Kazananları Açıklandı

James Dyson Ödülü'nün 2025 Yılı Uluslararası Kazananları Belli Oldu

2025 James Dyson Ödülü'nün iki uluslararası kazananı açıklandı. 30.000 sterlin ödül kazanan bu iki icattan biri su kalitesinin doğru bir şekilde izlenmesini sağlarken diğeri Parkinson hastalarının yaşam kalitesini iyileştiriyor.

  • WaterSense, bu senenin uluslararası Sürdürülebilirlik Kazananı. Varşova Teknoloji Üniversitesi'nde nanoteknoloji alanında doktora öğrencisi olan Polonyalı Filip Budny tarafından icat edilen WaterSense, otonom bir su kalitesi izleme cihazıdır. Manuel ve nadiren yapılan numune alımının yerine, gerçek zamanlı, yapay zeka destekli izleme ve erken kirlilik uyarıları sunuyor.
  • OnCue ise bu senenin uluslararası Tıp Kazananıdır. Hollanda'daki Delft Teknoloji Üniversitesi'nden mezun olan İtalyan ürün tasarımcısı Alessandra Galli tarafından icat edilen OnCue, Parkinson hastaları için akıllı bir klavyedir. Mevcut yardımcı klavyelerden farklı olarak, yazım hatalarını azaltmak ve hastalığın yaygın semptomları olan titreme ve donukluğu yönetmek için tasarımına terapötik ipuçları entegre etmiştir.

 

20. yılını kutlayan uluslararası tasarım yarışması, dünya çapında 400'den fazla öğrencinin icadını 1,5 milyon sterlinlik ödül parasıyla destekledi. Bu yıl ise, ödüle 28 ülke ve bölgeden 2.100'den fazla başvuru yapıldı.

 

Dyson'ın kurucusu James Dyson, konuyla ilgili şunları söyledi: “James Dyson Ödülü, farklı düşünen ve gerçek dünyadaki problemleri doğrudan ele alan genç mucitleri destekliyor. 2025 yılı kazananlarımız Filip ve Alessandra, bu ruhun birer kanıtıdır. Zorlu sağlık ve çevre sorunlarını pratik ve yaratıcı çözümlerle ele alıyorlar. Umarım bu ödül, onların dünyaya öncü olacak icatlarını ticarileştirmeleri için bir sıçrama tahtası olur.”

 

James Dyson, Filip ve Alessandra'yı online görüşme sırasında heyecan verici bir haberiyle şaşırttı. YouTube'da görüşmenin nasıl geçtiğini izleyebilirsiniz.

 

Sürdürülebilirlik Kazananı – Filip Budny tarafından icat edilen WaterSense

Problem

Dünyadaki su kaynaklarının yüzde 40'ından fazlası ciddi şekilde kirli1. Özellikle nehirler ve göller daha savunmasız. Çünkü okyanuslardan farklı olarak daha küçük, daha yavaş akıyor ve tarımsal atıklar, kanalizasyon deşarjları ve endüstriyel atıklar2 gibi karasal kirlilik kaynaklarına daha fazla maruz kalıyorlar. Yine de birçok ülkede denetimler sınırlı ve eski kalıyor, bu da verilerde önemli boşluklar bırakıyor.

 

Örneğin Birleşik Krallık'ta deniz suları otomatik şamandıralar3 kullanılarak dakika dakika izleniyor. Buna karşın, nehirlerden genellikle ayda sadece bir kez numune alınıyor. Bu da kanalizasyon arıtma arızaları veya şiddetli yağmur sonrası tarımsal atık suları gibi ani kirlilik olaylarının gözden kaçmasına neden olabiliyor. Testler çoğunlukla azot ve fosfor gibi besin maddelerine odaklanırken, metaller, pestisitler ve mikroplastikler gibi birçok zararlı madde ise rutin olarak ölçülmüyor4.

 

Çözüm

Nanoteknoloji alanında doktora adayı olan Filip Budny, WaterSense adlı icadıyla su kalitesini daha doğru bir şekilde izleme yöntemlerini geliştiriyor. Filip'in cihazı, su kirliliğini erken tespit etmek için nehir ve göllerin su kalitesini gerçek zamanlı olarak otomatik olarak ölçüyor.

 

WaterSense, yerleşik bir hidrojen jeneratörü aracılığıyla doğal su akıntıları ile çalışıyor. Plastik ve metal bileşenlerden üretilen geleneksel sensörlerin aksine, WaterSense, pH, çözünmüş oksijen, nitratlar, klorürler ve iletkenlik dahil olmak üzere 20'den fazla önemli su kalitesi göstergesini ölçmek için düşük maliyetli, geri dönüştürülebilir kağıt sensörler kullanıyor. Üç farklı derinlikten numune alarak, altında gizlenmiş kirleticileri tespit edebilen katmanlı analizler yapabiliyor.

 

Sensörler, bir fotoğraf makinesinde film rulosunu ilerletir gibi her gün otomatik olarak değiştiriliyor ve manuel giriş yapmaya gerek kalmadan laboratuvar düzeyinde tutarlı doğruluk sağlıyor. Kullanılmış sensörler, 12 ay sonra rulo değiştirilene kadar cihazın içinde kalıyor ve sistemin yıl boyunca taze ve güvenilir olmasını sağlıyor.

 

Cihaz, izleme ihtiyaçlarına bağlı olarak her dakika, 15 dakikada bir veya saatte bir mobil ağlar üzerinden yapay zeka destekli bir online platforma veri aktarıyor. Online platform, suyun sağlığını analiz ediyor ve geçmiş verilerden ve modellerden aktif olarak öğrenerek kirlilik olaylarını 72 saat önceden tahmin ediyor. Sonuçlar bir web sitesi aracılığıyla kamuya açık olarak paylaşılıyor ve topluluklara ve yerel yetkililere erken önlem almak ve su ekosistemlerini korumak için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlıyor.

 

Şu anda, WaterSense prototipleri, su şirketleri ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde, Polonya'nın 20 farklı yerinde test ediliyor. James Dyson Ödülü'nü kazandıktan sonra Filip, teknolojiyi geliştirmeye devam etmeyi ve WaterSense'i diğer ülkelerde de piyasaya sürmeyi planlıyor.

 

Dyson'ın kurucusu James Dyson konuya dair şunları söyledi: "Mevcut su kalitesi izleme sistemleri yavaş, manuel ve düzensizdir. Sürdürülebilirlik kazananımız olan Filip, su kalitesini gerçek zamanlı olarak ölçmek ve kirlilik oluşmadan önce akıllıca tahmin etmek için WaterSense'i icat etti. Bu sistem, farklı derinliklerde su kalitesinin birçok göstergesini izleyen kağıt tabanlı sensörler kullanarak daha doğru ölçümler sağlıyor. Gerçekten çok değerli bir icat ve WaterSense'in dünyanın her nehrinde yüzdüğünü görmek için sabırsızlanıyorum.”

 

James Dyson Ödülü'nü kazanan Filip Budny ise şunları söyledi: “James Dyson Ödülü, çevresel inovasyonun dünya çapında bir sesi olduğunu gösteriyor. Bu ödül, temiz suyu ölçülebilir, öngörülebilir ve herkes için erişilebilir hale getiren sistemler geliştirmeye, test etmeye ve uygulamaya devam etmem için bana motivasyon sağlıyor. Şu anda, 2026 yılına kadar WaterSense'i kıtalararası bir ağa dönüştürmeyi hedefleyerek, Avrupa genelindeki çevre kurumları ve araştırma ortaklarıyla iş birliğini genişletmeye odaklanıyoruz. Uzun vadeli vizyonumuz, dünyadaki nehirlerin su kalitesini izlemek. Bu planı gerçeğe dönüştürmek için, üretimi artırmak ve uygulamayı hızlandırmak amacıyla ilk yatırım turumuzu gerçekleştiriyoruz.”

 

Polonya Meteoroloji ve Su Yönetimi Enstitüsü'nde doçent ve hidrolog olan Tamara Tokarczyk şöyle diyor: “Filip'in WaterSense'i, sistematik ve gerçek zamanlı nitel izleme için ilk çözümdür. Güvenilir tahmin modellerinin geliştirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunacak ve topluma ve ekolojik sistemlere fayda sağlayacak yüksek çözünürlüklü veriler topluyor.”

 

Tıp Kazananı – Alessandra Galli tarafından icat edilen OnCue.

Problem

Parkinson hastalığı, dünya çapında5 10 milyondan fazla kişiyi etkiliyor. Semptomlar genellikle titreme, donma nöbetleri ve hareketleri yavaşlatan ve ince motor hareketleri bozan bir rahatsızlık olan bradikineziyi içeriyor. Bu zorluklar klavye kullanmayı zorlaştırıyor.

 

Şu anda, yardımcı klavyeler daha büyük tuşlar, yüksek kontrastlı renkler ve bölünmüş düzen gibi özellikler sunuyor. Ancak, Parkinson hastalığının kendine özgü motor semptomlarını ele almak için özel olarak tasarlanmış hedefli titreşim ve görsel geri bildirim gibi terapötik işaretler bu klavyelerde bulunmuyor.

 

Çözüm

Entegre ürün tasarımı mezunu Alessandra Galli, Parkinson hastalarının günümüzün dijital dünyasına özgüvenli bir şekilde katılmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. OnCue, Parkinson hastalarının daha kolay ve doğru yazabilmelerini sağlayan, uygun fiyatlı bir akıllı klavye ve bilekliklerden oluşuyor. Bu cihaz, Parkinson semptomlarını hafifletmek için dokunsal ve görsel işaretleri bir araya getiriyor.

 

OnCue, her tuşa basıldığında klavye ve bileklikler aracılığıyla hafif titreşimler göndererek kullanıcıların sabit bir yazma ritmi tutturmasına ve tuşları daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor. Bir tuşa çok uzun süre basıldığında titreşim yavaşça yoğunlaşarak kullanıcının tuşu bırakmasını ve bir sonraki tuşa geçmesini sağlıyor. OnCue, yapay zeka yardımıyla bir sonraki harfleri tahmin ediyor ve bunları klavyede aydınlatarak hataları ve tereddütleri önlemek için görsel yönlendirmeler sağlıyor.

 

Oyun klavyelerinden esinlenerek tasarlanan OnCue, eller ve kollar üzerindeki yükü azaltan kompakt, bölünmüş bir tasarıma sahiptir ve yazım hatalarını en aza indirmek için tuş kenarları yükseltilmiştir. Çoğu bilgisayar ve dizüstü bilgisayarla uyumlu olan bu cihaz, Bluetooth ile kablosuz olarak bağlanıyor ve tek şarjla bir haftaya kadar dayanan bir pil ile çalışıyor.

 

Alessandra, semptomların kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebileceğini ve hatta gün içinde dalgalanabileceğini göz önünde bulundurarak OnCue'yu özelleştirilebilir şekilde tasarladı. Kullanıcılar, klavye ve bilekliklerdeki titreşimlerin yoğunluğunu hassas bir şekilde ayarlayabiliyor. Klavyenin aydınlatma sistemi de ihtiyaçlara göre düzenlenebiliyor. Alessandra şu anda titreşim desenlerini daha da kişiselleştirmek ve kullanıcının günlük rutinlerine ve semptom yoğunluğuna göre uyarlayabilmek için bir yazılım geliştiriyor.

 

James Dyson Ödülü'nü kazanan Alessandra, tıbbi uzmanlar ve Parkinson hastalarıyla iş birliği içinde çalışmaya devam ederek geri bildirimler toplamayı ve OnCue'yu daha da geliştirmeyi planlıyor. Cihazı piyasaya sürmeyi ve Alzheimer ve distoni gibi diğer nörolojik rahatsızlıkları olan kişilere de destek olmak için kullanım alanını genişletmeyi umuyor.

 

Dyson'ın kurucusu James Dyson konuyla ilgili şunları söyledi: “Parkinson hastaları için klavye kullanmak sinir bozucu bir deneyim olabiliyor. Alessandra, OnCue'yu tasarlayarak bu problemi çözdü. Klavyede yazarken, hafif titreşimler ritminizi yönlendirirken, yapay zeka bir sonraki harfi tahmin edip aydınlatıyor. Tuşların kenarları yükseltilmiş, böylece parmaklarınız doğru tuşları bulabiliyor ve yazım hataları azalıyor. Bu akıllı ve güçlendirici çözüm, Parkinson ve diğer motor bozuklukları olan kişilerin toplumla bağlantılarını sürdürmelerini ve bağımsız olarak iletişim kurmalarını sağlıyor.”

 

Alessandra, James Dyson Ödülü'nü kazanmasıyla ilgili şunları söyledi: "James Dyson Ödülü'nü kazanmak hem bir onur hem de mezuniyet sonrası bu projeye bağlı kalmanın doğru bir karar olduğunu gösteriyor. James Dyson Ödülü sadece tanınırlık sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda OnCue'yu ileriye taşımak için pratik bir fırsat da sunuyor. Ödül, operasyonel prototipi tamamlamak için önemli bir destek sağlıyor ve projeyi Parkinson hastalarına ulaşmaya bir adım daha yaklaştırıyor. Bu başarının, ağımı genişletmeme ve OnCue için yeni fırsatlar yaratmama da yardımcı olacağına eminim.”

 

Delft Teknoloji Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Mühendisliği Fakültesi Kıdemli Öğretim Üyesi Gert Pasman şunları söyledi: “On yıldan fazla bir süredir Parkinson hastalığıyla mücadele eden biri olarak, yavaş yavaş akıcı ve rahat bir şekilde yazma yeteneğimi kaybetmenin getirdiği hayal kırıklığını ve yalnızlığı bizzat yaşadım. OnCue, Alessandra'nın olağanüstü tasarım ve araştırma becerileri, hedef gruba olan empati ve ‘iyilik yapma’ konusundaki güçlü motivasyonu sayesinde bunu değiştirmek için gerçek bir umut sunuyor. Bu ödülü kazanması, projesini daha da ileriye götürmesini sağlayacak ve bu, tüm Parkinson hastaları için çok iyi bir haber.”



Yorum Yazın