Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

İletişim eğitimi nasıl olmalı ?

18 Haziran 2011 , Cumartesi 12:00
İletişim eğitimi nasıl olmalı ?

Prof.Dr.Alaeddin Asna : İletişim Eğitimi, uygulamalı olmalı, uygulama imkanı bulamadıkları için de gençler yetişemiyorlar. Yani mezun olup bir işe girdikten sonra ancak öğreniyorlar. Ben buna da razıyım. Ama 40 tane olunca iletişim fakültesi, bazıları eğitimi de iyi alamıyor uygulamadan evvel, çünkü hoca yok. Yani hocalar da ya başka mesleklerden geliyorlar ya da hemen mezun olduktan sonra asistan falan olup ders anlatmaya, öğretmeye kalkıyorlar. E o zaman tecrübeli hocaların günahı neydi, onlar senelerce dirsek çürütmüşler bu meslekte. Onun için büyük şehirlerde, Ankara, İstanbul, İzmir gibi, iletişim fakülteleri artık kendi ustalıklarını ispat ettiler, iyi öğrenciler yetiştirdiler, bu insanlar iyi yerlerde çalışmaya başladı, bu insanlar yeni mezunları yanlarına alarak çalıştırıyorlar. Ama küçük şehirlerde bu olmadığı için, o şehirlere hoca bile bulamadığımız için oralarda maalesef zorluklarımız var ve o zorluklar 20 yıl sonra falan kapanır, 1 – 2 yılda kapanacak zorluklar değil. Sen kendini düşün kaç yıl önce mezun oldun, kaç yıl neler yaptın, o zaman bir şirket sahibi olabildin, o zaman bir dernek yöneticisi haline gelebildin. Bunları düşünmek lazım.”

Prof. Dr. Melda Cinman: "Üniversite ve bizler biraz kopuğuz. Sizler sayesinde biz de dirsek temasını sağlıyoruz. Şöyle ki, şimdi tabi vakıf üniversiteleri de var fakat biz devlet geleneğinden geliyoruz ve devlette siz asistan olarak işe başladıysanız özel sektörde görev almanız yasak zaten. Dolayısıyla siz sektörü tam olarak bilmeden yetişiyorsunuz. Yani mesela ücretlendirme politikası nedir? Bunu ancak sektörden duyarsanız bir bilgi sahibi olabilirsiniz. Gerçi hep sektör üniversiteden öğrenmeli denir. Evet, öyle ama işin kitabesi var bir de reali var.  Bunları biz kendimiz yapmıyoruz veya ücretlendirme politikasının taktikleri hakkında çok fazla bir şeyi bilmek, uygulamayı yapmadan mümkün değil. Ama ben şunu düşünüyorum, tabi akademisyenler ikiye ayrılıyor bu konuda. Bir biz üniversiteyiz sektör bizden öğrenmeli, biz bilim üretiriz diyenler. Ben de diyorum ki bilim tabi ki üretmek üniversite hocasının asli işi, ancak bizim mezunlarımızın hepsi bilim adamı olacak değil, bunların hepsi üniversiteye girip profesör olmayacaklar, sektörde çalışacaklar. Bazı arkadaşlarımız diyorlar ki işe girdikleri zaman teknik şeyleri öğrenirler ama o kadar basit değil. Ben staj türü çalışmalarla üniversite eğitimi süresince yetişmeleri gerektiği kanaatindeyim. Çünkü neden? Mezun olduğu zaman bir gururu olacak onun. Yani ben üniversite mezunuyum, bu alandayım, sıfırdan başlamak zor gelecek. Hâlbuki bunu öğrenciyken yaparsa ve fakültede öğrendikleriyle sektörde öğrendiklerini birleştirirse o zaman o, kendisini çok daha iyi bir şekilde konumlandırabilir. Yani bir takım arkadaşlara katılmıyorum bu bakımdan. Mutlaka, özellikle bizim alanımızda, sektörle iç içe çalışma olması lazım. Yoksa biz tamamen üniversite içindeyiz yani biraz fildişi kule gibi tanımlayanlar da vardır, bilgileri alıyoruz ama bilgi almak başka icraatı yapmak başka."

Yrd. Doç.Dr. Tuğçe Gürel: "Günümüzde "iletişim" kurumlar, kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve tabii ki kişiler için en kıymetli "anahtar" olma özelliğini taşıyor. Böyle nitelendiriyoruz çünkü kişilerarası ve kitle iletişimini iyi yönetmeyi başaranlar için hedefe ulaşmak çok daha kolay... Ancak "stratejik iletişim" üzerinde profesyonelleştirilmesi gereken bir alan. Öğrenilmesi gereken bir çok süreci içinde barındırıyor. İletişimi; stratejik ve amaçlara yönelik yönetebilmek için bu işin eğitimini uzmanlarından almak  şart...

Bugün uluslararası boyutta iletişim profesyoneli olmak iyi bir eğitimden ve sürekli gelişimin, değişimin olacağı bir hayat biçimini benimsemekten geçiyor. Yani öncelikle bugün ve hatta yakın zamanda güncel dinamikleri bilmek ve geleceğe yönelik sürekli değişim içinde olan bu alana ilişkin "öğrenme ve kendini geliştirme" donanımını edinmek.

Türkçe'yi iyi konuşma ve yazma, güncel gündemi takip etme, yabancı dil ve teknoloji (medya), iletişim alanının geçmişten geleceğe olmazsa olmazlarından...

Araştırma yöntemleri, bir iletişim uzmanının hem işe başlamadan, hem iş sürecinde hem de iş sonrasında doğru yolda gidip gitmediğini kontrol etmesi için -araştırma, ölçme, değerlendirme ve raporlama - bilmesi gereken alanlardan bir diğeri...

Kişisel ve kurumsal imaj yönetimi, sanal ortamda iletişim, kurumsal sosyal sorumluluk (sürdürülebiir kalkınma bağlantısı ile) güncel ve popüler çalışma alanları... Ve bu alanların çeşitli sektörlere yönelik uygulamaları... 

Etkinlik yönetimi (event marketing ile birlikte) ve kurum içi iletişim ise her zaman önemini koruyan çalışma alanları olacak... Bu alana yönelik yaratıcı projeler geliştirilmesi çabası da..."

 

Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorumlar
AYŞE / 8 Eylül 2017 , Cuma 11:52
BU KONUDA BANA YARDIMCI OLUR MUSUNUZ?ÖZEL BİR OKULDA HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜYÜM VE KENDİMİ MESLEĞİMDE GELİŞTİRMEK İSTİYORUM.
AYŞE / 7 Eylül 2017 , Perşembe 13:54
YORUMLAR ÇOK BAŞARILI FAKAT DİYARBAKIRDA BU KONUDA EĞİTİM ALABİLECEĞİMİZ YER YOK
Yorum Yazın