Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • Güler Sabancı: “İçinde Bulunduğumuz Zor Dönemlerde İnsan Sevgisi Pusulamız Olmalı”

Güler Sabancı: “İçinde Bulunduğumuz Zor Dönemlerde İnsan Sevgisi Pusulamız Olmalı”

9 Aralık 2016 , Cuma 10:56
Güler Sabancı: “İçinde Bulunduğumuz Zor Dönemlerde İnsan Sevgisi Pusulamız Olmalı”

Sabancı Vakfı’nın sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları tartışmaya açtığı Filantropi Semineri’nin 9’uncusu, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Seminer, insan hakları konusundaki çalışmalarıyla dünya çapında ses getiren iki ismi, sivil toplum, özel sektör ve kamu temsilcileriyle bir araya getirdi.

Sabancı Center’da düzenlenen “Her Şeye Rağmen İnsan Sevgisi” başlıklı seminerin konuşmacıları, yaşadıkları zorluklara rağmen ayakta durmayı başaran ve insan sevgisini ön planda tutarak harekete geçen gazeteci - yazar Amanda Lindhout ile model ve insan hakları aktivisti Waris Dirie oldu.

Seminerin açılış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Filantropi Seminerlerini her yıl 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ile aynı haftada düzenlediklerinin altını çizerek “İnsan haklarının sivil toplum çalışmalarında çok önem var. Sivil toplum çalışmalarının özüdür insan hakları… İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. Ve ancak bütün bireyler haklarını eşit ve özgürce kullanabildiğinde gelişmiş bir toplumdan söz edebiliriz. Maalesef bugün dünya genelinde insan haklarının ideal şekilde uygulandığı bir ortamdan söz etmemiz mümkün değil. Bu nedenle toplumsal gelişmeyi sağlayacak etkili çalışmalara çok ihtiyacımız var.” dedi.

Toplumsal gelişmeye giden yolda, “etki”ye yatırım yapmanın giderek önem kazandığını belirten Sabancı “Etkili hayırseverlik çalışmalarıyla kalıcı ve ses getiren sonuçlar elde etmek her zamankinden daha önemli hale gelmeye başladı. Biz de Sabancı Vakfı olarak faaliyetlerimizi, sivil toplumla işbirliği zeminini genişleterek, kalıcı ve sürdürülebilir etki yaratacak şekilde planlıyoruz. Hayırseverlik alanında yeni yaklaşımları ve dünyada ‘etki’ yaratan örnekleri paylaşmak için de Filantropi Seminerlerimizi yapıyoruz.” dedi.

İnsan hakları alanında yapılacak her katkının büyük önem taşıdığını dile getiren Sabancı “İnsan hakları, engellilerin hayata eşit katılımını teşvikten erken yaşta zorla evliliklerin önüne geçilmesine, kadınların eğitimine ve iş hayatına katılımından bunun devamlılığının sağlanmasına kadar hayatımızı çevreleyen pek çok konuda karşımıza çıkıyor. İnsan haklarının önündeki engelleri ancak bütüncül bir yaklaşımla çözümün parçası olarak, daha  önemlisi her işimizde insan sevgisiyle hareket ederek kaldırabiliriz. Bu konuda önemli bir görev üstlenen, çözümün parçası olmayı seçen sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını desteklemeye Sabancı Vakfı olarak devam edeceğiz.” dedi.

Waris Dirie ve Amanda Lindhout’un kendi hikayelerinden yola çıkarak toplumsal gelişmeye dair çalışmalarıyla dünya çapında etki yaratmayı başardıklarını belirten Sabancı “Onlardan ilham alarak bizler de kendi toplumumuzda bu farkındalığı daha da artırmak ve sürdürülebilir etki yaratmak için üzerimize düşeni yapmalıyız. Yazarlarımızdan, sanatçılarımızdan, yönetmenlerimizden ve tüm medya temsilcilerinden insan hakları alanında duyarlılık yaratmak konusundaki desteklerini artırarak sürdürmelerini diliyorum. Özellikle dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu bu zor dönemde, insan sevgisi pusulamız olmalı. Bundan sapmamalıyız. Her şeyin özünde insan sevgisi var ve her şeyin üstesinden gelecek olan da insan sevgisi…” dedi.

Amanda Lindhout: “Kendi içimizde barışı bulduğumuzda, daha barışçıl bir toplumda ve dünyada yaşayabiliriz”

Gazeteci olarak gittiği Somali’de isyancılar tarafından kaçırılıp 460 gün rehin tutulan Amanda Lindhout, isyancıların elinden kaçmaya çalışırken kendisine yardım eden bir kadının hikayesini anlatarak şunları söyledi: “Rehin tutulduğum günlerde, asla benden alınmayacağını düşündüğüm şeyleri bile kaybetmeye başladım. Işığı, gökyüzünü ve hatta ismimi bile. Böyle zamanlarda kendine dönüp kendi içinde cesaret bulmaya çalışıyorsun. O kadın beni kurtaramasa da, bana güç vermesi, gücün hediye edilebilen bir şey olduğunu fark etmemi sağlaması çok önemliydi. Anladım ki, ancak çok acı çeken insanlar başkalarına bu kadar acı çektirebilir. Etrafımızdaki öfke ve nefret bizim kendi düşmanımız haline geliyor. Kendi içimizde barışı bulduğumuzda, daha barışçıl bir toplumda ve daha barışçıl bir dünyada yaşayabiliriz. Bu nedenle ben de öfke ve nefretten uzaklaşarak, Somali’deki koşulları değiştirmek için çalışmaya karar verdim ve bir vakıf kurdum.”

Waris Dirie: “Kadına yönelik her türlü şiddetin temelinde umursamazlık ve eğitim eksikliği var”

Kadın sünnetiyle mücadelede dünyada yapılan çalışmalara öncülük eden Waris Dirie “Kadın ve erkek eşitliği çok önemli, hiçbir farkımız yok. Aynı şekilde seviyoruz, aynı şekilde yaşıyoruz. Bu nedenle değişmek zorundayız, eşitliği sağlamak zorundayız. Bütün bu sorunların temelinde iki sebep var, umursamazlık ve eğitim eksikliği. Benim hayata geliş amacım da  200 milyon kadının hayatını etkileyen kadın sünnetiyle, erken yaşta zorla evliliklerle ve kadına karşı şiddetin her türlüsüyle savaşmak” dedi. Eşitliğin temelinde saygının yer aldığını belirten Dirie, “Hayatın amacını unutuyoruz. Birlikte olmaya ve birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Dünyayı ancak böyle değiştirebiliriz.” dedi.
 



Yorum Yazın