Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Fatma Çelenk; “Sürdürülebilirliğin olmazsa olmazı iletişimdir”

4 Kasım 2015 , Çarşamba 12:46
Fatma Çelenk; “Sürdürülebilirliğin olmazsa olmazı iletişimdir”

Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Fatma Çelenk ile sürdürülebilirlik kavramı ve iş dünyasında sürdürülebilirliğin önemi hakkında röportaj gerçekleştirdik. 

Fatma Çelenk; “Sürdürülebilirlik ölçülemeyen bir derinliğe sahip”

Sürdürülebilir iletişim ile ilgili görüşlerinizi almak isteriz, nasıl yaklaşıyorsunuz, markanızın çalışmaları nelerdir?
Günümüzde toplumun bir kısmı sürdürülebilirlik ve özelinde gelişmiş olan kavramları sadece ‘çevre, toplum ve ekonomi alanında varlığın devam ettirilmesi için yapılan küçük adımlar’ olarak görse de; bugün sürdürülebilirlik, ölçülemeyen bir derinliğe sahiptir. Aslında ‘sürdürülebilirliğin’ hayatımız olmaya başlaması sürpriz olmadı. Çünkü küreselleşmeyle birlikte artan iklim değişikliği, ekolojik düzenin bozulması, bilinçsiz tüketim gibi önemli sorunlar, onlarla başa çıkabilmek için bireysel çalışmaların yetersiz kalacağının sinyallerini veriyordu.  Küresel sorunların hayatımızı tehlikeye sokmaya başlamasıyla da güce ve kitlesel iletişime sahip kurumların ‘sürdürülebilirlik’ hareketlerine katılmasıyla bilinirliği hızlıca artmaya başladı. 
 
Soyak Holding kurum kültürünü ‘sürdürülebilir yaşam yaklaşımı’ üzerine inşa eden ve çalışmalarını sürdürülebilirlik temelli yürüten ilk ulusal markalardan biridir. Enerji, çimento, döküm ve gayrimenkul olarak önemli sektörde hizmet veriyor olsak da; tüketiciyle birebir temas ettiğimiz faaliyet alanımız gayrimenkuldür. Dolayısıyla bu gruptaki ürünümüze baktığımız zaman konut geliştiricisiyiz. Aslında sürdürülebilirlik adına ilk çalışmalarımızı da bu sektördeki faaliyetlerimizde hayata geçirdik diyebiliriz.  Konutları yaparken iklim değişikliği stratejileri kapsamında oluşturulan değerlerle ürünümüze bunu nasıl entegre edebiliriz diye düşündük ve ‘yeşil bina’ ya nasıl sahip olabiliriz diye araştırmalara başladık. O dönemlerde Türkiye’de bu konuda yön, yöntem veya değerlendirme yapacak bir kurum olmadığı için yurtdışından danışmanlık aldık. Bu danışmanlığın sonucunda bizim bir projemizi tetkik ettiler ve projemiz yeşil bina kriterlerine uygunluğu konusunda geçer not almasıyla birlikte bütün çalışmalarımızı yavaş yavaş bu konu kapsamında dönüştürmeye başladık. Bugün artık Soyak sürdürülebilirlik kapsamında sektörde liderliği ve bunu yaygınlaştırma konusunda faaliyetlerine devam etme kararlılığını sürdürüyor. Bugün Türkiye’de en fazla ‘Yeşil Bina’ geliştiren kurumuz. 
 
Ayrıca temeline enerji tasarrufu ve verimliliğini almış bir ‘Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projemiz de bulunuyor. Bu projeyle sürdürülebilirlik kavramını çocuklara, onların anlayabileceği dilden öğretmeyi amaçlıyoruz. Bununla birlikte, çalışanlar nezdinde enerji tasarrufu ve karbon ayak izini azaltma odaklı ‘Yeşil Yakalı Çalışan’ isminde bir gönüllülük projemiz var. Yeşil yakalı çalışan unvanını kazanabilmek için, çalışanların gönüllü olarak imzalayacakları bir iyi niyet bildirgesi hazırlandı. Bu iyi niyet bildirgesinde, çalışanlar yeşil yakalı olabilmek için gerek iş hayatında gerekse özel yaşamlarında bazı sorumlulukları yerine getirmeyi taahhüt ediyorlar.
 
Fatma Çelenk; “Sürdürülebilirliğin olmazsa olmazı iletişimdir”
 
Sürdürülebilirliğin olmazsa olmazı nelerdir? 
Sürdürülebilirliğin olmazsa olmazı ‘iletişim’dir. 50 yılı aşkın süredir sahip olduğu itibarıyla başarılı ve güven veren projelere imza atan Soyak; bu başarısını çalışanları, tedarikçileri, paydaşları ve tüketicisiyle kurduğu doğru iletişime borçludur. Çünkü Soyak’ın benimsediği kurum kültürünün, etkileşimde olduğu her alanda benimsenmesi ‘sürdürülebilir iletişim’ ile mümkün olmuştur. Bugün markalar sürdürülebilirlik stratejilerine önemli yatırımlar yaparak, değerli zamanlar harcıyorlar ve bu çabalarının sonuçlarını görebilmek için de paydaşlarla sürekli iletişim halinde olmaları gerekiyor. Sürdürülebilir iletişimin başarılı olmasındaki en önemli kriter de ‘dijital iletişim’dir. Bugün gazete okuma oranının azaldığı, haberleşmenin elektronik ortamda yapıldığı ve bilgiye saniyeler kadar kısa sürede ulaşılan bir ortamda yaşadığımızı düşünerek, yaptığımız bütün sürdürülebilirlik stratejilerini dijital iletişim yollarını kullanarak bilinir kılmalıyız. Özellikle geleceğimizi koruyacak olan Y ve Z kuşaklarına. Yani sürdürülebilirliğin olmazsa olmazı ‘iletişim’ ise; ‘sürdürülebilir iletişimin olmazsa olmazı’ da ‘dijital iletişim’dir diyebiliriz. 
 
Fatma Çelenk; “Markalar sürdürülebilirlik stratejisi geliştirerek sürdürülebilir gelecek için ilk adımı atmalılar”
 
Markalar sürdürülebilir gelecek için neler yapmalı?
Markalar, rekabetin hızla büyüdüğü ve küresel sorunların yaşamı zorlaştırdığı bu dönemde başarılı bir sürdürülebilirlik stratejisi geliştirerek, ‘sürdürülebilir gelecek’ için ilk adımı atmalıdır. Çünkü bugün bir kurumun uzun yıllardır başarıyla devam eden varlığı, doğru bir sürdürülebilirlik stratejisi geliştirememesiyle üzücü sonlar yaşamasına sebep olabilir. Ama bugün başarılı bir sürdürülebilirlik stratejisini hayata geçirmek ve uygulamak oldukça uzun çalışma süreci gerektiriyor. Özellikle işe ilk olarak nereden başlayacağına karar veremeyen kurumlar için bir yol haritası en önemli basamak olabiliyor. Soyak olarak bizde bu noktada üzerimize düşen görevi; ‘markaların bütüncül bir sürdürülebilirlik stratejisi geliştirmeleri ve onlara yol haritası çizmelerine yardımcı olmak’ olarak belirledik ve bunun için bir ‘Yeşil Karne’ geliştirmeye karar verdik. İhtiyaç duyan herkesle paylaştığımız Yeşil Karne’nin amacı; hem şirketlerin geliştirmek istedikleri projelere dair yönlendirmeler sunmak hem de bu projelerin yatırım getirisini içeren, ölçme ve değerlendirmelerin nasıl yapılacağı hakkında yol göstermektir. Yani ‘bir doğa sorumluluk projesini hayata geçirmeyi istemek’ başarmanın yarısı ise; Yeşil Karne rehberliğinde bu projeyi başarmak diğer yarısıdır diyebiliriz. Soyak Yayınları’ndan Türkçe’ye çevrilen Yeşil Karne; yatırım getirisi metodolojisinin yanı sıra, şirketlere çevre konusunda planladıkları girişimlerin doğru bir stratejiyle başarıya ulaşmalarına yol göstereceğine inanıyoruz. 
 
Sürdürülebilirlik ve itibar ilişkisi üzerine neler söylersiniz?
Sürdürülebilirlik ve itibar bir kurum için hem geçmiş hem de gelecek haritasını belirleyen iki önemli kavramdır ve kurumlar, sürdürülebilirliği itibarı etkileyen en önemli parametrelerden biri olarak görmelidir. Başarılı bir itibara sahip kurumlar, sürdürülebilirliğe önem vermeyerek bu itibarlarını kaybetmeye başlayacakları gibi; sürdürülebilirlik stratejisini kurum itibarına uygun geliştirmeyen kurumlar da başarı kaybı yaşamaya başlayabilir. Birbiriyle doğrudan ilişkili olan sürdürülebilirlik ve itibar kavramları, doğru stratejilerle birleşince, bir şirketi mutlak başarıya götürebilir. Tabii bu başarının bir diğer önemli ayağı da doğru ve başarılı ‘iletişim’ olacaktır. Bütün bu bileşenlerin, başarı ve doğru yönetim ortamında buluşmasıyla; toplumda güven hissi uyandıran, gelecek planlarını doğru sürdürülebilir stratejilerle birleştiren, varlık ve itibarını sağlam temellerle büyüten önemli kurumlar hayatta kalmayı başarmaktadır.
 
Biz bugün Soyak olarak sahip olduğumuz başarıyı; 50 yılı aşkın süredir kazandığımız kurumsal itibarımızı; topluma, çevreye ve ülke ekonomisine faydalı olacak projelerle birleştirip, sürdürülebilir iletişimle devamlılığını sağlamaya borçluyuz. Kurum kültürü olarak benimsediğimiz ‘sürdürülebilirliği’ kurum itibarımızla bir araya getirdik ve bunu yaparken de en çok çalışanlarımızdan destek aldık. Çünkü benimsediğimiz değerlerin ancak ona gönül verilerek hayata geçirilmesiyle kalıcı yani ‘sürdürülebilir’ olacağına inandık. Bunu özellikle de ‘Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi’ni hayata geçirirken hissettik. Proje fikrinin oluşturulmasından, kazanılan ödüllerin törenlerine kadar her anımızda yanımızda olan bir gönüllüler takımımız var. Soyak Holding çalışanlarından oluşan bu takım, projeyle ilgili her sürece dilediği şekilde dahil olabiliyor ve projenin gerçekten sosyal olmasına destek oluyor. Soyak olarak toplumun duyduğu bu itibarı, ufak ama anlamlı adımlarla kazandığımızı söylemek bizim en önemli gurur kaynaklarımızdan biri olabilir…  
 
Fatma Çelenk; “Kurumlar sahip oldukları gücü ve iletişimi; ülke geleceğini kurtarmak için dijital dünyanın gücünü de arkasına alarak çok önemli projeleri hayata geçirmek için kullanabilmeli.”
 
Sürdürülebilir bir çevre için Türkiye’nin görevleri nelerdir?
Türkiye’de sürdürülebilirlik kavramı bireyler ve markalar tarafından son 10 yılda benimsenmiş olsa da; ülke genelinde bu kavramın hala çok doğru bir şekilde algılanmadığını gözlemliyoruz. Özellikle, topluma ve çevreye karşı duyarlı olma konusunda daha fazla bilinçlendirme yapılması gerektiği, çok açık bir şekilde hissediliyor. Her şeyi öğrenmeye bu kadar hevesli bir jenerasyon yetişiyorken, onları ‘sürdürülebilir gelecek’ için yetiştirmek bizim en önemli görevlerimizin başında gelmeli. Kurumlar sahip oldukları gücü ve iletişimi; ülke geleceğini kurtarmak için dijital dünyanın gücünü de arkasına alarak çok önemli projeleri hayata geçirmek için kullanabilmeli. Soyak olarak 2002 yılından beri hayata geçirdiğimiz her projede ‘sürdürülebilirliği’ ilke edinmiş olsak da; yine de daha fazlasını yapabilmek için fikir üretmeye çalışıyoruz. Bu sorumluluk duygusunun zamanla sektöre, iş dünyasına ve bütün ülkeye yayılmasını temenni ediyoruz. Ülkemizin sosyal sorumluluk adı altında hayata geçirilen ‘romantik’ projelerin daha anlamlı hedeflere dayanan projelere dönüştürülmesiyle çok önemli algı değişimlerine zemin oluşturacağının farkına varması gerekiyor. 
 
Sürdürülebilir bir çevre için; kişi ve kurumların daha fazla sorumluluk alması ve geleceğimizi tehdit eden küresel sorunların daha çok duyurulması gerekiyor. Maalesef ülke olarak tehlikeyi yakınımızda hissetmeden harekete geçmemek gibi bir algıya sahibiz ve öncelikle bu algının değişmesi gerekiyor. Biz bu algı değişimine ‘ağaç yaşken eğilir’ atasözümüzü anımsayarak çocuklardan başladık ve onları sürdürülebilir bir geleceğe sahip olmaları için bilinçlendirmeyi amaç edindik. 
 
Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi geçen sene başladığımız ve 2016 yılına kadar İstanbul ve İzmir’de toplam 33 devlet okulunda devam etmesi planlanan bir ‘bilinçlendirme’ projesidir. Projenin toplam hedefi kapsamında 50.000 kişiye ulaşarak 150 bin saat bilinçlendirme ve %10 seviyesinde öğrencilerin bilgisinde pozitif değişim bulunuyordu. Sonuç olarak kaç kişiye ulaştığımız ve ne kadar saat çaba sarf ettiğimiz bizim için somut göstergelerden bir tanesiydi. Kurum içinde 30 çalışan proje kapsamında 700 saat gönüllü hizmet verdi. Toplamda baktığımız zaman geçtiğimiz sene 17 tane okulu bitirdik ve toplam 23.800 öğrenciye, 490 öğretmene, 6.300 veliye ulaştığımızı ve 105 bin saat bilinçlendirme yapıldığını ölçümledik. Çocuklar üzerinde yaptığımız ölçümlemeye göre de bilgi seviyelerinde %18 pozitif değişimi görüyoruz. Rakamsal değerlere de bakıldığında proje ilk yılında hedefi %40 aşmış görünüyor. Hedeflerini aşan ve başarıyla devam eden Akıllı Yıldızlar ilk yılında iki önemli ödül kazanarak projeye inananların yüzünü güldürdü. 
 
İlki KSS Türkiye tarafından verilen ‘‘Çevre Alanında Yılın En İyi Sosyal Sorumluluk Çözümü Ödülü’’ ikincisi ise CSR Europe tarafından verilen “Yılın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Çözümü Büyük Ödülü’’ ile, yapmış olduğumuz bir işin hem uluslar arası düzeyde, hem ulusal düzeyde çok doğru bir proje çözümlendiğinin göstergesiydi. 
 
Dünyadaki sürdürülebilir iletişim trendinden bahseder misiniz?
Son 10 yılda önemi hızla artan sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir iletişim trendleri, önümüzdeki zamanda daha da değerlenecek. Yapılan bazı araştırmalara göre dünyada bugün iletişimin devamlılığı için şirketlerin üstlendiği trendler, zamanla daha çok duygusallığa yönelecek ve özellikle çalışanların duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmak değer kazanacak. Haklarının, sorumluluklarının ve birey oluşlarının kazandırdıklarının farkına varan yeni jenerasyon, şirketleri yeni çağın trendlerine uygun çalışmalar yapmaya yönlendiriyor. Özellikle aşağıda sıralayacağımız çalışmalar, dünyada sürdürülebilir iletişim için yürütülen ve başarılı şirketlerin izlediği trendlerin başında geliyor; 
Dünyadaki gelişmeleri ve gündemleri takip etmek 
Dijital dünya ve özellikle sosyal medyada itibar sahibi olma çalışmaları 
Paydaşlarla birlikte yürütülen interaktif iletişim çalışmaları 
İç iletişim çalışmaları ve çalışanları anlama çalışmaları 
Sosyal sorumluluk projeleri ve çalışanların bu projelere daha çok entegre edilmesi 
Kurumsal itibar ve itibarı sağlamlaştırmak adına yapılan iletişim çalışmaları 
 
Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın