Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön

Derya Ergüç; “İletişim, hayatımızın her anında ihtiyaç duyduğumuz bir nefestir”

4 Nisan 2014 , Cuma 14:53
Derya Ergüç; “İletişim, hayatımızın her anında ihtiyaç duyduğumuz bir nefestir”
Salt İletişim ve Yönetim Direktörü Derya Ergüç ile kültür iletişimi üzerine röportaj gerçekleştirdik…
 
Kendinizden bahseder misiniz, Derya Ergüç kimdir?
DE: Antalya Koleji ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. İş hayatına Beymen’de, Reklam ve Halkla İlişkiler Departmanında başladım. Burada geçirdiğim 1 yılın ardından, lisansüstü eğitim için Londra’ya gittim. İki yıl boyunca, hem işletme dalında eğitimime devam ettim, hem de Euromoney Institutional Investor PLC’de çalışma imkanı buldum. 2000’de Türkiye’ye döndüğümde, Garanti Bankası’nda çalışmaya başladım ve 2012 yılına kadar Kurumsal Marka İletişimi Yöneticisi görevini sürdürdüm. Aynı yılın sonbaharından bu yana da, SALT’ın İletişim ve Yönetim Direktörü olarak çalışma hayatıma devam ediyorum.
 
Derya Ergüç; “Bana göre iletişim aslında bir araç”
 
İletişim sizin için ne ifade ediyor?
Bana göre iletişim, hayatımızın her anında ihtiyaç duyduğumuz bir nefestir. Ben iletişimi kurumsal bir anlatım çerçevesinde ifade etmek yerine hayatın içinden duygularla ifade etmeyi tercih ediyorum. Doğduğumuz ilk andan itibaren iletişimi kullanıyoruz. Özellikle kullanıyoruz demek istedim çünkü bana göre iletişim aslında bir araç, önemli olan bu aracı nasıl kullandığımız. Her zaman doğru kullanmayabiliriz ancak çözümün yine iletişimle sağlanacağını düşünürsek bu nefesi doğru alıp vermek çok önem kazanıyor. Bu açıdan baktığımızda iletişimin paylaşımcı, değişime ve eleştiriye açık, yenilikçi bir davranış biçimi sergileyerek ortak bir dil oluşturmak olduğunu düşünüyorum.
 
Kültür sanat iletişimi nedir? 
Türkçe’de kültür sanat bir arada kullanılarak ifade ediliyor. Aslında kültür, sanat, toplum, iletişim tüm bu kelimeleri önce ayrı ayrı ele alıp sonra birbirleri ile içiçe geçecek şekilde birleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bana göre; kültür toplumsal bir mirastır. Sanat ise, en genel ifade ile yaratıcılığın ve hayalgücünün bir ifadesi diye düşünebiliriz. Kültür ve Sanat toplumların gelişiminde önemli rol oynar. Bu mirasın ve bilgilerin paylaşılması, bireylere anlatılması, geleceğe aktarılmasının yöntemi de iletişimdir. 
 
Derya Ergüç; “Değişime direnen, kullanıcılarına anlayışlarını dikte ettirmeye çalışan kurumların başarılı olması mümkün değil”
 
Türkiye ile dünya arasında kültür sanat iletişiminde nasıl farklılıklar var?
Türkiye’de kültür sanata olan ilgi göreceli olarak dünyanın farklı coğrafyalarına göre daha az ya da geç gelişmiş olabilir. Bu sebeple işimiz biraz daha zor, doğru. Ne var ki, bienalleri, özel sektörün kuruculuğunu üstlendiği kapsamlı kültür kurumları, uluslararası müze koleksiyonlarına giren sanatçılarıyla İstanbul son 15 yıl içerisinde olağanüstü değişiklikler yaşadı. Türkiye ve dünyayı paralel değerlendirmek gerekiyor. Artık “her şeyin en iyisini biz yaparız” iddiasına olanak yok. Bir yerden çok yere “yayın yapan” tek yönlü iletişimin hâkim olduğu bir dünyadan, çoklu iletişim ve etkileşimin geçerli olduğu bir dünyaya geçiş söz konusu. Kurumlar da bu doğrultuda hareket ediyorlar; değişime direnen, kullanıcılarına anlayışlarını dikte ettirmeye çalışan kurumların başarılı olması mümkün değil. 
 
Derya Ergüç; “SALT’ın bir parçası olmak, kültür sanat iletişimi yapmak beni son derece heyecanlandırıyor”
 
Daha önce kurumsal şirketlerde görev almıştınız. Kurumsallık mı kültür sanat mı hangisi sizi daha çok heyecanlandırıyor?
Görevim gereği kültür sanatla bu kadar iç içe olmak tabi ki büyük bir keyif. Çevremdeki birçok kişinin istemesine rağmen vakit yaratamadığı için faydalanamadığı kültürel etkinliklere her gün ulaşmak ve içinde olmak gibi inanılmaz bir fırsatım var. Bu etkinlikler için çalışıyorken, aynı zamanda izleyici olmak, kişisel gelişimime oldukça katkı sağlıyor. SALT’ın bir parçası olmak, kültür sanat iletişimi yapmak beni son derece heyecanlandırıyor.
 
Derya Ergüç; “İzleyiciye dokunan, hissettiren, düşündüren, deneyim yaşatan PR çalışmalarının gerekliliği ise kaçınılmaz bir gerçek”
 
Sanat dünyası PR çalışmalarına nasıl yaklaşıyor?
Kültür ve Sanat dünyasının, kitlesel iletişimin ne kadar önemli olduğunun çok net farkında olduğunu düşünüyorum. Basın iletişimi, konvansiyonel medya ve reklam çalışmaları ile; sosyal medyanın birbirlerinden güç alarak ilerleyeceği şekilde stratejiler belirlendiğinde, sonuçlar çok daha efektif hale geliyor. Kitlesel iletişim yapmanın önemli bir yöntemi de PR çalışmaları. Özellikle basının kültür kurumlarının faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olması ve bunu izleyiciye aktarması son derece önemli. Daha önce de ifade ettiğim gibi kültür ve sanatın toplumun gelişimine katkısını düşünürsek; basın iletişiminin ve PR çalışmalarının ne kadar önemli olduğu daha net ortaya çıkıyor. İzleyiciye dokunan, hissettiren, düşündüren, deneyim yaşatan PR çalışmalarının gerekliliği ise kaçınılmaz bir gerçek.
 
Derya Ergüç; “SALT interaktif iletişim ve etkileşimin gücüne inanan bir kurum”
 
SALT hakkında bilgi verebilir misiniz? İletişime dönük hangi faaliyetleriniz var?
SALT , kar amacı gütmeyen, özerk bir kurum olarak 2011 yılında kuruldu. Güncel sanat; mimarlık ve tasarım; tarih, ekonomik ve sosyal çalışmalar alanlarında faaliyet gösteriyor. SALT, görsel ve maddi kültürde kritik konuları değerlendirir, deneysel düşünceye ve araştırmaya yönelik yenilikçi programlar geliştirir. SALT’ı anlatmanın en iyi yolu, aslında yaptığı programlardan geçiyor. Bu doğrultuda, SALT’ın iletişim stratejisini kurumun programlarının içeriksel anlatımını öne çıkartmak olarak belirledik.
 
Öğrenmeye ve tartışmaya açık bir ortam sağlamayı amaçlayan bir kültür ve araştırma kurumu olan SALT, ziyaretçilerini ilgi duymaya, eleştirmeye ve iletişim kurmaya teşvik etmeyi amaçlıyor.  
 
Bugün kurumun öncelikli iletişim hedefi aidiyet yaratmak. SALT interaktif iletişim ve etkileşimin gücüne inanan bir kurum. İzleyicilerinin kendilerini bu kurumun sahibi olarak görmesini, onların bir izleyiciden öte bir “kullanıcı” olmasını arzuluyoruz.
 
SALT olarak bir halkla ilişkiler ajansı ile çalışıyor musunuz? Neden tercihiniz bu doğrultuda? 
Hayır, bir halkla ilişkiler ajansıyla çalışmıyoruz. Çünkü, SALT gibi çok yoğun ve farklı disiplinlerde program yapan bir kurumun kendini doğru ve zamanında anlatmasının en efektif yolunun, bu iletişimi “in house” yürütmesi olduğuna inanıyorum. Doğrudan iletişim kurarak içeriğimizi anlatmayı daha doğru buluyorum. Diğer taraftan geliştirilmesi gereken eksikler de var sektörde. Özellikle alışılagelmişin dışında programlar yapan SALT gibi bir kurumun, bir aracı ile kendini anlatmaya çalışmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.
 
Günümüzde sosyal medya çok önemli. Sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz? 
Bugün sosyal medyada bir kişinin gücü bir şirketin gücünden daha az olmayabiliyor. 
Hazır modelleri takip etmek yerine yenilikçi ve paylaşımcı düşünceler üretmek, kendisini tekrarlamadan sürekli yenilenmek, yeni konuları kullanıcılarıyla yorumlamak isteyen bir kurum olan SALT için sosyal medya tabi ki çok önemli. Biz kullanıcılarımızla birlikte gelişmek, yenilenmek isteyen bir kurumuz. 
 
Facebook, Twitter, Youtube hesaplarımız kurumla birlikte 2011 yılında açıldı. Geçen üç yılda bu platformlara Vimeo, Soundcloud, Foursquare ve Instagram gibi popüler paylaşım ağları da eklendi. Bugün bir kültür kurumu olarak bakıldığında sosyal medyadaki takipçi sayılarımız oldukça yüksek. Bizim için daha önemli olan ise takipçilerimizle yaşadığımız etkileşim.  SALT, Google+’ı da en erken benimseyen kurumlardan birisi. Aynı zamanda Google Cultural Institute ve Flickr Commons’da da proje gerçekleştirmeye başladık.
 
SALT’ın programlarındaki hareketlilik web sitesine ve sosyal medya kanallarına da yansıyor. Araştırma ve Programlar ekibimiz sürekli olarak özgün ve dikkatli bir editoryal süreçten geçirilmiş içerikler üretiyor.
 
Eklemek istedikleriniz…
Son olarak eklemek isterim ki, sergi, söyleşi, konferans, atölye çalışmaları, eğitim programları, video, film gösterimleri ve yayınlar yapan bir kültür ve araştırma kurumu olan SALT’ın programları, İstanbul’da SALT Beyoğlu, SALT Galata, Ankara’da SALT Ulus ile saltonline.org üzerinden yürütülüyor. Kurumun özü olan SALT Araştırma kapsamlı bir yayın koleksiyonundan oluşan kütüphane ve arşivlerden oluşuyor. SALT’ın sunduğu tüm hizmetlerde olduğu gibi SALT Araştırma’da herkese açık ve ücretsizdir. 
 
Yasal Uyarı: halklailiskiler.com sitesinde yayınlanan yazılı ve görsel içeriğin tüm hakları halklailiskiler.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi herhangi bir içeriğin tamamı izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alınan içeriğin bir bölümü halklailiskiler.com’a link verilerek kullanılabilir.
Yorum Yazın