Plan ve Bütçe Komisyonu, RTÜK'ün 2012 yılı bütçesini görüşmek için bir araya geldi. Komisyonda RTÜK çalışmaları hakkında bilgi veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, televizyonların terör ve olağanüstü durumlarda genel olarak gerek kendilerinin belirlediği, gerekse yasayla öngörülen hususlara uygun yayın yaptıklarını belirtti.
Arınç konu hakkında şunları söyledi; "Abartılı ses ve görüntülerin, saatler süren son dakika anonslarının kullanımına, olay yeri görüntülerinin verilişine dikkat edildiği, şehitler ve hayatını kaybeden diğer vatandaşların isimlerinin, devlet makamlarınca yakınlarına bilgi verilmeden haberlerde açıklanmadığı, halkı ve terör mağdurlarını galeyana getirebilecek dil kullanımından uzak durulduğu ve teröre yönelik halk gösterileri haberleştirilirken daha dikkatli davranıldığı, pek çok kuruluşun yayın akışlarını değiştirdiği ve eğlence programlarını yayından kaldırdığı tespit edilmektedir."
Arınç, frekans ihalesi gerçekleştirilmediği için televizyonlardan 194 yılından beri ücret alınmadığını belirterek, 6112 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte yayın kuruluşlarından kullandıkları kanal ve frekanslar için ilk kez yıllık kullanım bedeli tahsil edildiğini ifade etti.
Arınç 2011 yılı için 3 Mart tarihinden geçerli olmak üzere toplam 27 milyon TL tahakkuk ettirildiğini ve bu miktarın ilk taksidinin Temmuz, ikinci taksitinin Ekim ayında kuruluşlardan alındığını vurguladı. Ayrıca Türkiye'de karasal ortamda 25 ulusal, 15 bölgesel, 207 yerel olmak üzere toplam 247 televizyon kuruluşu, 38 ulusal, 98 bölgesel ve 922 yerel olmak üzere toplam 1058 radyo kuruluşu olduğunu belirterek RTÜK kararlarına karşı açılan davalarda düşüş görüldüğünü söyledi.
RTÜK'ün Televizyon Yayıncıları Derneği'nin talebi ile hazırladığı "İyi Uykular Çocuklar" projesinden bahseden Arınç; "İyi uykular çocuklar projesini çocuklar sevdi. Proje ile ilgili olarak 2011 yılında Kırıkkale Üniversitesi tarafından rastgele örnekleme yöntemiyle ilköğretim 2, 3, 4, ve 5. sınıf öğrencilerinden belirlenen 500 çocuk üzerinde yapılan anket çalışması, öğrencilerin ekranda "İyi Uykular Çocuklar" animasyonunu görünce televizyon izlemeyi bırakıp uyuduğunu ortaya koydu" dedi.
Son yaşanan olaylar sebebiyle Basın Kanunu'nun da eleştirildiğini anımsatan Arınç, “Burada bir haksızlık var. Çünkü bu bir iletişim şurasında paydaşların da iştirakiyle yapılmış bir çalışmaydı. Genellikle yazılı medyayı ilgilendiren konular bu kanunda yer aldı. Şimdi ki çalışmamızla da bunun içerisine internet medyasını, daha çok haber portallarını koyacak bir düzenleme yapacağız” diye konuştu.
Basın özgürlüğünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde de yer aldığını anımsatan Başbakan Yardımcısı Arınç, bu özgürlüğün de sınırsız olmadığının, sınırlanabileceğinin ve yaptırımlara bağlanabileceğinin öngörüldüğünü ifade etti. “Basın özgürlüğü mutlaktır, her isteyen istediğini yapabilir” şeklindeki bir anlayışa kimsenin sahip olmayacağını belirten Arınç, Basın Kanunu'nda gazetecilik mesleğine geniş güvenceler getirildiğini söyledi.